Şimdilerde çoğu genç başını sosyal medya kumuna gömüp, klavyeler arkasından algıyla yönetilen düşüncesiz, manasız akımlara uyan,efendileri tarafından yönetilen bilinçsiz insanlara dönüşerek toplumun akılsız, düşünmeyen, üretmeğen, yapmayan yaratıklarına dönüştürüldüklerinin farkında değiller. Bize hizmet alanı olarak kurulmuş sosyal medya, insanların amaç dışında hizmete zorlama huyu yüzünden kendine istenmeyenler içinde yer edinmiştir. Sosyal medyanın batağına saplanarak egolarını beslemekten başka arzusu olmayan bağımlı insanlara dönüşen, daha önceleri mevki statü elde etmek için kullandıkları egolarını şimdi takipçi, yorum, beğenilerle doyurarak ego tatmin aracı olarak gördükleri sosyal medya platformlarında saatlerce vakit geçiren kullanıcılar, kendim için, ülkem için ne yapabilirim yerine yorumlarım, beğenim,takipçim artsın diye hangi paylaşımı yapacağını düşünüyor hayatlarının en verimli zamanlarını boşa harcıyorlar. Egolarını beslemek uğruna, kendileri gibi olmayıp takipçilerinin istedikleri gibi davranarak onların sahte beğenilerini almakla kendilerini mutlu hissederler. Aksi durumda da mutsuz olur, değersiz hisseder, saldırganlaşır, birer narsistlere dönüşürler.
Biri istediği elbiseyi, telefonu alamadı diye kahrından öler, diğeri sevgilisi terketti diye intihar eder. Başkası arkadaşıyla pişti oldu diye depresyona girer, öteki tatile geç gitti diye, paylaştığı resimlere beğeniler az geldi diye, bir başkası "öpücükler"i, "gülücükler"i,"yorumlar"ı eksik diye şansına küser, ağlamaz makyajı akar diye, diğeri gülmez yüzü kırışır diye. Tırnağı kopar evden çıkmaz. Canı sıkılır herşey isteğince olur diye. Severler, boğuyorsunuz diye, az ilgilenirler, sevmiyorsunuz diye psikolojileri bozular.
Oysa bir anlık başlarını kaldırıp, çevrelerine baksalar, fazla uzağa yok yan komşularına, Fatma teyzeye, Ayşe anneye, nerdeyse bir asrı devirmiş Kevser teyzeye. Kaç savaş gördüklerini sorsalar. önce kaybettiği oğullarını, ya da oğullarını değil torunlarını sorsalar, ya da torunun evladını sorsalar şehit olan babasını, dayısını, amcasını sorsalar. Nasıl ayakta kaldığını, birparça ekmek için nasıl çalıştığını mesela. Ya da küçük Ali'ye hastalıkla nasıl baş ettiğini sorsalar. Karşı sokakdaki Melahat teyzeye sorsalar, doktorların 3-5 ay yaşarsın -yaşamazsın dediklerine rağmen, küçük kızını nasıl böyle mutlu edebiliyor diye. Dur, arkadaşlarının bıktım dediği kardeşine sorsalar nasılmış görmeden yaşamak, rengleri bilmeden annenin, babanın yüzünü görmeden yaşamak diye. Her sabah okula gitmek için babasının kucağında 5-ci kattan endirilen, okumak için okul merdivenlerini bile baba kucağında kalkan Mustafa'ya sorsalar ya da "nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun" diye.
Belki her gün silah sesleriyle uyanan çocuklara sorsalar nasıl yaşandığını bombalar altında. Nasıl gülebildiklerini seksek oynarken kardeşleriyle , nasıl öyle sevindiklerini. Babasız nasıl yaşadıklarını, annesiz nasıl geçindiklerini sorsalar. Belki muhtaç olmanın nasıl bir duygu olduğunu sormak gelir akıllarına . Komşu kapılarına sığınan boynu bükük annelere. Evlatlarını kurtarmak için dalgaların koynuna atılan, kendilerini denizin insafına bırakan insanlara sorsalar nasıl olur acaba.
Belki beraber soralım, ölümle burun buruna nasıl yaşanır, nasıl sabah edilir. Azrail'in elinden tutup yarına yürümek nasıl bir duygu. Ateş yağmurunda ıslanmak nasıl peki, biz yağmura tahammül edemezken yazın 40 derece sıcaklığında. Beraber soralım mı? Cevabı ne olacak biliyor musunuz?
Allah'ın takdiri deyecekler. Kader deyecekler.Keşke şehit olsak deyecekler, verdiğine şükür deyecekler. Yardım edenden "Allah razı olsun" deyecekler.
Belki utanırız değil mi aldığımız cevaplardan, elimizdekinin kıymetini bimediğimize pişman oluruz belki. Bu parçalanmak istenen vatan için birşeyler yapmak geçer içimizden. Kaderine boyun eğenleri bu durumdan kurtarmanın yollarını bulmaya çalışırız belki. Belki bu kez de zamanımızı boşa harcamakdan sıkılır, birşeyler yapmaya çalışırız. Bukez de kaderiniz mutluluk olsun deriz, hastalara umut oluruz yaptıklarımızla. Savaşları durdururuz belki, açlığa çare, evsizlere ev oluruz. Onlar bize nasıl bugün oldularsa biz de onlara GELECEK oluruz.
Unutma ey gençlik sen GELECEKsin. Masabaşında beğeni toplayan değil, masadan devletler yöneten GELECEK!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DeNEme veya SoHbet
RandomKafam karıştı yine .Kafa karışıklığı iyidir. Düşünceleri savaştırır,karşılaştırır.Karışık kafalar karışık düşünceler doğurur.Karışık düşünceler sana gerek olan düşünceyi,fikri.Yaşıyorsun demektir.Kafan karışmışsa beyninde savaş var demektir.Akıl sav...