0

62.9K 3.1K 2.6K
                                    

0: Her başarılı erkeğin yanı başında, harika bir kadın vardır.

Selam! Yeni kurgumla karşınızdayım. Umarım çok seversiniz, sizi seviyorum.

Etraftaki kalabalığın odak noktası olan kişi, eşim, Soobin'den başkası değildi.

Evliliğimizin ikinci yılında, ailelerimizin şirketleri birleştirmesi uğruna yapılıyor olan kutlama için tuttuğumuz balo salonunun her bir masasını tek tek gezip, selamlaşıyor; geldikleri için teşekkür ediyor ve hatta ufak tefek hediyeler dağıtıyordu.

Uzun saçları at kuyruğu şeklinde sıkıca toplanmasına rağmen hala kürek kemiklerinin ortasından, sırtına iniyordu. Mankenleri kıskandıracak kadar sıkı kalçalara, incecik bir bele ve herkesin sahip olmak isteyecek kadar beğendiği bir yüze sahip oluşu, üzerindeki zevksiz bir seçime sahip elbiseyi bile bu denli güzel taşımasının sebebiydi. İnce gözleri, uzun kirpikleri ve kalın dudaklarıyla güzel bir kadındı işte, etrafındaki her erkeğin isteyeceği kadar güzel, alımlı ve düşünceliydi.

Salonun ortasındaki zeminden biraz yüksekte kalmış pistteki grubun solisti naif ses tonuyla tam da ortama uygun bir şarkı söylüyordu. Ellerim terlemişti, tek başıma oturmaktan öyle sıkılmıştım ki tek yaptığım, onu izleyip; neden sevemediğimi sorgulamaktı.

Böyle güzel bir kadını neden sevemiyordum?

Aklımda dönüp duruyordu. Onu neden sevemiyordum? Onu neden sevemiyordum? Onu neden sevemiyordum?

Gözlerimin önüne dökülen sarı kahküllerimi geriye ittirerek, birkaç metre ötemde, saçları harika bir özenle ayrılmış adama kahkaha atışını izledim. Zarif parmakları adamın omzuna dokunuyor, her zaman kullanmayı çok sevdiği gül kurusu ojeleriyle süslenmiş tırnakları dikkatimi çekiyordu. Elinin hemen üzerinde ufacık bir beni vardı, bir de küçükken geçirdiği bisiklet kazasından kalan tek iz; hafif bir çizik. Onun dışında öyle kusursuzdu ki, ona aşık olamayışım benim bile iliklerimi titretiyordu.

Hayır, onu seviyordum.

Onu çok seviyordum ama, aşık olduğum insan olamıyordu.

Daha fazla dayanamadığım bu yer, artık nefesimi kesmeye başladığında oturduğum sandalyeden kalktığım gibi hızla dışarıya yürümeye başlamış ve kendimi buz gibi bir soğuğun ortasında bulmuştum.

Kar yağıyordu, ön kapı gazetecilerle doluydu. Ben ise arka tarafta, üzerimdeki incecik gömlekle duvara yaslanmış; çakmağımı bulamadığım için dudaklarımın arasında kalan, yakamadığım sigarama küfrediyordum.

"Bay Kim,"

Duyduğum yumuşak sesle yavaşça soluma döndüğümde, Jeongguk'u görmem uzun sürmemişti. Üzerinde yine jilet gibi bir takım, kulağında diğer korumalarla iletişim kurabileceği bir kulaklık vardı ve geriye yatırdığı saçlarıyla öyle sert görünüyordu ki, bu sesin ondan çıkmasına şaşıp kalırdınız.

Gözlerim koluna astığı hardal rengi kabana takıldı. Sonra tekrar, boş bakışlarımı yüzüne çevirmiş ve afallayan ifadesiyle baktığını görmüştüm ama uzun sürmemişti. "Üşüyeceksiniz," diye söyledi, hafif azarlar bir tonda. "Sonra konserleriniz aksıyor, hayranlarınızı üzüyorsunuz."

Hafifçe gülümsemkle yetindim. O yine de kabanı omuzlarıma bırakıp, cebinden çakmağını çıkarmış ve dudaklarımın kavradığı dalı yakıp, geriye çekilmişti.

Her başarılı erkeğin yanı başında, harika bir kadın vardı, evet.

Ama bu hikaye, başarılı erkek Kim Taehyung 'un arkasındaki, basit görünen koruması Jeon Jeongguk'un hikayesiydi.

***

into you ¤ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin