🍀 10. Bölüm 🍀

25 14 34
                                    

Ardanın tarif ettiği ilk yere gelmiştik.
ATATÜRK MÜZESİ. İsmi bile insanı kendine çekiyordu.

Arabayı park edip müzenin içine girdik. Melihle ben arda ile simay iki tarafa ayrıldık.

Melih bana anlatarak gezdiriyordu. Bian o kadar çok duygulandım ki ağladığım bile olmuştu.

Bu hareketime melih 'hiç değişmemişsin' dediğinde ağlarken bi yandan da gülüyordum.

«»«»«»«»«»«»«»«»«»«»«»«»

Müzeden çıktıktan sonra tekrar ardanın tarifleriyle
ATATÜRK ANITI na gitmiştik. Hemen bi selfieler bi fotoğraflar bi konumlar... Arabayı park edip anıta doğru yürümeye başladık.

Aynı şekilde benle melih simayla arda ayrıldık vee melih bana anlatmaya başladı.

«»«»«»«»«»»«»«»«»«»«»«»«»

Tekrardan bir gezinin sonuna gelmiştik. Arda bu günlük bu kadar yeteceğini söylediğinde üzülsem de daha 4 gün buradaydık.

Ardagilin apartına giderken arda hisar camiinin de önünden geçirmişti.

En sonunda ardagilin apartına ulaştığımızda yorgunluğumu hissettim.

dışı uçuk yeşil bir apartın önüne gelip arabayı park ettim. Arda bir bavul elinde kapıyı açmaya çalışıyordu. Melih de diğer bavulu aldığında arabayı kitledim. Ve önümde yürüyen simayın koluna girdim.

"Kanka ben bunları neden özlemişim yaa?"

"Bilmeem, ama bendee çook özlemişimmm"

İkimizde deli gibi gülmeye başladık. Eski dostlar bir araya gelmişti. Bu mutlu anı kim istemezdi ki?

Daireye girdik ve etrafı incelemeye başladık simayla. Arada bir birbirimizi dürtüp orayı burayı gösteriyorduk.

Arda ve melih bizi oturma odasına geçirdiler ve bavullarımızı da oraya koydular.

"Kankalar, siz burada yatmayacaksınız tabiikide"

"Ee nerde yatcaz biz?"

"Bizim odada"

"Sizin oda?"

"Yani bizim odada kalacaksınız bizim yatakta yatın uyku güzelleri"

"Aynen siz rahat edin de bizim için yer önemli değil."

"Bavulları neden buraya koydunuz o zaman beyler?"

"Bilmem, melih sence?"

"Bende bilmiyom kanki"

"İyi o zaman gel yerlerine koyalım"

"Tamam"

İkisi bavulları tekrar kaldırıp bir odaya girdiler. Bizse simayla birbirimize bakıp hala deli gibi gülüyorduk.

"Ben acıktım"

"Bendee"

"Nası sölicez?"

"Bilmiyom"

Fısıldaşırken melihin sesini duyduk.

"Toplum içinde fısıldaşılmaz vatan hainleri"

"Sus be, sen önce dişlerini fırçalamayı öğren!"

Arada gelen mutasyon geçirmiş kahkaha sesi. Tabiiki bana ait. Yani kahkaha denilir mii? Bilmem ki benzemiyordu ama biz yinede diyelim.

Simayın dediği cümle cidden çok iyiydi. Tabi biz böle salak salak takılırken arda arkamızdan hayalet görmüş gibi bakıyordu.

MAVİNİN ÖTESİNDE (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin