Sabah olduğunda Bayan Amy'nin telaşlı konuşma ve koşturmaları arasında hazırlanmıştım ve anlaşıldığı üzere saatin dokuz olmasını bekliyordum. Saat ilerlerken Baltasar'ın odasından hazır bir şekilde çıkması beni şaşırtmıştı. Boğazını temizleyip kolundaki saatine baktıktan sonra masaya ilerleyip kahvaltı niyetine attığı ufak tefek yemekle beraber Bayan Amy şaşırmış gibi ''Bugün senin izin günün değil miydi? Sen nereye böyle?'' demesiyle kapı çalmıştı.
Ben tam kapıya yaklaşacağım zaman Baltasar oturduğu masadan koşarak ayrılıp kapıyı açmak için önüme geçmişti. Kapıyı sonuna kadar açtığında ise karşısında takım elbise giyinmiş olan adamı görmesi bir olmuştu. Adam tüm soğuk kanlılığını korurken ''Bayan Eve ile görüşmek istiyorum.'' demişti. Baltasar ''Kimsin?'' diyerek konuşmaya başlamıştı ki araya girerek ''Eve benim.'' diyerek kapıya yaklaştım. Baltasar bana dönüp bir süre bekledikten sonra sorusunu yenileyerek ''Evet Eve bu, şimdi sen kim olduğunu açıklayacak mısın?'' demişti.
Adam bir süre Baltasar'a baktıktan sonra Baltasar'ı kenara iterek içeri girmiş ve bana yaklaşıp ellerimi tutarak sıcak bir şekilde gülümseyip ''Seni yeniden görmek çok güzel Eve.'' demesiyle suratına boş bir ifadeyle bakıyordum. anlaşılan bu adam beni bir yerden tanıyordu fakat benim onu tanıyamamış olmamı hemen fark etmiş gibi kaşlarını çatmıştı. Şüpheyle ''Beni tanımadın mı?'' dediğinde Bayan Amy hızla araya girip Baltasar'ı göz hapsine alarak ''Oğlum onu Bay Pliph denen adamın şirketine götürüp onu sıfırladı.'' diye suçlayıcı bir şekilde konuşmuştu. Kimse onun böyle demesini beklemiyor gibiydi. Özellikle de karşımda ki avukat.
Bunu duymasıyla beraber ellerimi bırakarak Baltasar'a dönerek ''Ne? Bunu cidden yaptınız mı?'' demesiyle Baltasar üstünde ki suçlayıcı bakışların altında ezilirmiş gibi geriye doğru çekilerek ''Şey ben evet... Ama bunu iptal etmeyi denedim.'' demesiyle avukat Baltasar'ın üstüne doğru ilerlerken ''Ünlü mucit Adam'ın mirasını devralacak olan kızını alelade bir yapay zekaymış gibi o küstah herifin yanına götürüp onu sıfırladınız öyle mi? Seni değil yıllar, ömür boyu hapse tıkıp asla ödeyemeyeceğin bir para cezasına mahkum edebileceğimi biliyorsun değil mi? Bunu yapman yasal bir suç! O hala Adam'ın üstüne kayıtlı.'' demesiyle araya girip ''Şey, artık gitsek olmaz mı?'' dememle avukat durup bir an için bana dönmüştü.
Başını sallayarak ''Evet, gidelim.'' diyerek kapıya geri yönelmişti ki Baltasar hızla üstüme atlamış ve kolumu yakalayıp beni kendisine çekerek ''Bende geleceğim.'' demişti. Şaşkınlıkla koluma dolanan kollarına bakarken avukat kesin bir şekilde ''Hayır.'' demesiyle Balsatar kolumu sıkarak ''O zaman Eve'de gidemez.Ben Adam'ın cinayet soruşturmasını yönetiyorum ve Eve bu süreç içerisinde benim korumam altında. Ya ben de gelirim, ya da o gitmez.'' demişti. Avukat bir şey demek iin ağzını açmıştı ki araya girip ''Bizimle gelsin. En azından güvende olduğumu kendi gözleriyle görmüş olur.'' deyip gülümsediğimde avukat bir süre beklemiş ardından ikna olmuş gibi başını sallayarak ''Pekala. gidelim.'' diyerek dışarıya çıkmıştı. Peşinden biz de çıktığımızda evin önüne park edilmiş olan arabasına doğru ilerlerken ''Yolculuğumuz uzun sürmeyecek. yakın bir yere gideceğiz. Orada sana mektupta babanın sana anlatmak için fırsat bulamadığı şeyi anlatacağım.'' diyerek arabasına binmiş ve bizi beklemeye başlamıştı. Baltasar ile beraber arka koltuğa oturduğumuzda avukat arabasının kapılarını kapatmış ve bir düğmeye basıp arabasını hareket ettirmişti.
Anlaşılan avukatın yüklü miktarda parası vardı. Arabası yeni çıkan,yapay zekanın kendisi sayesinde hareket eden bir oto kontrol mekanizmasına sahipti. İçinde ki lüks malzemesine bakılacak olursa da bu oldukça yüklü bir paraya mal olmuştu.
Araba sonunda bir hastanenin önünde durduğunda avukat araçtan inip bize bakarken ''Beni takip etmenizi istiyorum.'' diyerek ilerlemeye başlamış ve gitmek istediği odanın önüne gelene kadar tek bir kelime bile etmeden ilerlemişti. Sonunda durup bir süre bekledikten sonra arkasını dönüp bana bakarak ''Eve öncelikle genç bir avukat olduğumdan beri babanın yanındaydım ve her zaman onunla çalışmaktan gurur duydum. Onun vefatı hepimizi sarstı, en çok da seni. Ölümünden birkaç ay öncesinde bana bir mektup verip okuduktan sonra ateşe atmamı ve doğru zamanda sana açıklamamı istemişti. Baban yıllardır bunun için uğraştı ve ne yazık ki başaramadı. Ama hala servetinin bir kısmı buna gidiyor ve zamanı geldiğinde ne yapman gerektiğini sana soracaktı. Bunlar belgeler.'' diyerek bana bir kağıt uzattığında evlat edinme belgeleri görmüştüm. Üstünde yazan isim benim eskiden kullandığım isimdi. Doğum tarihi, nerede doğduğu, kim tarafından evlat edinildiği...
''Babam bu kızı evlat edinmiş.''
Avukat kağıdı okuduğumu anlayınca elimden geri aldı ve dosyasına yerleştirirken ''Evet öyle. Bir yağmurlu gecede, yapılan kutlamanın ardından herkes araçlarına bindi ve ayrıldı. Adam ve Lara araçlarına binip eve dönerken, sarhoş bir sürücü tarafından araçları metrelerce yüksekten kayalıklara düştü. Adam kurtuldu fakat Lara'nın nabzı zayıftı. Onu hastaneye getirdiklerinde doktorlar uzun uğraştan sonra onun komaya girdiklerini açıkladı. Adam ne yaptıysa Lara komadan çıkamadı. yılar geçtikçe Lara'nın kasları zayıfladı, kilo verdi. Doktorlar onun fişinin çekilmesi gerektiğini söylese de Adam vazgeçmedi ve yeni bir ey üstünde çalıştı. Eğer onu komadan çıkartamıyorsa, ona yaşaması için yeni bir beden üretecekti. Adam Lara'nın hafızasını alıp bir yapay zekaya yerleştirmeye amaçladı ve bunu başardı. Onun için, kendi haline birebir benzeyen bir beden tasarladı ve tüm anılarını ona aktardı, ona yeni bir isim olarak, her şeyin başlangıcını temsil eden Eve ismini verdi.'' dediğinde Baltasar'ın başı bir anda bana dönmüştü.
Duyduklarımın şaşkınlığı içerisinde avukata bakmayı sürdürürken avukat sessizliğimi cevap olarak kabul ederek devam etmişti.
''Adam bunu sana açıklayacak cesareti bulamadı. Bu yüzden o öldükten sonra bunu sana açıklamak için beni seçti. Her şeyi dinledikten sonra kararı sana bırakmamı istedi. Şimdi içeri girmek ister misin?'' dediğinde bakışlarım işaret ettiği kapıya kaymıştı. Bir şey diyemeden yavaşça elimi kapıya uzattım ve kapıyı açıp içeriye hızlı bir göz attım. Pencereden içeriye gün ışığı doluyordu. İçeride hala çiçeği taze olan bir vazo, bir yatak, bir masa vardı. İçeriye girip yatağa yaklaşmaya başladığımda yeni fark ettiğim hemşire hızla ''Merhaba nasıl yardımcı olabilirim?'' dediğinde avukat hızla ''Kardeşi Lara'yı görmeye geldi.'' diyerek beni işaret ettiğinde hemşire hızla ''Anladım. Ben sizi yalnız bırakayım.'' diyerek serumla ilgili işini tamamlayıp odayı terk etmişti.
Bakışlarımı yatakta yatan bedene odakladığımda arkamda ki avukat ''Bu yıllar önce komaya giren, senin insan bedenin Eve.'' dediğinde yavaş adımlarla yatağa yaklaşmaya başladım. Kahve saçları açık bir şekilde iki omzuna atılmış, yüzü serumla beslenmekten çökmüş,kemikleri ortaya çıkmış olan kızın suratına bakmayı sürdürdüm bir süre. Suratında ki her bir detay, kendi suratımdaydı.
Kızın yanında duran sandalyeye oturup sessizce Lara'nın suratını incelemeyi sürdürdüm. Ben, oydum. Gerçekten yaşayan bir insandım. Eskiden... yaşıyordum. Bir an için gözlerimin önünden onlarca karışık ve birbirinden bağımsız anılar geçmeye başladığı zaman birisinin omzuma dokunmasıyla başımı çevirdim. Baltasar sessizce bana bakarken tek yapabildiğim 'Ben oyum.'' demek olmuştu.
Baltasar sakin bir şekilde ''Eve, bu sen değilsin. Eskiden bu olabilirsin. Ama şu anda sen özelsin.'' dememle Bakışlarımı yeniden yatakta yatan Lara'ya çevirdim. Sessizce ''Hayır. Ben özel falan değilim. Bir makineyim. Hepsi bu.'' demiştim. Sesim o kadar kısık ve soğuktu ki Bu Baltasar'ı rahatsız etmiş gibi görünüyordu.
''Diğer yandan o... gerçek bir insan.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yapay Zeka : Eve
Science FictionAdam, oldukça başarılı bir bilim adamıdır ve kendisini bu projeye adamıştır. Yapay Zeka. Eve ise, Adam'ın yirmi senenin ardından tasarladığı ilk gerçek insan görünümünde ki yapay zekadır. Adam'ın ölümünden hemen sonra piyasaya sürülen prototip ya...