14: Karışık Durumlar

980 125 63
                                    

"Hayır hayır hayır saçmalama anne tabii ki hala okulun müdürü olabilir."

"Öyle de olacak değil mi oğlum?"

Neith büyükannesine sahte bir tebessüm gönderdi ve sadece kafasını salladı. Ailesine büyücü olduğu gerçeğini söylediğinde bir tarafı buruktu. Maia bir aydır yoktu ve Neith her geçen gün biraz daha soluyor, kilo veriyordu. Mavi gözleri eskisi gibi parlak değildi. Gözlerinin altındaki morluklar geçmediği gibi bir yenisi daha ekleniyordu.

Ailesine büyücü olduğunu iki hafta önce söylemişti ama bir aydır büyü yapmıyordu. Sadece, onlara bunu söylemek için hazır hissetmemişti üstelik Maia ortalarda yokken nasıl sevinebilirdi.

Neurelle, Neith'e bakıp iç geçirdi ve oturduğu köşede sessizce bekledi. Maia'nın nerede olduğunu bir türlü bulamamışlardı ve bu canını sıkıyordu. Maia'nın babası okulun güvenlik yetersizliği için mahkemeye başvurmuştu ve her şey kısa bir an için duraklamıştı. Okul üç haftadır eğitim vermiyordu ama turnuvalar geldiği için bu hafta devam etmek zorunda kalmışlardı.

Okulun kapalı tutulmasındansa okul müdürünü soruşturmaya almışlardı. Üç haftalık süreç içinde herkes evine dönmüştü. Neith ne Aine'i ne de Kahel'i görebilmişti. Zaten kimseyle görüşmek istemiyordu.

"Ayrıca bu çocuğun hali ne böyle? Görende ona evde işkence ettiğimizi zanneder!"

Büyükannenin haklı isyanı Neith'in kafasını kaldırmasına neden oldu. Kimse sevdiği kızın Pheva tarafından kaçırıldığını bilmiyordu. Bildikleri şey Pheva'nın okuldan bir öğrenciyi kaçırmasıydı.

Neith'in annesi gidip oğlunun yüzünü elleri arasına aldı ve kendine çevirdi. "Bize yeteneğini göster tatlım."

Neith kafasını sağa sola salladı ve yerinden kalkıp odasına gitti. Arkasından ona şaşkınca bakakalmışlardı.

"Pheva Maia'yı kaçırdı anne." dedi Neurelle. Ses tonundaki suçluluk ifadesi ailesine geçmişti.

"Yani?" dedi babası bunda ne var dercesine.

"Neith Maia'yı seviyordu."

Odaya yayılan buz gibi hava kırıldı kırılacak noktaya gelmeden hemen önce Neith tekrar odaya daldı. Çaresizce ailesine baktı.

"Onu bulmam için bana yardım edin..." dedi acınası bir ifadeyle. Kadın afallamış bir halde ayağa kalktı ve yavaşça Neith'in yanına gidip ona sarıldı.

"Daha önce bahsetmeliydin..."

"Ne fark edecekti? Bir büyücü olmadığım için buna önem vermezdiniz!"

"Saçmalama Neith!" Babası bir anda çıkışmıştı.

"Sen bizim oğlumuzsun! Büyücü ol ya da olma bu hep böyleydi! Söylesene hangi derdinde seni yalnız bıraktık."

Babasının sesi sonlara doğru kısılmış ve çatlamıştı. Neith'in kendini bu kadar değersiz gördüğünü asla bilememişti.

"Ben..." Neith durdu ve düşünmek için kendine zaman tanıdı. Bilmiyordu, hangi dertlerinde onu yalnız bıraktıklarını hiç düşünmemişti.

"Ben..."

"Söyleyemezsin." dedi büyükannesi ayağa kalkarak. Neith'in gözünden bir damla düşmüştü. Damlanın mavi rengi annesinin dikkatinden kaçmamıştı.

"Gözyaşların... Onlar maviye dönmüşler."

Neith gözünü sildi ve eline baktı. Eline bulaşan mavi sıvıyla şaşkınca kafasını kaldırdığında annesi de ağlıyordu.

NeithHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin