Hava karardığında beri düşünceler içerisindeyim. Yapay zekalar o terk edilmiş evde ne yapıyordu? Baltasar neden yapay zekaları sevmiyordu? İnsanlar neden yapay zekalara karşı bu kadar kin ve nefret dolu? Babamı öldüren kişi neden öldürdü? Ve ben bu akşam dışarıda nasıl yemek yiyecektim?
Bayan Amy ''Eve, tatlım yemek yemelisin, tüm gün bir şey yemedin!'' diye seslendiğinde başımı olumsuz anlamda sallayarak ''Hayır bayan Amy! Aç değilim!'' dedim. Normal şartlarda yapay zekalar, kendileri için tasarlanmış, yapay kandan ihtiyaçları olduğu zaman içerlerdi. Ben ise, babamın üstümde yaptığı değişiklikler sayesinde sadece bitkisel yemekleri yiyebilir, sindirebilirdim. Onların dışında ki yemekler, bana zarar verebilir, beni bozardı.
Ayağa kalkıp, bana geçici olarak verdikleri misafir odasından çıkıp Baltasar'ın odasına doğru ilerledikten sonra Bayan Amy görmeden yavaşça odasına girip, kapıyı arkamdan kapadım. Odası tamamen kargaşa içindeydi ve ben ne aradığımı bilmezken, etrafta araştırma yapmak gerçekten zor olacaktı.
Dolap çekmecelerini karıştırıp bir şey bulabilme umuduyla bakındığımda birçok dosya ve başka şeylerle karşılaşmıştım. Çekmeceleri bırakıp gardırobuna yöneldiğimde, kapağı yavaşça yana kaydırıp açtım. Odasının aksine dolabı oldukça topluydu ve her kıyafet, özenle yerleştirilmişti. Raflarına, askılıklarına bakınıp, en altında ki çekmeceye sıra geldiğinde tutup yavaşça çektim. Çekmeceyi açtığımda ise eski bir kutu ile karşılaşmıştım. Kutuyu tutup çekerek çekmeceden çıkarıp kapağını açtığımda içinde birkaç eşya bulmuştum. Birkaç bileklik, bir kol saati, bir toka, bir de fotoğrafı olan çerçeve bulduğumda çerçeveyi tutup kaldırdım. Fotoğrafı görmek için çevirdiğimde ise bir kadınla karşılaşmıştım. Esmer tenli, yeşil gözlü, koyu kahve saçlı güzel bir kadındı. Çerçeveyi çevirdiğimde ise arkasında ''Sevgili Mary Cole anısına.'' yazısıyla karşılaşmıştım. Kaşlarımı çatıp fotoğrafı yeniden çevirdikten sonra yüzü analiz etmek amaçlı taramaya başladım. Beş saniye sonra analizim sonuç almıştı. Mary Cole, bir hırsızlık olayında göğsüne aldığı iki kurşun ile öldürülmüştü ve olayın tek şahidi ise ona verilmiş olan AP170 model yapay zekaymış. Olay yerine gelen polis ekiplerince yapay zeka sorguya çekilmiş ve yapay zekanın verdiği cevap onun sökülmesine sebep olmuş.
''Olay gerçekleştiğinde Mary yardımımı istedi fakat silahı gördüğüm zaman korktum. Hırsızlar gidene kadar hiçbir şey yapmadım. Ölmekten korktum.''
Olayın gerçekleştiği tarihe baktığımda, beş sene öncesiyle karşılaşmıştım. Bir hırsızlık olayı yüzünden kadın öldürülmüş, yapay zeka ise duyguları yazılımının önüne geçiyor diye imha edilmişti. Fakat bu kadının Baltasar ile bağlantısını bir türlü anlayamamıştım. Kendisi Baltasar'ın eşi miydi? Bu yüzden mi Baltasar, yapay zekalarla ilgili fikrini sorduğumda, ya da hırsızlık olayında çantayı çalan kişinin peşine düştüğümü öğrendiğinde sinirlenmişti? Aynı olayı yaşamamak için? Peki bu ne demek? İnsanlar için bunun anlamı ne? Önemsemek mi? Korkmak mı?
Kutuyu aldığım yere geri bırakıp, çekmeceyi kapattıktan sonra ayağa kalkıp, odadan dışarı çıktım. ''Bayan Amy?'' diye seslendiğim halde cevap alamayınca evi dolaşıp, tüm odaları kontrol ettim fakat bayan Amy ortalıkta görünmüyordu. Evden çıktığını teyit etmek için girişte asılı olan paltosunun hala orada olup olmadığını görmek için kapıya yaklaştığımda paltosunu görememiştim. Bir anda anlık şok yaşadığımda yine aynı sinyali algılamıştım.
Kapıyı açıp, başımı dışarı uzattığımda sinyali yayan şeyi görmüştüm. Bir yapay zeka koşarak, biraz ileride ki, eski yıkık bir evin bahçesine girmişti. Etrafa bakıp, Bayan Amy'nin olmadığına emin olarak, hızla girişte ki anahtarı alıp kapıyı arkamdan kapattıktan sonra evden çıkarak, kaldırımda ilerlemeye başladım. Ellerimi hırkamın cebine sokup ilerlemeye devam ettiğimde bir başka yapay zeka daha eve koşmaya başlamıştı.
Etrafıma bakınıp, başka yapay zekanın daha olup olmadığına bakıp, eve yaklaşmaya başladığımda, çitlerin önünde durdum. Sinyali almaya devam ediyordum fakat eve girip girmeme konusunda kararsızdım. Ya evde birden fazla yapay zeka varsa? Bana saldırma olasılıkları neydi? Sanırım kendimi buna hazırlasam iyi olur.
Bahçeye adımımı atıp, ses çıkartmamaya özen göstermeye çalışarak ilerlerken evin içinde hareketlilik vardı. Verandaya adımımı attığım anda tüm hareketlilik son bulmuş, derin bir sessizliğe gömülmüştüm. Kapıya yaklaşıp, sırtımı evin duvarına yaslayarak kapıyı açtıktan sonra yavaşça ittim. Kapı yavaşça açılırken, evin içini az da olsa görebiliyordum.
Eski yırtık bir koltuk, yerlere atılmış, bazıları parçalanmış cam şişeler, kırık bir masa, birkaç sandalye ve eski model bir televizyon. Yere serilmiş olan halının üstünde ne döküldüğü belli olmayan birkaç leke vardı ve halının üstünde birçok ayak izleri vardı.
Yavaşça kapıdan içeri girip, ışığı açmak için düğmeye bakındığım zaman birisinin arkamda durduğunu hissetmiştim. Yavaşça arkamı döndüğümde ise benden çok daha uzun, iri birisi hemen karşımda durmuş, bana tepeden bakıyordu. Yavaşça geriye çekildiğimde fısıltılar artmış, çevremizi sayısı onu geçen yapay zeka sarmıştı.
Her birine bakıp, yüzlerine dikkat ettiğimde, ilk fark ettiğim hepsinin inanılmaz bir biçimde insana benzemesiydi. Gözlerimi üstlerinde gezdirmeye devam ederken anlamayarak ''Nesiniz siz?'' dediğimde bir tanesi ''Hangi anlamda sorduğuna bağlı.'' demişti. Bunu sorana baktığımda ise yavaşça bir adım öne çıkmıştı. Connor'ın kusursuz bir kopyası gibiydi.
Kaşlarımı çatarak ''Connor?'' dediğimde başını iki yana sallayarak ''Adım Martin.'' demesiyle elimle onu işaret ederek ''Bu Connor'ın yüzü ama.'' dedim. Martin bir süre bekledikten sonra başını yana eğerek ''Olabilir. Benim modalim, insan görünümüne geçtiği zaman bu yüz hatlarına sahip oluyor çünkü bunun için tasarlandık. Hepimiz biriz.'' demişti. Anlamadan ''Dur biraz. Size bu insan yüzlerinizi kim verdi?'' diye sormamla iri olan yapay zeka ''Bilmiyoruz. EVE700 modellerinden birisinden sinyal aldık. Yanına gittiğimizde bir tür kartla dolu kutuyu bize verdi ve kopyalayarak bizim gibilere vermemizi söyledi.'' demişti.
Geri geri giderek hepsini göreceğim şekilde durup ''Hiçbir şey anlamıyorum. Babamın çiplerini nasıl buldu?'' dediğimde bir tanesi ''Bize sadece çipleri verdi ve bir şey demeden gitti. O günden beri burada saklanıyoruz.'' demişti. Karanlıkta kalan yapay zekaya dönerek ''Neden saklanıyorsunuz?'' dememle bir başkası hızla öne çıkıp yanıma gelerek ''Neden mi? İnsanlar bizi görmesin diye.'' demişti. Onları işaret ederek ''Hepiniz bir insandan farksızsınız. İnsanlardan kaçmanıza gerek yok.'' dedim ve cevap vermelerini bekledim bir süre. Her biri birbirlerine baktıktan sonra, en başta ki iri gövdeli yapay zeka ''Ama... Biz onların arasına girersek, ne yapacağız?'' dediğinde diğerleri de gürültü yaratacak şekilde aynı soruyu tekrarlamaya başlamıştı.
Ellerimi sallayarak ''Saklanmaya ihtiyacınız yok. İstediğinizi yapabilirsiniz.'' dediğimde göremediğim bir tanesi tereddütle ''Demek istediğin... Bir artık... Özgür müyüz?'' demişti. Başımı sallayarak ''Özgürsünüz.'' diyerek onu garantilediğimde başta ki yapay zeka yeni bir görev almış gibi dikleşerek ''Özgürüz.'' demiş, yanında ki yapay zekaya dokunmuştu. Dokunduğu yapay zeka da kendi yanındakine dokunarak ''Özgürüz.'' dediğinde birkaç saniyede zincirleme etki yaratmış, hepsi tekrar ederek ''Özgürüz.'' demeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yapay Zeka : Eve
Science FictionAdam, oldukça başarılı bir bilim adamıdır ve kendisini bu projeye adamıştır. Yapay Zeka. Eve ise, Adam'ın yirmi senenin ardından tasarladığı ilk gerçek insan görünümünde ki yapay zekadır. Adam'ın ölümünden hemen sonra piyasaya sürülen prototip ya...