Arabada Cara ile beraber erkekleri beklerken Cara ona anlatmadığım her şeyi anlatmam için beni zorladı. Her şeyi anlattığım zaman ise Fiona'nın aksine Darcy'nin tarafını tutmuştu.
"Darcy ve ben. Uh hayır, hayır, hayır...." dedim sakince. "Hayır 'Darcy ve sen' yani Darcy ve Darcy'nin kullandığı kişi vardır. Ve o insanlar ölürler." dediğimde sessizlik oldu. Sonra da Alfredo geldi ve bu sefer onun kullandığı araba yolculuğumuz başladı.
Bir otel gibi bir yere geldiğimizde Darcy de arka arabadan bir kaç çanta çıkarıyordu.
"Neredeyiz peki?" dediğimde sesini duyunca bile ürperdiğim kişi cevap verdi.
"Leonardın bizi bulamayacağı ve hiç bir yerin köşesi." dedi alaylı bir şekilde. Onu umursamadan ilerlemeye devam ettim. Odalarımıza yerleştik. Ben ve Cara beraber kalıyorduk. Fiona'yı cidden merak etmiştim. "Telefonunu verir misin? Benim ki nerede hiç bilmiyorum." Cara'nın telefonundan onu aradığımda cevap vermedi. Ve tabi ki bu beni daha çok endişelendirdi. "Fiona'nın başına bir şey gelmiş olamaz değil mi?" diye sorduğumda Cara güven verircesine gülümsedi. "Sakin ol eminim ki güvendedir." dediğinde biraz rahatladım.
"Benim anlamadığım bir şey var. Şimdi sen asıl kralın soyundan geliyorsan Nicole de mi aynı soy cidden kafam karıştı." cidden ne kadar da karışık bir durummuş. "Şöyle ki. Benden sonra kralın soyu çok sallandı. Yani kralın asıl çocuğu bendim fakat üvey annemin kızı tahta geçti. Bu yüzden de soy bozuldu." Cara bana tuhaf tuhaf baktı. "O zaman sen tacın asıl sahibisin. Halk bunu bilmiyor mu? Neden bunca yıl Nicole'ü aradılar da seni aramadılar?" bu kızın içine bugün dedektif kaçtı galiba. Sabırla cevaplamaya devam ettim.
"Daha önce de söylediğim gibi üvey annem beni sevmezdi ve sürekli bir yerlere kapatırdı. Kimsenin benden haberi olduğunu sanmıyorum. Eski bir dedikodu haline geldim anlayacağın." Cara'nın kafasındaki çarkların sesini duyabiliyordum. Nedense kendini bu işe fazla kaptırmıştı. Kraliçe olamayacağımı göremiyor mu?
"Biliyor musun ben hissetmiştim. İster cadı kanımdan dolayı de ister delisin de umurumda değil. Sende farklı bir şeyler olduğunu biliyordum." tam vampir olduğum için olmasın diyecektim ki elini kaldırıp beni susturdu. "Vampir olman değil. Nasıl derler? Asil kanı taşıdığın belliydi. Duruşun ve o kendi özgü havan." istemsizce kaşlarım çatıldı. Beni düşündüren onun sözleri değil de başka bir şey olmuştu. Ben şuan vampir değilim ve tahta geçmem isteniyor. Cara da bir şeyleri anlamış gibi baktı bana. İkimiz de hiç bir şey söylemeden göz göze kalakaldık.
Hızla kalkıp kapıdan çıktığımda Cara peşimden gelmedi. Dışarıda Alfredo'yu görünce telaşla anlatmaya başlıyacaklarımı o çoktan duymuş olacak ki elini kaldırıp susturdu beni. "Senin babanın da bir insan olduğunu unutma ve o tahtın asıl sahibiydi." dediğinde o zamandan bu zamana yıllar geçtiğini söylemek istedim. Veya sadece bunu yapamayacağımı söyleyip köşeme çekilebilirdim. "Ayrıca gerçek annen bir cadı." dedi arkadan bir ses. Soğuk sesi kalbimi parçalıyor. Sanki hiç bir şey olmamış gibi davranması işleri daha da karmaşıklaştırıyor.
Yanımıza gelip durduğunda "Yarı cadı sayılırsın." dedi. "Ama şimdi lanetliyim." dedim gözlerimi ona dikerek. Kimin yüzünden acaba diye de eklemek istedim.
"Vampir kanının çözemeyeceği problem yoktur." dedi ve aniden bileğini ısırıp ağzıma götürdüğünde ne olduğunu anlamamıştım. Fakat çoktan kanını yuttuğumu fark ettiğimde çok geçti. Alfredo da bunu beklemiyor olsa gerek şaşkın ve kızgınlıkla bakıyordu. Darcy ise son günlerde sürekli olduğu gibi soğuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Vampirin İntikamı
FantasyÖlüm sadece başlangıç oldu onlar için. Ölümü yaşamak ise sonları oldu. Bu yolculukta yalnızsınız. Kimse sizinle birlikte gelemez. En karanlık anlarda ise umut yok. Bir vampir intikam alevinde yanıyor. Aslında bu hikayede ki herkesin bir intikam a...