•İLTİFAT•

234 12 6
                                    

"Renkleri duygulara vermek doğru muydu?
Bana gelen aydınlık siyahtan oluşuyordu.
Gördüğüm en güzel siyah."

DERİN AKSOY

Sabah kalktığımda kendi evimde olmadığımı anlayıp sessiz bir çığlık attım.Sonra aklıma dünki olaylar geldi.En son Ateş'in benim yanıma yattığını hatırlıyordum ve bunu ona ben sormuştum bunu yaparken aklımdan ne geçiyordu acaba.Umarım bu sadece bir rüyadır ve Ateş'i hiç yanıma çağırmamışımdır.Yatağımın kenarına baktığımda hâlâ bir rüya olması için dua ediyordum.Ama değildi.Dün gerçekten onu yanıma çağırmıştım ve tek seferde kabul etmişti.Daha zor olmasını umuyordum ama olmadı.Yataktan kalkarken az kalsın düşüyodum ve yanımdaki masaya tutundum ben düşmedim ama masadaki bardak yere düşmüştü ve baya bir ses çıkarmıştı.Uyanmamasını dua ediyordum çünkü dün gece olanlardan utanıyordum ve evden de o uyurken gidecektim.Ama arkamdan geln ses bana ;
-Hem ukâla hem sakar.
Dedi.
Arkamı dönüp ona kızgın bir bakış attım ve;
-Ben sakar değilim, ukâla da değilim!
-Bundan eminim.
Dedi ama suratında alaycı bir tavır vardı.
-Ben eve gidiyorum.
Dedim.
-Peki.
Çamaşırlarımı dün akşam kuruması için askıya asmıştım onları oradan alıp tuvalete girdim üstümü giyindim ve kapıyı açıp çıkacakken bir bedene çarptım.Bu Ateşti!Neden bilmiyorum ama yine utanmıştım.
-Demek şimşek çakmasından korkuyorsun?
Dedi.
Ona evet anlamında başı salladım.Konuşmak istemiyordum çünkü.Başı salladığımda yüzünde kocaman bir gülümseme gördüm ilk defa bana gerçekten gülümsüyordu bu anda takılıp kaldım.Ama sonra kendimi toparladım ve;
-Neden gülüyorsun?
-Kaç yaşındasın?
-İlk ben sordum Ateş, neden gülüyorsun?
-Eğer benim sorumu cevaplarsan cevabını da almış olursun.
-Pekala o zaman, 22 yaşındayım şimdi söyle neden gülüyorsun?
-22 yaşındasın ve hâlâ şimşekten korkuyor musun?
-Küçüklükten kalma bir korkum var.
Dedim.
Bana yine daha önce de rastladığım bakışlarıyla baktı.Bu bakışların anlamını bilmiyodum.
-Hmm..
Dedi ve derin bir nefes çekti ve devam etti;
-Derin yağmur durdu artık gidebilirsin.Tabii kahvaltı etmek istiyosan kal ve bana ne olduğunu söyle.
-İyi numara ama gerçekten ne olduğumu söyleyemem hem zaten aç değilim.
-Pekala.
Ona kısa bir bakış attım ve kapıyı açıp çıktım.Ama bir şeyi unutmuştum, yolu bilmiyordum!Akşam karanlıkta gelmiştik ve de zaten geldigimiz yola dikkat etmedim.Ama yolu Ateş biliyodu.Uff..Ona muhtaç değilim dedim kendi kendime sonra arkamdan gelen Ateş'in sesi;
-O zaman yolu nasıl bulacaksın?
-Bilmiyorum ama-
Sözümü kesti ve ;
-Anlaşıldı, gir içeri kahvaltı edelim de seni geri götüreyim.
Sessizce içeri geçtim ve kahvaltı yaptık masada hiç konuşmamıştı, ben de konuşmamıştım.Yemeklerimiz bitince sofrayı kaldırmasına yardım ederken gözlerinin benim üzerimde olduğunu hissediyordum;
-Beni gözlemeyi keser misin?
-Çok güzelsin.
Ne?!Bana ne demişti o!Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.Gözlerim şaşkınlıkran ardına kadar açılmış Ateş'in suratına bakmamaya çalışıyordum bunun için sırtımı ona dönmüştüm , sırtımda bir nefes hissedince olduğum yere çakıldım!;
-Utanmana gerek yok ukâla kız, bu sadece bir iltifat.
Ukâla kız mı? Bana ukâla demesine kızıyordum çünkü ben ukâla değildim!Arkamı döndüm ve ona cevap verdim;
-Ben ukâla değilim!
-Gerçekten sadece bu kelimeye mi takılı kaldın?
Yüzünde muzipçe bir gülümseme oluştu.
-Yooo.Peki ne dememi istersin?
Bir adım yaklaştı.Ve yüzü yüzüme bir parmak uzandı galiba ve fısıldayarak "Az önce dediğim şey hiç hoşuna gitmedi mi?Yani bir teşekkür bile yok mu?" dedi.
-Pekala teşekkür e-de-rimm!!!Oldu mu?
-Oldu...
-Herneyse ya artık çıksak diye söylendim.
-Olur ukâla kadın.
Onu kışkırtmak için bende ona takma ismi ile seslendim;
-Hadi gidelim o zaman gizemli..
Ama o ise kızmak yerine yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.Gülerken ona çok güzel bir şekilde bakmıştım, evet bunu ben bile fark etmiştim ki o nasıl etmesin?Ama çok güzel bir gülüşü vardı kendimi durduramadım, sanki o gülünce içimde bir şeyler hareketleniyordu.Bir anda yine o bakışı yaptı bu sefer anlamını soracaktım.
-Bu bakışının anlamaı nedir acaba?
-Hangi bakış tam olarak?
-Az önceki işte.
-Söylerim ama ilk sen söyle sen niye bana öyle baktın.
Dürüstçe;
-Çok güzel bir gülüşün var.
Yine aynı bakışı yapıyordu.Bu sefer o bakışı yakaladım.
-Sıra sende sen neden öyle bakıyosun?
-Madem sen dürüst davrandın bende dürüst davranıcam ama şimdi söylemiyeceğim.Eğer öğrenmek istiyorsan bu akşam uçurumun kenarına gel.
Dedikten sonra kapıya ilerledik ve dışarıya çıktık.
Ormandan geçerek bizim kapının oraya yaklaştık.
Ve ona seslenerek:
-Teşekkürler gizemli,dediğin yere geleceğim.
Tekrar o gülüşü atarak;
-Bir şey değil ukâla kız , bekliyorum... diyip ortadan kayboldu.
Ve bende salak salak arkasından bakarak onu izledim.Ve kendime gelince eve geçtim.Olan biteni düşündüm.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••DİĞER BÖLÜME AZ KALDI GELiYOR.LÜTFEN OY VE YORUMLARINIZI UNUTMAYIN SİZİ SEVİYORUM.

(NOT:Arkadaşlar yazımlarda yanlışlık olabilir lütfen kusura bakmayın.)

MELEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin