Yaşadığım ne varsa attım zihnimden,
Gözlerinle yeniden doğdum küllerimden...
Artık sen varsın, biz varız...
Hadi vur aşkınla beni kalbimin tam on ikisinden...Erim kalçasını tuta tuta acile gelmişti. Taksiye de binemiyordu.
"Doktor! Doktor yok mu? Vuruldum ben! Ölüyorum diyorum doktor yok mu ya?" diye bağırdı acilin girişinde. Hemşire yanına geldi ve onu hasta bakıcılarla sedyeye almak istediler.
"Şöyle alalım sizi beyefendi.""Popom gitti benim. Nasıl yatayım. Vuruldum ben bak!" dedi kalçalarını göstererek.
"Yüzü koyun yatın o zaman."
Erim denileni yaptı. "Kızını isteyecektim ya sadece, vurmak ne lan? Adet böyle mi burada? Vuruyorlar mı kız isteyeni."
Hemşire ofladı, "Yok, sarkıntılık eden sapıkları vuruyorlar."
Erim başını kaldırdı, "Yavaş gel! Kim etmiş onu? Kız da bana aşık bir kere. Hem de deliler gibi. Çiş yaparken tanışmıştık. Aşık olduk."Hemşire yüzünü buruşturdu. "Nasıl çekici bir şekilde işemişsiniz ki, aşık olmuş?"
"Çok şekerdik ya..." dedi kızı düşünüp sırıtarak.
"Şimdi biraz canınız acıyabilir,"
"Sorun değil. Benim canımı yakan Tanem'imin yokluğu."
"Tanem mi?""Evet. Ah hemşire hanım ah! Çok aşığım. Hayır adama sinir oldum. Alan razı veren razı sanane be adam, sen ne giriyorsun sevenlerin arasına? Ara bozucu gıcık."
Hemşire adamın kalçasından saçmayı çıkarırken, adamın çenesinden ofluyordu.
"Tek saçma olsa neyse. Kızı gelir önüme tekme atar-" birden bağırdı, "ah!- babası kıçıma saçma sokar-ah! acıyor ya- biri önden dizini geçirir ayrı, diğeri arkadan apayrı! Baba-kız kasıtları var-ah!- soyuma sopuma. -Çok acıyor ama ya.""Beyefendi kıpırdamayın! Ayrıca biraz acıyabilir."
"Duruyorum işte hemşire, Allah Allah" sonra arkasına baktı, "Öldürecekti adam beni ya!"
"Bu küçücük şeyle ölmezsiniz!"
"Cani adam cani! Sanki zorla öpmüşüm kızını. Hem bir şey deyim mi size, ilk kızı öptü beni.""Yaa?" dedi kız hayretle.
"Yaa. Ama o mağara adamı ne yaptı?"
"Ne yaptı?"
"Sanki ben ırz düşmanıymışım gibi beni saçma ile kovaladı. Kıçıma sıktı. Maganda!"
"Aslında iyi biridir."
"Ya git nesi iyi. Öldürecekti beni."
"Bu saçma öldürmez beyefendi."
"Süründürür. Daha kötü."
"Yarına bir şeyiniz kalmaz.""Dava edeceğim."
"Dediğim gibi kötü değildir," diye sinirle söylendi ve adamın poposuna pamuğu bastırdı.
"Ahhh!" Adam gözlerini yumdu, sonra açıp kıza baktı, "Tanıyorsunuz değil mi?" Sesi ağlamaklıydı.
Kız başını aşağı yukarı salladı.
"Çok mu yakınınız."
"Amcam."
"Amca? Baba yarısı.""Aynen."
"Hıı... İyi o zaman, ben gideyim. Yoksa bu köyde leşimi bile bulamayacaklar." pantolonunu çekip, kalktı.
Hemşire ona bakıp güldü, "Çok mu seviyorsun sen Tanem'i?" diye sordu.
"Evet. En bi sevdiğim o benim."
Hemşire başını eğdi, "Bak babası Levrek'e bayılır."
"Aaa ben de çok severim." -Yani artık en sevdiğim.
"Tulumba tatlısını çok sever."
"Bayılırım.""Maç izlemeyen biri ile asla oturmaz."
"Ben aynı atmosferi paylaşmam."
"Koyu Fenerlidir."
"Aynenim."
"Mesela çok ağırbaşlı, kasıntı insanları sevmez amcam. Rahat, samimi insanları sever."
"Ya bana arkadaşlar arasında 'Cıvık Ero' derler. O derece samimiyim.""Şimdi o kadar da şey etme."
"Ben bilirim o şey edeceğim kıvamı. Sen devam et."
"Zenginliğe önem vermez. Zengin insanlardan da pek haz etmez."
Erim kafasını kaşıdı. "Ben zaten malı mülkü devredeceğim ya benim ikizime."
"İkiziniz mi var?" diye dehşetle sordu kız.
"He, var. İkizim ama ben daha yakışıklıyım."
"Osman amcamın da bir ikizi vardı. Orhan amcam. Ona kazık attı zamanında, o yüzden ikizinin olması hiç iyi olmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DAMLA / SON SERİSİ III - FİNAL
Romansa"BU HİKAYE WATTYS 2018 YARIŞMASININ UZUN LİSTENE GİRMEYE HAK KAZANMIŞTIR" O gittiği zaman şehrin ışıkları bir bir sönmüştü. Karanlıklarda boğulmuş, gözyaşları ile yıkanmıştı senelerce... Çaresizliğin en dibini görmüştü... Acının en zirvesine çıkmışt...