✴ Değneklerin Seremonisi Kalkanı ve Zakiros Algoritması ✴
Suiya Bilgeleri Mabedinde olmak ve daha önce hiç tanımadığım büyük büyükbabamla karşılaşmak beni iliklerime kadar dondurmuş olsa da bu yeni gerçekliğe çok geçmeden alışıp bana doğru açılmış olan oldukça iri kollara kendimi düşünmeksizin teslim etmiştim. Birkaç gündür yaşadıklarımın ardından tanıdık bir liman, güvenilecek dostane ve akraba kollar az da olsa ruhuma iyi gelecekti. Sevgi dolu uzun bir sarılmanın ardından ismiyle seslenildiğini duyduğumda büyük büyük babamın adının Frank olduğunu öğrendim.
Frank nedense çok az konuşuyor ne kendinden ne de ailemizden neredeyse hiç bahsetmiyordu. Kısa süreli heyecanlı ve meraklı bekleyişim bu nedenle büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştü. Çok geçmeden mabedin bahçesinden anlam veremediğim bir şekilde kaçar adım içeriye yönelmeye başladık. Herkesin yüzünde bir anda beliren büyük korku beni de huzursuz etmişti. Kısa süren bu korku anının ardından tüm mabet sakinleri bizi girişin önünde bırakarak yeniden bahçeye doğru yöneldi.
Theo ve ben olanları anlamaya çalışırken, herkesin elinde oldukça eski ve gösterişli birer değnek belirmeye başladı. Önce Frank değneğini üç kez zemine sert bir şekilde vurdu. Ardındansa diğer herkes onu takip etmeye başladı. Yapılan bu işlem çok geçmeden kusursuz bir seremoniye dönüştü. Ben değneklerden çıkan ahenge kendimi kaptırmışken, mabedin bahçesi gözlerimin önünde bir anda parçalanmaya başladı. Gördüklerimizin etkisiyle Theo ve ben birer adım gerileyerek korku dolu gözlerle olanları çaresizce izlemeye başladık.
Kusursuz seremoni bahçede bizi dehşete düşüren bir gerçekliği gözlerimizim önüne seriyordu. Parçalanan toprak yepyeni şeklini alıyor, güçlü ve zırhlı birer savaşçı olarak sanki bilmediğimiz bir savaş için bahçedeki konumunu alıyordu. Kısa süre içinde yüzlerce savaşçı değneklerin seremonisiyle yaratılıp bahçe ve mabedi tam anlamıyla kuşattı. Anlam veremediğimiz bu koruma kalkanı havada gördüğümüz korkunç bir gerçeklikle çok geçmeden gerekçesini gözlerimizin önüne seriyordu.
Daha bizim dakikalar öncesi mabede ulaştığımız yoldan belki de binlerce okyanus katili yani Mulagar mabet bahçesine neredeyse ulaşmak üzereydi. Bu kahrolası yaratıklar mabedi, şehri ve tüm Suiya'yı kuşatmak üzere bizi büyük bir savaşın eşiğine sürüklüyordu.
" Kahretsin! Buraya nasıl girdiler!? "
Gördüklerimin etkisiyle dehşete kapılıp Savaşçı Elza' yı bir anda serbest bıraktım. Ona verdiğim tek emir ise,
" Savaş! " oluyordu. Buradaki herkes ve tüm yaşam için savaşmak zorundaydı.
Savaşçı Elza silahlarını kuşanmış ve mabedin bahçesine inmeye başlayan devasa yaratıklara tam saldırmak üzereyken, bahçeden mabede doğru gelen büyük bir güç dalgası yere kapaklanmamıza neden oldu. Neler olduğunu anladığımızda ise gördüklerimiz karşısında tüm sözler anlamını yitirmişti. Frank' in bedeninde büyük bir enerji serbest kalmış, onu saniyeler içinde şeffaf bir forma dönüştürmüştü. Ardındansa diğerleri bedenlerinden sıyrılarak saf bir enerjiye dönüştü. Tüm bu olanlarsa büyük enerji dalgaları halinde bizi oradan oraya savuruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDNA GÜNLÜKLERİ 2
FantasyZamanın çok ötesinde kaderin taşları ile tutsak kılınan efsanevi bir geçmiş anlatılır Edna dilinde. Bu geçmiş öngörülemezliğin küllerinde geleceğin mezarlığına dönmüştü. Tahmin edilemez gerçekliğe kırılan her bir kutsal yazıt ise zamanın kıvrımları...