Sezon Finali - 4

517 23 26
                                    

Sezon Finali – Bölüm 4

Yanıltıcı II

- Gözlerin olmadan da göremez misin? –


"Sana... Sana..." diye fısıldadı ter içinde kalmış yüzünü ona doğru kaldırırken. İçinde biriken öfke kelimelere yansımıyordu şimdi. Motor kasklı adam gözlerini kısarak üzerine eğildi. "Git de kendini b*cer pislik!"

Üzerine saldırıp savurduğu yumruk, kaskın camlarını kırarak yüzüne ulaştı. Parmaklarından bazılarının kırıldığını ve camların elini tekrar kestiğini yoğun acıdan hissetti. Kaskını çekip çıkarırken ikinci bir yumruğunu sivri burnuna indirdi. Çıkan kütürdeme sesi, bu burnun bir daha eskisi gibi olamayacağını kanıtlar nitelikteydi. Hırsız, yüzü kanlar içinde geriye savrulurken cebindeki silahı yere düşürdü.

Ayakları hala bağlı olduğu için o da dengesini kaybedip yere düşmüştü. Arkasından gelen sopayı havada yakalamak için hızla dönünce ayak bileğinin iplerden kesildiğini hissetti. Acıyla yüzünü kısmasına rağmen ona doğru savrulan sopayı son anda havada tutmayı başarmıştı. Reflekslerinin bu kadar kuvvetli olduğunu görünce şaşırdı. Belki silinen hafızasıyla birlikte bu tür özelliklerini de unutmuştu ve yeniden kendini keşfediyordu. Belki de hiç unutmamış, sadece zihninin bir kısmında tekrar kullanmak üzere muhafaza edilmişti.

Hırsızın karnına tekme atıp sopayı elinden aldı. Arkasından üzerine atlayan mahkûmun silah tutan bileğini yakaladığı gibi arkasında bağladı. Ensesine dirseğini geçirdikten sonra hırsızın kafası anormal bir şekilde yalpaladı ve dengesini kaybedip yere düştü.

Diğer iki hırsız şaşkınlıklarını üzerinden atana kadar ayak bileklerini iplerinden kurtarmayı başarmıştı. Fakat gelen darbeyi fark edene kadar iş işten geçmişti. Kaburgalarına yediği sopanın darbesiyle gözleri karardı. Akciğerlerindeki havanın uçup gittiğini hissetmişti. Omzuna doğru gelen ikinciyi kollarını kaldırarak engellemeye çalıştı ancak sopa çok sert gelmişti. Kolunda kırılan sopanın parçaları dört bir yana uçuşurken acıyla bağırmak istedi. Nefesi buna yetmiyordu. Kırılan kaburgalarından biri akciğerlerine zarar vermişti. Ciğerleri her bir nefeste alev alev yanıyormuş gibi acı veriyordu ona. İleri atılarak ona bu acıyı verenleri cezalandırmak için sabırsızlanan vücudunu harekete geçirdi. Tüm askeri eğitimi gözünün önünden geçiyordu.

Tüm vücuduna yayılan adrenalin, ona acılarını unuttururken sopası kırılan hırsızı göğsünden ittirdi ve yere düşmesini beklemeden bacağını yakaladı. Sağ ayağıyla kaval kemiğine bir tekme savurduktan sonra diğer hırsızın ona doğrulttuğu pompalıyı fark etti. Bacağı kırılan hırsızı yerde bırakırken silahtan kaçmak için diğer tarafa yuvarlandı.

Motor kasklı hırsızın titreyen elleri ve sürekli hareket halinde bulunması da işini kolaylaştırmıştı. Pompalının iki mermilik hakkını da ıskalamasını sabırla bekledikten sonra üzerine atladı. Pompalıyı elinden alarak hırsızın kafatasına indirecekken bir şey ona engel oldu.

Sırtına yediği tekmeyle arkasına dönmeye fırsat bulamadan göğsünü duvara çarparak kalçasının üstüne düştü. İkinci bir darbe yememek için ayağa kalkmaya çalıştı ancak göğsündeki şiddetli sancıya dayanamayıp oturduğu yerde kaldı. Midesindekileri yanına boşaltırken azda olsa rahatladığını hissetti. Tekrar ayağa kalkarken göğsündeki acı şiddetini devam ettiriyordu. Eğer hayatta kalırsa bu acı aylarca onu bırakmayacak ve hareketlerini kısıtlayacaktı. Soluk alışverişinin kesik kesik olmasından da ciğerlerinin eskisi gibi olmayacağı belliydi. Bu durumda bile bunları düşünmesi garipti. Birazdan hayatı kararacaktı ama o hala sağlığını düşünüyordu. Karşısında dikilen iki hırsıza doğru sinsice sırıtarak yumruklarını birleştirdi. Bunları şu an gerçekten yaşamıyordu. Bu bir sınavdı.

Zamana DirenenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin