Hello!

25 5 0
                                    

      Belli etmemeye çalışsam da korkuyordum. Evet gerçekten bir duygunun ismini verebilmiştim. Duyguları unutmak gerçekten işinizi kolaylaştıran güzel bir şey fakat duyguları yeniden hatırlamak onları yaşamaktan daha korkunç. Ve bana bu duyguları yaşatan adam rahatça oturduğu koltuktan bana baktı. Gözlerimi kısarak ona baktım ve elimdeki içecekten içtim. Gerginliğimi azaltması için içtiğim kaçıncı bardak artık hatırlamıyorum. 

       Nadia beni lanetleyeceğini söyledi. Sanki her gün birilerini lanetliyormuş gibi rahatça anlatışı tekrar gözümün önüne geldi. Darcy'nin lanetine benzer bir lanet yapacakmış fakat tek farklı noktası benimki kısa süreli. Önümüzdeki dolunayda geri gelip arkamızdaki ormanda büyüyü bozdurmalıyım yoksa bir sene daha insan formunda hapis kalırım. Cidden düşmanlarımla dolup taşan yere en zayıf halimle gidecektim. Akıllarını ekmek peynirle yemiş bunlar. 

      " Yıllar önce cadı olduğu anlaşınca arkamızdaki ormanda griffin ailesi idam edilmişti. İçlerinde çocuklar hatta bebekleri bile vardı. Onaların güçlerini kullanarak senin vampir güçlerini kapatabilirim. Ve kimse vampir Aisha olduğunu anlamaz. Sen insan Aisha'sın." şaka gibi geliyor fakat bu gece lanetleniyorum. "Yanında Darcy de olacak birbirinize göz kulak olabilmeniz için de büyüyle sizi birbirinize bağladım." bir de bu eksikti. Güvenmediğim adama canım emanetti. 

         Hava kararmaya başladığın da camın önünde dolunayı izliyordum. Beni kısa süreliğine de olsa insan yapacak olan ayı seyre dalmışken yanıma Cara geldi. Veda vaktiydi anlaşılan. Cara burada güvende olacaktı. Bunu bilmek bana yetiyordu. Ne kadar sevmesem de Alvin onun yanından ayrılmıyordu ve ilk defa bu benim işime geldi. 

      "Kendine çok dikkat et bak. Üşütüp hasta olma oralarda. Tanımadıklarınla da konuşma. Sıkı giyin." Gözleri sulanan Cara'ya sıkı sıkı sarıldım. Alvin onu benden zorla uzaklaştırdı. Sonra arkasını dönüp dalga geçercesine konuştu "Sakın ölme wampircik sonra çok dalga geçerim." gözlerimi devirip kapıya yönelmiştim ki sert bir şeye çarpmamla durdum. Darcy uzun olmanın avantajıyla bana yukarıdan bakıyordu. "Hazır mısın insancık." serseri gülümsemesiyle bana baktı. Hazırladığım çantayı aldım ve onu umursamadan evden çıktım. Evime son kez bakıyormuşçasına dönüp tekrar baktım. Buradaki normal günlerimi özleyecektim. 

       Buluşacağımız yere geldiğimizde Darcy'nin de hiç konuşmadığını fark ettim. O da çok dalgındı. Sanırım bu durum sadece beni değil onu da etkilemişti. Nadia ateşin başında gözleri kapalı bir şeyler fısıldıyordu kendince. Arkasında olmamıza rağmen geldiğimizi anlamıştı. "Gel hemen geç şöyle karşıma otur. Ay tam konumunda cadılar da benim yanımda." ilginç cadılar da demek benim insan olmamı istiyorlardı. 

         Beyaz bir taşı avcumun içine bıraktı ardından diğer avucuma bıçağı bastırarak kanımdan bir kaç damla taşın üstüne akıttı. Sonra elini Darcy'e uzattı. Hiç konuşmuyordu fakat dudakları da hiç durmuyordu. Darcy şaşkınca bana baktı ne istiyor bu kadın dercesine. Omzumu silktim. Nereden bilebilirim. Nadia elini daha sert sallayınca tereddütle elini uzattı Darcy. Nadia onu çekerek yaklaştırdı ve bana yaptığı gibi avucuna bıçağı bastırdı. Onun kanıyla benim kanım taşın üstünde birbirine karışınca içimde tuhaf bir şeyler hissettim. Sanırım Darcy'nin lanetini kullanıyordu. 

           Nadia  başını arkaya attı ve gözlerini kapattı. Anında karnıma giren sancıyla iki büklüm oldum. Bağırmamak için dudağımı ısırdım. Etrafımda siyah bulutlar uçuşmaya başladı. Sonra bir adamın sesini duydum. Sesi çok yakındı fakat onu göremiyordum. Vücudum tıpkı oyuncak bir kukla gibi yere yığıldı fakat bilincim halen açıktı. Nadia'nın yanımdan uzaklaştığını hissettim. Bitmiş miydi? Ama ben farklı hissetmiyordum. Sadece çok yorgundum ve hiç bir yerimi kıpırdatamıyordum. Bacaklarımda ve sırtımda hissettiğim güçlü kollarla havaya kalktım. Başım arkaya düştü. Sonra hareket etmeye başladık. Biraz yürüdükten sonra rahat koltuklara bırakıldım. Etrafımı saran kokuyla kendimden geçtim adeta. Bu öyle bir kokuydu ki. Vampirler kan kokusuyla nasıl deliye dönüyorlarsa ben de bu kokuyla öyle olabilirdim. Bir süre başımda bekledi beni taşıyan kişi. Ardından uzaklaştı sonra yanıma biri geçti. Motor sesiyle de tahminlerim doğru çıktı. Hemen mi gidiyorduk oraya. Ben hazır değilim. Onu görmeye hazır değildim ki. 

Bir Vampirin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin