🔙 3. BÖLÜM 🔚

77.5K 6.8K 680
                                    

✴ Çoklu Çakışmayla Yolculuk ve Korkunç Gerçeklik ✴

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çoklu Çakışmayla Yolculuk ve Korkunç Gerçeklik

Tavuk yemeyeli uzun zaman olmuştu. Okyanus tavuğu-yani Lykamarl- soframızı eşsiz tadıyla zenginleştirmişti. Yaklaşık birer kilogram olan bu gurme lezzete kendine hayran bırakan türdendi. Yemeğin ardından yine okyanusta yetişen değişik bir meyve içki olarak önüme ikram ediliyordu. Bu meyve koyu yeşil renkliydi ve tırtıklı bir dış kabuğa sahipti. Sanki meyveden çok dışı pullarla kaplı bir canlı gibi duruyordu. Theo iki eliyle tutabildiği bu meyveleri elindeki bıçakla delerek içindeki sıvıları büyük bir özenle küçük kaselere boşalttı. Meyvenin iç kısımlarını da yiyeceğimizi düşünürken Theo Piysret adındaki bu meyveden kalanları parçalayarak oluklar aracılığıyla okyanusa geri gönderdi.

Theo çok geçmeden kaselerden birini hızlıca kavrayıp midesine indirdi. Ben ise küçük yudumlarla içeceğin keyfini sürmeye başladım. Bu içecek ağızda kadifemsi ahenkte meyve likörlünü anımsatan bir tat bırakıyordu. Yemeğimiz tamamlandıktan hemen sonra Theo,

" Yarın önemli bir gün olacak. Geçitten geçerek Kutsal Suiya Bilgeleri ile görüşmeye gideceğiz. Kırılan yazıtlarda seninle ilgili neler var, sen kimsin, neden buradasın umarım bunların hepsini öğreneceğiz. Aslında bunları sana da sorabilirim ama yazıtlarımızın bilgeliği bize en doğru yolu göstereceği için en doğrusu onun ışığında yürümek. O nedenle yarınki yolculuktan önce iyice dinlen. Emin ol yarın çok büyük bir gün olacak. " diyerek bana yataklardan birini işaret etti.

Ben uyumak istemeyen yaramaz bir çocuk gibi ona gülümsüyorken Theo ise içi okyanus bitkileriyle doldurulmuş oldukça yumuşak bir yastığı ellerime tutuşturdu. Bana da söz dinleyen bir çocuk gibi erkenden uyumak düşüyordu. Theo çok geçmeden sığınağın ışıklandırmasını söndürdü. Aklımda o kadar çok soru varken uyumak zorunda olmak hiç hoşuma gitmiyordu. Böylesi sevimsiz duygular içinde savrulurken sonsuzmuş gibi duran bu derin karanlıkta gözlerimi istemsizce uykuya teslim ettim.
......

Uykumdan Theo'nun oldukça yüksek ve aceleci sesiyle zıplayarak uyandım. Neden bu kadar acele ettiğini ise anlamıyordum. Zaten yetersiz gelen uykumun pençesinden sıyrılıp yatağımda zar zor doğrulmuşken, onun bu hallerine iyice sinir oluyordum. Ben hala yatakta gevşek bir halde uyanmaya çalışırken daha fazla dayanamayan Theo,

" Haydi ama Elza! Eğer okyanus canlılarıyla olan sohbetlerime katlanmak istemiyorsan hemen o yataktan çık! Yoksa onlarla konuşmaya başlar ve saatlerce susmam ona göre. " diyerek bana tehditler savurmaya başladı.

Ben ise yaşadığım tacizler karşısında inatla direniyordum. Güneşi göremediğim bir günün sabahına bu kadar erken uyanmak bana hiç akıllıca gelmiyordu. Benim umursamaz hallerim karşısında çılgına dönen Theo ise daha fazla dayanamayıp beni kucakladığı gibi yataktan çıkardı. Beni yere indirmesini beklerken kendimi yan odadaki havuzun içinde bulmam çok sürmedi.

EDNA GÜNLÜKLERİ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin