Kollarımı sıkan ellerle yüzümü buruşturdum. Gözümden yaşlar durmaksızın akıyordu, engel olamıyordum.
"Elbisen güzelmiş, az sonra yırtılacağı için üzgünüm..." dedi. İçimi kaplayan korkuyla ağzımdan ufak bir hıçkırık çıktı. O kadar çok korkuyordum ki, konuşmaya mecalim yoktu. Sadece ağlıyordum.
"Bırak beni, yalvarırım bırak..." dedim hıçkırıklarımın arasından. Allah'ım kurtar beni...
Pis gülüşü kulaklarımı doldururken tekrardan yüzümü buruşturdum. Allah'ım böyle kötü niyetli p*çler neden var? Neden insanlar bu kadar kötü? Daha doğrusu, erkekler neden bu kadar sapık? Neden? Neden?...
Allah'ım lütfen koru beni... Bu pislikten koru beni... Lütfen... lütfen...
Hıçkırıklarım art arda ağzımdan çıkıyordu. Kaçabilirdim... kaçabilirdim...
Bunu başarabilirdim... En azından denemekten bir zarar gelmezdi. Kollarımı, ellerinden sertçe çektim ve kapıya doğru koştum. Bir anda bedeni tutup duvara yapıştırması bir oldu. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında kusacak gibi oldum. Yüzümü buruşturdum. Onu ittirmeye çalışıyordum ama hiç bir işe yaramıyordu.
En sonunda dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde, nefes nefese kalmıştık. Tabi ya... Nasıl unuturum ben bunu! Ben bir yıl boyunca boks kursuna gitmiştim... abimin zoruyla. Az önce neden aklıma gelmedi ki benim! Aptal kafam!
Çüküne, diz kapağımla vurdum. Kendini yere atarken, yüzümü buruşturdum. Yerde yatıp, çükünü tutarken ağzında bir 'ahh' nidası dökülüverdi. Yumruk yaptığım elimi, gözüne çaktım. Bu sefer daha da fazla bağırmıştı. Ayağımla onu tekmelemeye başladım. O bağırıyor ben ise tekmeliyordum.
"P*ç kurusu seni! Adi, şerefsiz, or*spu çocuğu! Aynısını annene yapsalar ne yaparsın lan sen?! Namusum dersin demi! Namussuz it! İnşallah biri gelirde o çükünü keser senin! İnşallah! Allah senin cezanı versin! Şu dünyada sizin gibi p*çler olduğu sürece... Allah cezanı versin senin!" dedim. Aynı zamanda da ağlıyordum. Gözümden yaşlar durmaksızın akıyordu. Keşke o partiden hiç çıkmasaydım. Keşke...
Tekmelemelerimi kestim ve yüzüne doğru eğildim. Yüzünü buruşturmuş, yerde kıvranıyordu. Gözü ise kıpkırmızı olmuştu. Eğildiğim yerde saçlarını avucumun içine aldım ve çektim. Kafası geriye doğru giderken, yüzünü buruşturdu.
"Çükünü keserler senin inşallah! Bir daha bir kadına dahi dokunamazsın inşallah!" dedim ve eline yumruğumla vurdum.
"Bu ellerin felç kalır inşallah! O dudaklarını neşterle tamamen keserle umarım! Keşke... dersin. Keşke... Ölseydim de yapmasaydım!" dedim ve yüzüne lama gibi tükürdüm. Gözlerini kapattı. Ayağa kalktım ve koşar adımlarla kapıya yöneldim. Kapıyı açtım ve kendimi dışarıya attım. Gözyaşlarım, gözlerimi işgal etmişti.
Koşmaya başladım. Nefes nefese kalınca yolun ortasında durdum ve ayakkabılarımı çıkardım. Böyle koşmak daha kolaydı. Ayakkabılarımı fırlattım, şu anda umurumun umurunda bile değildi. Koşarken, ayağıma cam ve taşlar batıyordu. Ama yine de koştum..
Eve varana kadar koştum. Bizim evimizin önüne geldiğim sırada, karşı taraftaki evin ışıklarının yandığını fark ettim. Göz yaşlarım hala aktığı için etrafı bulanık görüyordum. Gözlerimin şiştiğine ve kıpkırmızı olduğuna emindin.
Bu evin ışıkları neden yanıyordu ki şimdi?! Bir anda arkamda bir nefes hissettim. Yerimde zıplayarak arkamı döndüğümde karşımda Ilgan'ı gördüm. Hem de ayıcıklı pijamalarıyla! Gözümden hala yaşlar akıyordu. Neden akıyorsunuz? Artık güvendeyiz!...
"Sen iyi misin?! Neden ağlıyorsun?!" dedi telaşla. Ağlamam artarken, kafamı göğsüne yasladım. Boyum kısa olduğu için tam olarak göğsüne geliyordum. Kollarımı arkadan beline sardım. Neden bilmiyorum ama şuan da kendimi güvende hissedebilecek bir yere ihtiyacım vardı.
Ve nedensizce kendimi burada güvende hissediyordum. O da bir elini saçlarıma götürdü. Bir eliyle de belimi kavradı. Gözlerimi kapattım ve kokusunu içine çektim.
"İyi misin? Bir sorun mu var?" dedi sesi çok yumuşak çıkmıştı.
"İ-iyim, so-sorunda yok.." dedim. Bu ses tonumla bana inanan harbiden aptaldır.
"Hayır. Bir sorun var, ama sen söylemiyorsun." dedi kesin bir dille. Ne söyleyecektim ona?
"Yolda gelirken bir çocuk beni taciz etti. Ben de dövdüm." mü diyecektim? Asla böyle bir şey söyleyemezdim!
"Söylemek istemiyorum..." dedim konuyu kapatmasını umarak. Ellerini belimden ve saçlarımdan çekti. Neden böyle yaptın ki şimdi?! Çok rahattı orası! İki elini de omuzuma koydu ve biraz eğildi.
"Anlat." dedi. Sesi emir verir gibi çıkmıştı. Ya da gerçekten emir vermişti. Gözümden bir yaş akarken, çeneme ulaşmadan elimle sildim.
"Ağlama... Sadece anlat. Ne oldu?" dedi. Sesi bu seferde emir verir gibi çıkmıştı ama daha yumuşak.
"Beni biri taciz etti..." dedim şıp diye. Bir anda söylediğim için derin bir nefes aldım. Gözleri hem pörtlemiş hem pörtlemiş, hem de dolmuştu. Yerim ya!
Ellerini omuzlarımdan çekti ve kendini dikleştirdi. Gözlerine bakmak için kafamı biraz daha kaldırdım. Gözlerim ellerine kayarken, ellerini yumruk yaptığını gördüm. Öyle bir sıkıyordu ki ellerini, eli bembeyaz olmuştu.
"Sakin ol.. ben dövdüm.." dedim. Dövdüm mü? Gerçekten mi Vina? Çen büyüdün de açam mi dövçün? Dese haklıydı valla. Ama hafif bir tebessüm ettiğini gördüm. Gözünden bir yaş akarken ki tebessüm...
Benim için ağlıyordu.
Bir adım daha attım ve elimi yüzüne uzattım. Elimin tersiyle göz yaşını sildim. Benimde gözümden yaş akıyordu. Ama gülüyordum.
"Üzülme, tamam mı? Sadece öptü... Bende bir güzel dövdüm, küfürlerimi saydım ve geldim. Bu kadar. Sorun yok." dedim ciddi bir sesle. Duyanda hiç bir sorun yokmuş zannederdi. O da gözyaşları arasından gülümsedi.
"Sen benim hayatımda gördüğüm en iyi ve en masum kızsın.." dedi. Ağlıyordu...
Kafamı tekrardan göğsüne soktum. O da saçlarımı okşamaya başladı. Bana sımsıkı sarılıyordu...
Evet! Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Gerçekten çok beğenerek yazdığım bir bölümdü..
Aslında değinmek istediğim bir konu var.. Bu bölümde Ilgan'ı biraz ağlatmış olabilirim. Ama bunun için gerçekten memnunum. Çünkü, 'erkekler ağlamaz' zırvalığından nefret ediyorum. Erkekler neden ağlamasın? Onların kalbinin yerinde taş mı var? Sadece kadınların mı kalbi var? Hayır. Onlarında duyguları ve kalpleri var. Özellikle böyle bir konuda ağlatmam, gerçekten çok özel bir şeydi bence...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu** Texting (ASKIDA)
Comédie" Yıldızlarım ışığına muhtaç Ay'ım, alacak mısın yıldızlarımı yanına? " * * * Vina, kafasına vahiy ile düştüğü bir çocuğun 'Anonim'i olmaya karar verir. İşt...