1.BÖLÜM ※BELA MIKNATISI※

2K 672 373
                                    

MEDYA;Meriç...

HİKAYEYİ OKUMAYA BAŞLADIĞINIZ  TARİH  İLE SAATİ YAZIN...

Merhaba arkadaşlar.İnşallah hikayeyi beğenirsiniz.İyi okumalar.Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmazsanız sevinirim...

KEYİFLİ OKUMALAR...

***

Yeni şehir, yeni ev, yeni bir yaşam...

Ben Azra,Azra Kaya.İnsanlar hep beni mutlu sorunu olmayan bir kız olarak biliyorlar ama asla öyle bir güzel hayatım olmadı.

Annem ve babam polis oldukları için belirli bir şehir de yaşıyamıyorduk

Yine bir gün annem ve babam odamın kapısın da fısır fısır birşeyler konuşuyorlardı ve o an ben yine yeni bir şehir hayatına mahkum bırakılacağımı anlamıştım.

Çok geçmeden düşüncelerimin doğru olduğunu anlamıştım.Annem ve babam birden odama girdiler.

Yine aynı sözler beni bekliyordu.Herzamanki klasik laflar...

Kızım bizim sana söylememiz gereken birşeyler varla başlayan ve yeni bir görev aldık taşınmamız gerekiyor sözleri ile biten aynı klasik sözlerdi.

Aslında pek şaşırmamıştım.Zaten hiçbir zaman doğru düzgün bir yaşantıya sahip olmamıştım.Şimdi bu duyduklarım beni hiç şaşırtmamıştı çünkü biliyordum ki çok geçmeden
biz yine ordan oraya savrulacaktık.

Yine aynı yakınışla bavulumu toplamaya başladım.

Yeni şehir,Yeni belalar...

#ALARM

A-Kızım Azra kalk hadi ilk günden okula geç kalacaksın!Azra hadi ama kalk diyorum duymuyomusun beni?

Annem herzamanki gibi çok heyecanlıydı.Hayır anlamıyorum bu neyin heyecanıydı?Ben bile bu yeni şehir de yeni okul konusuna çoktan alışmıştım ama annem bu heycandan birtürlü vazgeçemiyordu.

Ben bunları odam da düşünürken annem pat diye odaya girmişti bile.

A-Azra kızım hadi ama kalk-Aaa ama Azra madem uyanıksın niye cevap vermiyorsun bana?

Annemin bu sorusuna cevapsız kalmıştım çünkü bu yeni şehir yeni okul olayından çok sıkılmıştım.

Annem hayla heycanlıyken ben ise umursamaz hareketlerimle annemi deliye çeviriyordum annem ise sanki bana lise son öğrencisi değilim de ilk okul öğrencisiymişim gibi davranmaya devam ediyordu.

Çalışma masamın üzerinden cep telefonumu alıp annemin sözlerini umursamaz bir tavırla odadan çıkarken çantamı alıp o sinirle merdivenlerden aşağıya iniyordum ki aniden babamın sesiyle irkildim.

B-Sabah Sabah ne bu gürültü yine ne oldu?

Annem okadar sesli konuşuyorduki babam tartıştığımızı zannetmişti oysaki sadece annemin sabah sabah yine boş ve abartılı konuşmalarıydı.

Annem ile babamla fazla heycanlımısın konuşmalarına girmemek için bir an önce okula gitmek istiyordum ve çok şanslıydım ki babamın cep telefonu çalmıştı ve arayan baş komiser Evren idi.Babama hemen gelmeleri gerektiğini söyledi bunun üzerime apar topar evden çıkmıştık ilk beni okula bırakıp sonrada emniyet müdürlüğüne gitmek için yola çıktılar ve bana para vermeyi bile unutmuşlardı böyle bir işkolik aileye sahiptim çünkü işleri ve aldıkları görevler hep benden bir adım öndeydi.

Allahtan cüzdanımda alışveriş için sakladığım paranın bir kısmı beni bügün idare etmeye yeterdi.

Ben bunları düşünürken birden zil sesi duyuldu ve o aceleyle okul kapısından içeri hızlıca girdim.Merdivenlere doğru yönelirken birden omuzuma aldığım darbeyle yere düştüm ellerim soyulmuştu az da olsa kanıyordu o acıyla kafamı kaldırdığım anda bana alaycı gözlerle bakarak aşalayacı bir ses tonuyla"Önüne baksana ezik!Başımı belaya sokacaksın birdahaki sefere okula gelmeden önce yürümeyi öğren yoksa bu küçük sıyrıklarla kurtulamayabilirsin ezik."Diyerek gitmişti ben ise o an ellerimi sirkeleyip neyidi bu şimdi diye düşünürken o anda birisi kolumdan tutup beni yerden kaldırdı ve kibar bir ses tonuyla şöyle dedi.

Y-İyimisin canın çok yandı mı?
Diye sordu ve bana cebinden çıkarttığı mendili uzattı sözlerine şöyle devam etti.

Y-Bu arada ben Yamaç.Üvey kardeşim Meriç adına senden özür dilerim sen galiba okulda yenisin seni daha önce görmemiştim eğer görsedim asla ama asla bu güzel mavi gözleri unutmazdım aklıma kazırdım.

Bu Yamaç denen çocuğun söylediği sözler beni çok utandırmıştı ve çok hoşuma gitmişti ve bu sözler kanıyan ellerimin acısını biraz olsun dindirmişti ve o ukala üvey kardeşinin yaptıklarını bir nebze unutturmuştu.

Şimdi kendimi tanıtma sırası bendeydi acıdan titreyen ses tonumla.

A-Memnum oldum ben Azra özür dilemene gerek yok bu olanlar senin hatan değildi yardım ettiğin için tesekkürler şimdi benim sınıfımı bulmam gerekiyo ilk günden derse geç kaldım daha sonra görüşürüz tekrardan teşekkür ederim.

Y-Önemli değil kendine dikkat et ve birşey daha kendi iyliğin için Meriç'den uzak dur.

Bende tamam dermiş gibi başımı sallayıp sınıfımı aramaya başladım ve kısa süre içinde sınıfımı bulmuştum. Ve sınıf kapısından içeri girdim ve gördüğüm ilk boş sıraya oturdum tam çantama elimi uzatırken cantamın üzerin de bir el gördüm ve kafamı kaldırdım ve bu elin sahibinin az önce çarpıştığım o ukala çocuk Meriç olduğunu gördüm ve birden o sinirle bağırarak konuşmaya başladım.

A-Çek elini cantamdan az önce canımı yaktığın yetmedi mi?

M-Bu senin dikkatsizliğindi ezik ne işin var bu sınıfta kalk hemen yerimden.

Ve o sırada tanıdık bir ses duyuldu.

Y-Rahat bırak kızı Meriç!

M-Ooo bizim süperman gelmiş.

Y-Yeter artık Meriç kızı rahat bırak.Gel azra sen şu sıraya otur.

Dedi ve cantamı alıp oturduğum sıraya koydu.Ve o anda Meriç sinirli ses tonuyla şunları söylemeye başladı.

M-Bana bak ezik başına bela aldın!Yanında ki üvey kardeşim Süperman'e fazla güvenme yoksa zararlı sen çıkarsın bu burda bitmedi.
Deyip Yamaç'a ters ters bakarak omuz atıp sınıftan çıktı.

İlk günden bela almıştım başıma resmen bela mıknatısı gibiyim nerde bela varsa beni buluyor ama Meriç'in yanlış bildiği birşey vardı ben onun tahmin ettiği gibi ezik bir karaktere sahip değildim aksine o ukalanın başına bela olacak karaktere sahibim.

Oyun mu oynamak istiyosun Meriç o zaman hadi oynayalım...

İNTİKAM-I AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin