✴ Zamanın Özüne Yolculuk / Kyaptron Simyasıyla Obka Özünün Mührü ✴
Karşımızda az konuşan çok gülümseyen bu canlı tamamen özgür kalacak olan Gargalyallar için mutluluk gözyaşları döküyordu sanki. Asırlardır süren bu acılı bekleyiş, çözülmesi gereken simya ve özgür kalması gereken kirletilmiş ruhlar. Hırsına yenik düşen beden hırsızlarınca çalınmış binlerce milyonlarca hayat. Cebimdeki şişede Gargalyal bilgelerinin çalmış oldukları tüm özleri serbest bırakacak olan şifre çözülmek için bekliyordu. Gargalyallar'in özlerini çalarak kendi bedenlerini inşa etmiş olan bu karanlık ruhlar kusursuz bir gizlenmeye büyük bir saltanat içinde asırlarca yaşamıştı. Bu özün içine gizlenmiş kusursuz simyayı çözmekse sadece bu iki suhuranın ilmiyle mümkündü.
-Birincisi Suhura'ların efsanevi lideri, zamanın özünün hükümdarı Kyaptron
-İkincisi ise zamanın şifrelerini teslim alacak olan varis suhuraydı. Bunun kim olacağını şu ana dek kimse bilmiyordu. Bu iş için yaşamış olan sayısız suhuranın içinden özü en saf olanı seçilecekti. O da dostumuz Wlaykras'tan başkası değildi.
Şimdi üçümüzü bir araya getiren şeyin, üç kaderi ve üç varisi birleştiren gerçekliğin gücü karşısında hayran kalmamak mümkün değildi. Bu denli büyük güçlerle Edna'da hüküm süren kötülüklerin yok edilmesi için savaşa başlayabilirdik. Eğer yeterince laneti kırar ve bize destek olacak dost sayısını arttırırsak.
Ben bu düşünceler içinde savrulurken yaptığım bilgi transferiyle Edgar'ı da tüm olanlar hakkında bilgilendirmiştim. Biz büyük bir hayranlıkla karşımızda duran iki suhurayı ve başlattıkları kutsal seremoniyi izliyorduk.
Akışkan zemine karşılıklı oturmuş ve el ele tutuşmuşlardı. Suhuralara ait en eski ahitlerde gizlenmiş olan bir lisanla obka özündeki özgürlüğün simyasını çözmeye çalışıyorlardı. Az sonra cebimdeki şişeye ihtiyaçları olacaktı. Bunu bildiğim için emaneti cebimden itinayla çıkararak ikilinin tam ortasında duran boşluğa özenle yerleştirdim. Geri çekildiğimde korku ve endişe dolu gözlerle olanları izleyen Edgar'ın elini sıkıca kavradım ve bakışlarımı yeniden ikiliye çevirdim.
Boyutları çözen, simyaları kendi emrine alıp tüm kötülüklere karşı gizleyen bu kusursuz iki güç şimdi en büyük sınavını verecekti. Karşılarında olan simya şimdiye dek bildikleri simyalara benzemiyordu. Bildikleri tek şey kutsal saklı ahitte gizlenmiş tüm simyaları çözen bir seremoniydi. Kusursuz bir musikiye benzeyen sözler ve sesler yükseldikçe ruhumuzu titreten bir tını çevreye hâkim olmaya başladı. İşte sanırım oluyordu. Özgürlüğe giden kötü ruhların düğümlediği tüm şifreler kırılıyordu. Kırılan her düğüm bedenlerimizi titretirken, iki suhuranın da zeminden yükselerek savrulmasına sebep oluyordu. Süreç son sözlerin söylenmesiyle birlikte tamamlanmıştı ve zeminden yukarıda olan iki suhura ışıktan damlalar halinde gözlerimizin önünde zemine doğru akmaya başladı.
Korku dolu gözlerle olanları izleyen Edgar, dehşetle ileriye doğru atılmıştı ki onu tekrar elinden kavradığım gibi geriye doğru çektim ve
" Sabırla bekle! Az kaldı! " dedim.
Akışkan zemine dökülen iki kutsal suhura ışıklar içinde tekrar bedenlerini giyinmeye başlamışlardı. Az önce yaşanan form değişiklikleri bu simyanın şifresinin çözülmesi için gerekliydi. Çünkü en güçlü ve saf iki suhuranın bedensel çözülmesi bu şifreleri çözümü için gereken son hamleydi. Şimdi onlar bir bütün halinde ve yerde karşılıklı oturuyor ve bize gülümseyerek bakıyorlardı. Onlara verdiğim şişe yine tam olarak ortalarında duruyordu. Seremoninin bitmesi için onu geri almam ve simyayı tamamlamam gerektiğini biliyordum. Şişeyi aralarından alıp doğruldum.
" Şimdi sıra bendeydi. "
Yapılacak şey çok basitti. Vücudumda Minidia liderinden teslim aldığım o kutsal akım devreye girecekti. O akımın ne olduğunu şimdi daha iyi görüyordum. O akım akıp giden zamandı ve benim vücudumda damarlarımda güven içinde dolaşıyordu. Zamanın akışının korunması Edna'nın varisi olan bana emanet edilmişti. Bu çok büyük bir sorumluluktu. Çünkü ben onu teslim alana kadar tüm karanlık ruhlar zamanla gereğinden fazla oynamış ve bütün gerçekliği kendi istedikleri şekle sokmuştu. Böylece tüm diyarlara onlar hükmediyordu. Ama bugün olacak bu kırılmayla onların zamandaki hükümdarlıkları son bulacaktı.
Büyük bir odaklanmayla avucumda ışıksal bir şölene dönüşen bu akımı,
" Zamanın efendisinden aldığım bu emanetle sizden çalınan zamanlarınızı size iade ediyorum. Masumluğunuzu da! " diyerek elimdeki şişeye tüm akımı yönlendirdim.
İşte bitmişti.
Bedenimden ayrılan emanet zaman damlaları Gargalyallar'in özüne doğru yeniden akıyordu. Uzun süre devam eden bu akım bedenimi yorgun düşürmüş olsa da Edna için umutlanmama neden olmuştu. Öze doğru akan son zaman damlasıyla birlikte büyük bir parlama oldu. Elimdeki şişenin kapağı kendiliğinden değişmeye ve kavisli yeni görünümünü almaya başlamıştı. Obka özü gerçek bedenlerine doğru akmış ve şişenin kapağının kapanmasıyla birlikte aktarım mühürlenmişti.
Karşımda duran iki suhura sürecin bitmesinin ardından yanıma gelerek ellerimi sıkıca kavramıştı. Çok mutluydular. Kyaptron görevini tamamlamış olduğu için Wlaykras ise hayal bile edemeyeceği bu şerefli görevde olduğu ve bizden gizli teslim aldığı ve bize asla anlatamayacağı sırlar için. Edgar'ın da o az önceki endişesi yerini huzur ve güvene bırakmıştı.
Ben ise yolculuğun bir an önce kaldığı devam etmesi gerektiğini biliyordum. Çünkü az önce özgür kalan ruhların hırsızı olan karanlık ruhlar bu simyayla tamamen çözülerek zamansal gölgelere dönüşmüştü. Ve eminim ki intikam için peşimizde olacaklardı. Biz onlardan kurtulana dek. Bu nedenle,
" Karanlık ruhların gölgeleri bizi bulmadan bir an önce buradan gitmemiz gerek. "
Herkes olacakları biliyordu. Çünkü bulunduğumuz boyutta anlam veremediğim bir bilgi akımı başlamıştı. Farkındalığımız giderek artıyordu. Kyaptron kendi evinde olduğu için bizi yolcu edecekti. Bize gülümseyerek reveransta bulundu ve
" Hoşça kalın zamanın ve Kyaptron'un dostları. Bir sonraki görüşmemizi bekliyor olacağım. "
☆ Biz de ona gülümseyerek şükranlarımızı sunduk. Kısa süre içinde üçümüz bir araya gelmiş ve elimdeki şişeden zemine doğru akan bizi sonraki yolculuğumuza götürecek olan obka özünün zeminle buluşmasına odaklandık. ☆
~~~~~~~~~
Merhaba değerli okurlarım. Edna Günlükleri 2 yeniden okurlarıyla buluşuyor.
Kitabıma soru, görüş, yorum ve oylarınızla destek vermeyi unutmayın. Unutmayın ki her kitap büyük bir emek ve hayal gücünün eseridir.
Edna Günlükleri 'nin 1. kitabını tüm kitapçılardan temin edebilirsiniz.
Sevgilerimle,
Aygül Mudurlu
~~~~~~~~~
TELİF BELGELERİ - SAHİPLEN.COM üzerinden alınmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDNA GÜNLÜKLERİ 2
FantasyZamanın çok ötesinde kaderin taşları ile tutsak kılınan efsanevi bir geçmiş anlatılır Edna dilinde. Bu geçmiş öngörülemezliğin küllerinde geleceğin mezarlığına dönmüştü. Tahmin edilemez gerçekliğe kırılan her bir kutsal yazıt ise zamanın kıvrımları...