Bir Vampirin İntikamı

Aktive Ediyoruz

Leonard pis bakışlarını da alıp defolup gittiğinden beri bir kaç saat geçmişti ve ellerimi bağlamaya gerek bile duymayan bir sürü vampirin arasında bekliyorum. Darcy baygın yattığı yerde kıpırdanmaya başladığında henüz kimse onu fark etmemişti. Darcy buradaki içi boş vampirlerden daha zekiydi hatta daha güçlü. Sadece bu kalabalıkta ne kadar etkili olabilir tartışılır. Heyecan ve açıkçası umutla onun kendisine gelişini fark ettim. 

Önce ne olduğunu anlayamadı fakat dediğim gibi o zeki. Hemen etrafındaki kalabalığı inceledi ve en son benimle göz göze geldi. Başını iki tarafa doğru salladığında kaşlarım çatıldı. Gözlerindeki öfke büyüdü. Şeytani bir hızla beni yakalayıp sırtımı gövdesine yasladı. Hızdan dolayı kalbim teklediğinde ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Önce bütün vampirleri karşısına aldı. Sonra beni koluyla rehin aldığında onların bana zarar veremeyeceğini düşündüğünü anladım. Keşke Leonardın planını ona anlatmamın bir yolu olabilseydi. Boynundaki aparatında farkında olmasa gerek kendinden emin duruşu bana da güveni fısıldadı. 

"Artık bu saçmalığa bir son verelim değil mi?" dedi ve gülümsedi. "Leonard'ın vampirleri." 

"Hatırlatmak isterim ki, ben bir köken vampirim. Bir melezim. Ölümsüzüm." durdu ve ortamın gerginliğini içine çekti. "Ebediyet, son derece uzun bir zamandır." 

"Leonard'ın daha ne kadar süre tahtta kalacağını sanıyorsunuz? İçinizden birisi, sonsuza kadar ona borçlu olacağımı bilerek beni bıraksa? Bana karşı gelmeye cüret edecek olanlara acıyorum."

"Sizi temin ederim ki ölümünüz muhteşem olacak." sessizlik. "İçinizden hangi olağanüstü yavşak bana katılmak ister?" 

İçlerinden iri yarı bir erkek öne doğru bir adım attı. Göz rengi kırmızı olmasına rağmen hareketleri durağandı. "Eğer kabul ederseniz Darcy'e bağlılık vaat etmiş olursunuz. Seçim sizin." tam tamına otuz iki saniye sonra tekrar konuştu. "İndirin onu." 

İşte tam o anda Darcy beni arkasına fırlattı ve o anda içlerinden biri koşarak onun üstüne atladı. Darcy kafasını kırıp yanındaki ağaca fırlattı. Gülümseyerek kollarını iki yana açtı ve onları davet etti. 

Demirler ile kollarını yakalayan vampirler hepsi bir anda üstüne çullanınca Darcy dayak yemeye başladı. Demir zincir ile onu tutarlarken bir yandan da vuruyorlardı. Korkuyla bir iki adım gerilediğimde Darcy'nin göz renginin değiştiğini fark ettim. Bir anda onları tutanlara saldırıp onları boyunlarından ısırdı. Bileklerine bağlı olan zincirlerden de faydalanarak daha çok vampire zarar verdi. Ardından çok gaza gelmiş olacak ki bağırmaya başladı "Leonard buraya gel de bitirelim şu işi!" diye. Korkuyla bir ağacın arkasında beklerken arkamdan yakalanmam ile beklemem çok da uzun sürmedi. 

Leonard kollarında beni zapt etmeye çalışırken ilerlemeye başladı. Onu gören  vampirlerin çoğu yaralı olsa dahi saygı ile önünde eğildiler. Onları izlerken bu saygının yapaylığı beni rahatsız etti. Hepsinde korku vardı. Bu çok belliydi.

"Oğlum!" diye iğrenerek söyleyen sesi ormanda yankılandı. Leonard ile Darcy şimdi karşı karşıyaydı. Darcy'nin her yerinde kan vardı. "Yıllar boyunca senin peşinde seni kovalarken düşündüm durdum." kahkaha attı. Kıpırdamam için beni kolları ile şıkıştırmıştı. "Onu aramak yerine sevdiği her şeyi elinden alsam ve bana gelmesini beklesem ne olur diye?" Darcy kaskatı bir şekilde sadece Lenonarda bakıyordu. "Bunu yaptım hatırlarsın. Her şeyin benim elimdeydi. Güç , bana ait bir ordu ve hatta bu kız bile." saçımdan tutarak beni öne doğru attı. Öne doğru gidip sonra saçımdan tuttuğu için tekrar ona çarptım. Saçlarımdan çoğunu şimdiden kaybetmiştim. "Ama ne oldu? Yıllarca beklememe rağmen bana gelmedin." sesi şimdi daha sert çıkıyordu. Bu durumun onu sinirlendirdiği belliydi. "Bende olmayan bir şeylerin daha olduğu düşüncesine kapılmaya başlamıştım ki ne öğrendim. Kızı sen serbest bırakmışsın hatta dönüp arkana bile bakmadan. Yani benim elimde olduğunu bilmiyordun." kaslarım gerildi. Orada yaşadıklarım tekrar tekrar aklıma geldi. Görüntüler saçımdan daha çok canımı yaktığı için yüzümü buruşturdum. Darcy de bana bakmaya başlamıştı. Gözlerindeki ifadeyi anlayamaycak kadar acıma boğulmuştum.