yeraltı

28 7 0
                                    

Güneş ışıklarıyla birlikte şehre gelmiştim. Darcy'nin yanından kaçar gibi uzaklaştım. Onda farklı bir şeyler vardı. Duruşuyla, konuşmasıyla ve hatta gülüşüyle bile ben tehlikeliyim diyordu. Ama aynı zamanda içimde ki tuhaf şeyleri de hareketlendiriyordu.

Carla'nın evine geldiğimde kapıyı tabi ki de büyükannesi açtı. Ben bir ton azar işitmeye hazırlanırken o gayet sakin bir şekilde beni görmezden gelip içeri geçti. Bu kasabada benim gibi doğaüstü varlıklara karşılık yapılmış bir büyü vardı. Eski kasaba halkı tarafından özellikle vampirlerden korunmak amacıyla yapılmıştı. Evlerine davet edilmediğimiz müddetçe giremiyorduk. Bir çeşit sınır büyüsü.

Ben kapıda kalmış öylece beklerken içeriden Nadia'nın sesi geldi. "İçeri gel seninle konuşacaklarım var." böylelikle onun peşinden içeriye girip kapıyı kapattım. Salonda ki sallanan sandalyesine oturmuş camdan dışarıyı seyrediyordu. Bu görüntüsüyle elinde bir örgüsü eksikti cidden. "Carla nerede?" diye sordum. Bana bakmadan koltuklardan birini gösterdi. Açıkçası Nadia'yı benim karşımda ilk defa bu kadar sakin görüyordum. "Gece tek başına geldikten sonra benden her şeyi anlatmamı istedi. Bende yarın sabah dinlendikten sonra ancak anlatabilirim diye zorla yatağa gönderdim." başını bana çevirip devam etti. "Şimdi benim seninle konuşmam gereken konu başka." başımı sallayarak "Dinliyorum." dedim.

"Carla burada güvende değil. Uzun uzun düşündüm. Onu ancak sana emanet edebilirim. Carla'nın varlığından artık haberdarlar, benim için de geleceklerdir. Uzun süredir saklanıyorum Aisha, artık gücüm yok. Onu benden iyi koruyabileceğine inanıyorum." Nadia'yı ilk defa bu kadar yorgun görüyordum "Nadia saçmalama. Carla şimdi güçlerine yeni kovuşmuşken gidecek gibi konuşma. Onun sana ihtiyacı var."

"Benim için gelecekler diyorum sana. Artık bu kasabadaki kimse güvende değil. Eğer kaçarsam Carla'ya zarar verirler. Buna izin veremem, beni anlamalısın." başımı sallayarak ona katıldım haklıydı. Ben de onun yerinde olsam gözümü kırpmadan kendimi feda ederdim. Bu savaş bizim veya onun değildi, Carla'nın da değildi. Fakat her savaş da olduğu gibi en çok masumlar zarar görüyordu.

"Peki kabul ediyorum. Fakat buna onu sen açıklarsın." başını sallayarak camdan dışarı bakmaya geri döndü. "Bir de Carla'yı kurtlar ve cadılar neden kaçırdı bana bunu açıklamalısın" bana dönmeden sanki burada değilmiş de başka bir yerdeymiş gibi anlatmaya başladı. "Griffin soyundan gelen cadılarız biz. Belki de cadı aleminin en güçlüleri. En büyük lanetler, büyüler hep bizim soyumuzdan gelen cadılar tarafından yapıldı. Bu yüzden kurtlar onu istiyor. Sadece dolunay gecesinde değil istedikleri zaman kurt adam olabilecekler veya kurt güçlerini istedikleri gibi kullanabilecekler. Sadece kurtken değil her zaman ısırıkları vampirlere ölümcül olacak. Geçmişten günümüze amaçları aynı en güçlü ırk olmak. Cadılar ise Leonard'ın köleleri zaten." durdu bana döndü çok ruhsuz bakıyordu "Karanlık yaklaşıyor."

Büyük bir gürültü ile hızla Nadia'yı alıp Cara'nın yanına çıkardım. Kapının kırılarak açılmasıyla içeriye ellerinde ki silahlarla avcılar girdiler. Kokularını alıyor onları duyuyordum yukarıya çıkıyorlardı. Cara uyanmış şaşkınca bize bakıyordu. Kapının önüne geçip onlara kaçmaları için zaman tanıdım. "Ben onları oyalarken kaçın. Arkanıza bile bakmadan koşun." ikisi de olayın şaşkınlığında bir şey diyemediler. Odadan çıkıp onlarla yüzleştim. Nadia veya Cara her ne için geldiyseler elleri boş döneceklerdi. Avcılar beni görünce ellerindeki silahları ateşlemeye başladılar. Bazılarından kaçabildiysem de bir kaçının acı bir şekilde içime girdiklerine eminim.

Leonard ilginç bir şekilde az kişi göndermişti. Ben onun istediği bir şey için her şeyini verebilecek biri sanırdım. Üç deneyimsiz avcının kalplerini söküp attıktan sonra telefonla Nadia'yı aradım. "Nadia evinden istediğin bir şey varsa çabuk söyle birazdan hepsi kül olacak." cesetlerimi gömmek ve evi de temizlemek ile uğraşmaktansa evi yakmak daha mantıklı gelmişti. Arkamızda delil olmamalıydı özellikle kasaba bu kadar karışmışken. "Sakın Aisha. Hemen geliyorum bekle." arkadan gelen sesler umarım Alvin'e ait değildir.

Bir Vampirin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin