Düşlerim vardı görmekten korktuğum, hislerim vardı söylemekten korktuğum, şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum, şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum.
***
Günün o ışığıyla uyandım Yanımda Ateş yoktu.Asagidan yanık kokusu gelince anladım ki bir şeylerin ters gittiğini .Hemen aşağıya indim.Etraf dumanlar ile kapliydi.Ortalıkta hiç kimse yoktu.Nefesim daralarak:
-Ateş nerdesin???
-Öho Öho burdayım bak burdayım Derin.
Ateş
Ses gelmedi.Artik korkmuştum.
Yere çömeldim.Ve olan bitenden oldugunca uzak durdum ki arkamdan biri beni kollarinin arasına aldı.
Nefes nefese kalarak:
-Burdayım iyi misin?
Kafamı sallamakla yetindim.
Önce kalktı ve sonra ardından beni kucağına aldı.Yukarı çıktı ve bana:
-Üstünü giyin ben anlaşılan yemek yapamıyorum.En iyisi dışarıda yemek yiyelim.
-Olur dedim.
Aşağıya indim.Ates'in arabasına bindim. Eve doğru geldiğimizde hemen ona beni burada bekle dedim yukarı çıktım.Üstüme siyah pantolon siyah bir triko ve gri bir tüylü hırka giyip saçlarımı üstten iki tane topuz yapıp altlarini serbest bıraktım.Makyaja fazla gerek yoktu.Zaten gözlerim belirgindi.Aşağıya indiğimde siyah Süet botlarımı ve siyah deri çantamı aldıktan sonra tam çıkacakken arkamdan Derin diye biri seslendi.Hemen sesin geldiği yöne doğru döndüm.
Karşımda iki yorgun gözlerle bana bakan Toprak vardı.
Bana doğru gelerek sımsıkı sarıldı.Ne yapacağımı anlayamadım.Kulağıma fısıldayarak "Sana bir şey olacak diye çok korktum Derin"dedi.Ben birsey demeden birden beni birisi serçe itti ve yere düştüm.Toprak'a ardı ardına yumruk atıyordu.Bu Ateş'ti.Gozlerinin içi kızarmis ve gözü hicbirseyi görmuyordu.Artik bağırarak:
-Yeter ya yeter bırak oldureceksin onu.
Beni dinlemiyordu.Zaten ne bekliyordum ki
Artık ne hali varsa görsün diyip oradan uzaklaşmaya başladım.
Arkamdan Ateş geliyordu.Bunu hissedebiliyordum.Ona. Yanıma doğru daha da yaklaşarak Kolumdan sertçe tutarak benimle gel gidiyoruz.
Ona doğru dönerek:
-Hecelemememi ister misin?Gel-mi-yor-um
-Kes bana karşı gelme Derin canını daha çok yakarım.
-Yapamazsın.
-Derin şu inadından artık vazgeç.
-Sen öyle deyince işler öyle olmuyor işte Ateş.
-Olacak tamam mı olacak sen benimle olacaksan bunlara uymak zorundasın
-Ben senin hayatınla yaşamak ile yetinmedim.
-Yaşayacaksın benimle isen benim hayatımı yaşayacaksın anladın mı?
-Bırak kolumu.
Bırak dedikçe kolumu daha da sıkıyordu.
Elimi ondan çekerken bileğimden sıkıca kavradi ve bana:
-Yürü gidiyoruz.
-Ya bırak gelmeyecegim.
Hiçbir şey demeden yoluna devam etti.Ve ne kadar çeksem bile daha da sıkı kavriyordu.
Artık pes ettim ve gözlerim istemsizce dolarak ayak adimlarini takip ettim.
***
-Eve geldiğimizde salona geçtik.Ona hala kızgındım.Evet kıskanmasi normal bir şeydi ama kalp kırarak olmuyordu böyle.
Bunları düşünüyordum ki telefondan konuşmaları duydum.Ateş konuşuyordu.Ve birilerine:
-Derin'in evine gidiyorsunuz.Ve neyi varsa onların hepsini alıyorsunuz.Bir eksik istemiyorum.
Dedikleri doğrumuydu.Beni evimden alı koyuyordu.Olamazdi.Sanirim beni görmüştü.Sinirli gözlerle bana yaklaşarak:
-Sana başkalarını dinlememeyi öğreten yok herhalde.
Sustum.
-Noldu dilini mi tuttum.Peki duyduklarını kısaca aktarayım sana.Ne de olsa duymak istiyorsun.
Bundan sonra benimlesin.Benim hayatıma göre yaşayacaksın.
Artık susmak bilmeden bağırdım.Gulerek:
-Sen ve ben yaşamak bak buna gulerim.Sen kimsin ki?Ya sen kimsin.Benim neyimsin ki bana açıkla
Bana doğru yaklaştı.Bağırarak:
-Ateş Soylu.Seni kıskanan sana deliler gibi aşık adam.Kılına bile zarar gelsin istemeyen biri.
Düşünceli bakıyordum.
- Beni seven adam benim canımı yakmaz Ateş Soylu.
-Bana aşkı mi ogreteceksin.Gercekten küçük bir çocuk gibisin.
-Madem küçük bir çocuğum beni sevme o zaman.Neden aşık oluyorsun.
-Bu seni ilgilendirmez.
-Ne ilgilendirir ki.
-Doğru sen Karışma.Anladin mi başkalarına dokunma.Bu seni sürtük yapıyor.
Artık dayanamayıp yüzüne sert bir tokat yapıştırdım.
Kısık sesle:
-Beni böyle düşündürmen en çok acı veriyor şu kalbime.
Tam gidecekken kolumdan tuttu ve beni cekisterek odaya götürdü.Beni oraya ittikten sonra kapıyı üzerime kilitledi.Hemen ayağa kalktım.
-Aç kapıyı şerefsiz açsana ruh hastası.
-Sen akıllanana kadar acmayacagim.Benim evim benim kuralım.
Ağlayarak:
-O zaman çok beklersiniz Ateş Bey ben de Derin Aksoy isem sizin kurallarınıza yasayamayacağim.Sizden nefret ediyorum.
Kapının arka tarafindan:
-Siz?
-Bundan sonra böyle.Sonucta senin gibi bir ruh hastasına ancak bu hitap edilir.
Ses gelmeyince ayağa kalktım sakinlesmeye için camın kenarına gittim.Gunes batıyordu.Hayat ise devam ediyordu.Doğruluk her zaman sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar.Bazı şeyler ise nedensiz de güzeldir, neden aradığınız zaman, onu bulursunuz ama güzelliğini yitirirsiniz.Aklinizdan en ufak ayrınti gelse bile hala onu düşünürsünüz.Ben ise o güzel şeylerin tersindeydim.
Olmuyordu bazı şeyler...
Aklıma bazı şeyler gelirdi hep.Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa? Diye soylenecekken birden aklıma şu geldi:
-Belki hiç bir şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi!
***
Güneş batmıştı.Yavas yavaş gecenin o soğukluğu geliyordu.Ve ben daha hicbirsey yememistim.Ates ise buraya hiç gelmemişti derken birden kapi açıldı ve Ateş elinde bir tepsi ile yanıma geldi tepsiyi masaya koyup giderken ona:
-Noldu niye getirdin?
Cevap vermedi.Hala kapıya doğru sessizce gidiyordu ki onun hemen kolunu sarstım.
-İnsanların gururlaruni gel kır sonra ise bir oyuncak gibi kullan.Olmuyor öyle şeyler.
-Yemeğini ye fazla konuşuyorsun.
-Asıl konuyu uzatan sensin bırak gideyim işte ne anlıyorsun.
-Sana gitmeyeceksin.Burada kalacaksın diye kafana sok derim.
Güldüm hemde alaycı bir şekilde.
-Yemeğini ye Derin.Açlıktan öleceksin.
Yemek tepsisini aldım ve yere fırlattım.Senin ve senin yapacağın hiçbirşeyi istemiyorum.Senin sevgilin olmak istemiyorum,ve bir ruh hastası dengesiz ile hele hele hiç yaşamak istemiyorum.
Çok sinirlenmiştim.Ne dediğimi bilmiyordum ki...
O ise dağınık saçlarını bir iki kere yana savurduktan sonra karşımda birsey demek,bağırmak yerine karşıda duran aynaya yumruğunu art arda geçiriyordu.Ve eli paramparça olmuştu.Gozlerim dolarak:
-Ateş yapma canın yanıyor.Kendini oldureceksin.Lutfen yalvararım yapma...Ben öyle soyledikce daha da yumruk atıyordu ve artık ayna paramparça olmuştu.Isi bittikten sonra:
-Beni neden düşünüyorsun ki Derin.Ben senin neyinim ki.Sana zarar verenim.Eger sana zarar veriyorsam senin kılına zarar veriyorsam buradan git.
Ağlayarak:
-Ateş b-be-ben
Demeden kapıyı sertçe kapattı.Ve ben ise olduğum yere çomelip cam kırıkları ve kahvaltiyi topluyordum.Tam bitti derken yerden bir tane cam kırığı gördüm.Onu da poşete atacağım demeden elime girdi.Ve kaniyordu.Canim acımıyordu.Çünkü yaram çabuk kapanıyordu.Asıl önemli olan Ateş'ti.Onu düşünüyordum.Yanina gitmem gerekiyordu.En iyisi poşetleri aşağıya bırakıp ona bakmaktı deyip aşağıya indim.Orada televizyonun başında uzanmış elindeki kan ise durmadan yere akıyordu.Kendime bir an hakim olamadım ve ona zarar gelmesin diye dışarı çıktım.En yakın eczaneye gidip sargı bezi tentürdiyot gibi ürünler aldım ve vampir hızımla eve geldim.Kapiyi açık bırakmıştım.Hemen içeri girdim.Ateş salonda değildi.Yukari çıktım yatağında uyuyordu.Ve kan hala durmuyordu.Hizli hareket ederek sargı bezinin çıkardım pamuğa biraz tentürdiyot sürüp eline sürdüm.Ama canı sanki hiç yanmıyordu.Hicbir şey hissetmiyordu.Olduğu yerde öylece yatıyordu.Devam ederek sargı bezini alıp iyice sardıktan sonra çengeli takip işimi bitirdim.Yeri ise temizledikten sonra aşağı çomelip tekrar onun yüzüne baktım. Dağılmış saçları onu harika yapıyordu.En çok da bunlar pürüsüzdü.(Ateş'in uyuma şekli)
Onları düşünürken hemen ona yaklaşıp o masum dudaklarına öpücük kondurup;
-İyi geceler sevgilim.
Deyip yatağına bir köşesine kıvrılip öylece gözlerimi yumdum.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●● Selam arkadaşlar.Bu bölüm biraz gec geldi.Kusura bakmayın.Sinavlarim bu hafta olduğundan atamıyorum.Ama ilginiz için teşekkür ederim.Hikayem neredeyse 400'e doğru yol alıyor.Daha bir sürü bölümler var önümüzde.Beni Destekleyenler için çok teşekkür ederim.Lutfen benden desteğinizi eksik etmeyin.😊😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ
FantasyBelki açıklamak istemektedir olanlar, belki de anlatılmak ama Safkan vampir dünyasında öyle değil.Onlar zihninde ve kalbinden giden o yola gider.Aynı Derin'in geçmişte yaşadığı olay gibi. Acıları hissedebilirsiniz ama sırları asla.Bu sırları keşfetm...