Yanan ateşin çevresinde toplanmış 4 kız 5 erkek gökyüzünü seyrediyorduk. Bahsettikleri kadar mucizevi bir olaymış. Yanan ateş toplarının yeryüzü ile buluşmasını izlerken bir an için bile olsa her şeyi unuttum. Küçük üniversiteli bir kız gibi hissettim. En büyük derdim hoşlandığım çocuğun dikkatini çekememek olurdu herhalde.
Darcy ateşin arkasında tam benim karşımda oturuyordu. Bir tarafında sarışın kaşar diğer tarafında da bir oğlan çocuğu vardı. Ateşin üstünde bakışlarımız her bir araya gelişinde kalbim ters takla atıyordu. Amy çok tatlı bir kızdı ve bana nedense Cara'yı anımsatıyordu. Onu özlemiştim.
Amy bizim Darcy ile aramızda güzel bir uyum olduğunu söyleyip duruyordu. İyi ki Darcy bu söylediklerini duymuyordu. Darcy ile birbirimize deli gibi aşık olduğumuzu ve bir gün onun da böyle bir aşk istediğini dile getirdi. İçimden bunu dilememiş olmasını diledim.
Gece geç saatlere kadar oturmuştuk hatta bir ara ortaya bir gitar çıkmış ve sesi güzel olan birini beklemişti fakat kimse o topa girmedi. Tabi sonradan sarışın kaşar Darcy'e şarkı söylemesi için diretmişti. Ben gözlerimi devirip ateşi izlemeye başladığımda müziğin melodisi ile gözlerimin dolduğunu hissettim. Bu anlamsız his ile ona baktım. Kirpikleri yanaklarına gölge olmuş gitar çalıyordu. Bütün her şeyim ile onu dinledim.
Sevgili olanlar ateşin etrafında dans edip gülmeye başlamışlardı. Amy de Alex'i alıp zorla çadıra soktuğunu gördüm göz ucuyla. Ve bir anda dışarıda sadece ikimiz kalmıştık. Şarkı bitmişti. Ne kadar inkar edersem edeyim etkilenmiştim. Sesi büyüleyiciydi. Bıraksalar hayatımın sonuna kadar dinlerim.
"Sanırım soruların var." dedi ama bana bakmıyor o da benim gibi ateşi seyrediyordu. "Evet bir kaç milyon tane falan." dediğimde kıkırdadı. Bu sesi bir kavonaza hapsedip bir köşeye kaldırdım. Yanıma gelip oturdu. Aramızdaki elektriği sadece ben hissediyorsam eğer bu büyük bir sorun demektir.
"Sabah eve döneceğiz bu yüzden erken yatalım. Bugün yeterince şey oldu zaten." dedi ve beni çadırın içine katıp dışarıdan fermuarını ilikledi. Ben içeride onun gölgesine bakakaldım. Başı önüne eğik idi bir süre öyle kaldı sonra yavaşça uzaklaştı ve çadırın üstüne düşen gölgesi de gitti. Neler olduğunu anlamak o kadar zordu ki. Ama üç şeyden kesinlikle eminim. :)
Birincisi biz daha önce tanışıyorduk hatta çok yakından tanışıyorduk. İkincisi ben bir prensesim, üçüncüsü ona koşulsuz ve geri dönülemez bir şekilde aşık olmuştum.
Saati ve yeri kavrayamadığım da soğuk bir el tarafından tekrar uykunun derinliklerine gönderildim. Vanilya kokusuna sıkıcı sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Vampirin İntikamı
FantasyÖlüm sadece başlangıç oldu onlar için. Ölümü yaşamak ise sonları oldu. Bu yolculukta yalnızsınız. Kimse sizinle birlikte gelemez. En karanlık anlarda ise umut yok. Bir vampir intikam alevinde yanıyor. Aslında bu hikayede ki herkesin bir intikam a...