Mira ile otobüse binmiştik ve babamın konum attığı yere doğru gidiyorduk. Mira her zaman ki gibi telefonuyla uğraşıyordu. Benim de canım sıkıldığı için, çantamdan telefonumu çıkardım. Mira'nın kolunu dürtüm, kafasını bana çevirdi.
"Babam otobüsle geldiğimizi, anlarsa" dedim ve elimi boğazıma götürdüm. İşaret parmağımla sağdan sola doğru çizdim. "Bizi öldürür." dedim. Mira ile kahkaha attık.
"Ay! Valla bir de taksiye para veremezdim." dedi Mira sinirli bir şekilde. Sonra devam etti. "Karısı lüks düşkünü diye, bizim de öyle olmamızı istiyor." dedi gözlerini devirerek. Bende gülümsedim. Kafamı telefonuma çevirdim ve ınstagram da gezmeye başladım.
Kendi profilime girdim, evet bende habire fotoğraflarıma bakıyordum. Takipçim, 5 bin falandı. Okuldan herkes neredeyse takip edince böyle oluyordu. Ben ise 340 kişiyi takip ediyordum. Kafamı kaldırdığımda babamın konum attığı yere geldiğimizi gördüm. Mira'yı dürttüm ve otobüsten indik.
Burası şirin bir kafeydi demeyi çok isterdim ama öyle değildi. Altın renginde avizeleri olan, şaşalı bir mekandı. Yanımızdan geçen garsonlar, başıyla bize selam veriyordu. Selam vermekte denemezdi, resmen padişahın önünde eğilir gibi eğiliyorlardı. Eğilen bir garson geri doğrulurken;
"Çok kasmayın ya!" dedim ve geri Mira'nın yanına ilerledim. Mira dediğii duymuş olacak ki gülümsedi ve elini yumruk yaptı. Bende elimi yumruk yapıp, onun eline çaktım. İkimizde sesli bir şekilde güldük.
Altın rengi avizelerin olduğu koridor gibi yerden çok şükür çıkabilmiştik. Şimdi geldiğimiz yer daha aydınlıktı en azından. Garsonlar; kırmızı bir yelek, altına beyaz gömlek ve siyah papyon takmışlardı. Gözlerimi devirdim. Mira ile babamı arıyorduk. Sonunda bize el sallayan babamla karşılaştık.
Babam, baş köşede oturmuş, Eda, onun yanında ve Arda da onun yanında. Arda bana bakıp göz kırptığında ona gülümsedim. Arda'yla aramız çok kötü değildi. O çok iyi biriydi. Annesini pek sevmezdi ve babamla da pek anlaşamazdı. Aynı bizim gibiydi yani.
Yanlarına gittiğimizde babama sarıldım, Mira babama sarılırken Eda bana sarılmak için ayağa kalkmıştı. O ayağa kalkarken ben, Arda'nın karşısında ki yerimi aldım. Eda, oturmak yerine Mira'nın babamdan ayrılmasını bekliyordu. Mira babamdan ayrıldığında, ona baktı ve gözlerini devirerek karşısına oturdu.
"Sizi bekledik kızlar, ne yersiniz bakalım?" dedi babam ilgili bir tavırla. Babam bizi ilk gördüğünde fazla ilgili davranırdı. Ama sonradan bizi alışırdı ve hemen ilgili tavırları yok olurdu. Ayol, buda bir değişik!
"Ben tost yerim." dedi Mira. Tabi ki bunu demeden önce bana 'Sen ne yersen bende onu yerim.' bakışları atmıştı ve bende ağzımı oynatarak tost demiştim. Kardeş dayanışması.
"Ben de tost yerim" dedim ve babamın garsonu çağırmasını izledim. Garson yanımıza geldiğinde, babam siparişlerimizi verdi.
"E, kızlar nasılsınız bakalım?" dedi babam.
"İyiyiz." dedik aynı anda Mira'yla. Birbirimize bakıp gülümsemiştik. Arda'nın da bize bakıp gülümsediğini görebiliyordum. Babam kafasını olumlu anlamda salladı ve Eda'yla konuşmaya başladı. Bizde üçümüz sohbet ettik.
********
Eve geleli yaklaşık 1 saat oluyordu. Yatağımda oturmuş kitap okuyordum. Babamın evine resmen villaydı. Ufak Tefek Cinayetler'de ki sarmaşık var ya. İşte aynı orası gibiydi. Yan yana dizilmiş bir kaç villa. Acaba bu Eda, Merve olabilir miydi? Gerçekten ondan her şeyi beklerdim. Oya'ya yapılan o kötülükleri, başka birine yapmadığı ne malumdu?
Ben ne kadar saçma şeyler düşünüyorum böyle? Her neyse.
Bizim evimiz -annem ile yaşadığımız ev- 2 katlıydı. Ama böyle değildi. Yani bu kadar lüks. Birinci katta; mutfak, salon, annemin odası, banyo ve tuvalet vardı. İkinci katta ise; benim, Mira'nın ve abimin odası vardı. Ve birde banyo. Ha! Unutmadan, birde benim dans odam. Benim ve Mira'nın odasında kendimize ait banyolarımız vardı ama abimin odasında banyo yoktu. Abim orayı kullanıyordu.
Böyle bir evde nasıl oturuyorsunuz, derseniz eğer; Annemin ufak bir kafesi vardı. Çok şirin bir kafeydi. Babam'ın aksine çok zengin değildik. Okul çıkışında kafeye gider, anneme yardım ederdik. Bazen de annemin zoruyla orada ders çalışırdık.
Babamın evi ise; 2 katlıydı. Ama birinci katta salon, mutfak, Eda ve babamın babası, 2 tane misafir odası ve banyo vardı. İkinci katta ise; benim, Mira'nın ve Arda'nın odası, misafir odası ve banyo vardı.
Kafam dağıldığı için elimde ki kitabı yatağa bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu** Texting (ASKIDA)
Humor" Yıldızlarım ışığına muhtaç Ay'ım, alacak mısın yıldızlarımı yanına? " * * * Vina, kafasına vahiy ile düştüğü bir çocuğun 'Anonim'i olmaya karar verir. İşt...