Cam bir çaydanlığın içerisinde fokurdayan çayı izleyen Neith gevşemiş gibiydi. Şöminenin içerisinde yanan odunların çıtırtısıyla vücudu ısınırken ellerinin bağı çözülmüştü. Göz kapakları yavaşça düşerken nerede olduğunu hatırlayarak derin bir nefes aldı ve esnedi.
Pheva, yan koltukta oturuyordu. Üzerinde pelerin yerine, yeşil örgü bir kazak vardı. Aralarındaki antika sehpanın üzerinde duran küçük porselen fincanlara kaynayan çaydan koyduğunda Neith göz ucuyla kadına baktı. Korkuyor muydu emin değildi ama huzurlu da sayılmazdı.
"Umarım çayıma zehir katmamışsınızdır."
Dedi imalı bir sesle. Kendisi gibi olmaya yani alaycı olmaya başlamıştı.
Pheva dalga geçercesine gözlerini Neith'e dikti.
"Sence bu kadar basit bir yol tercih eder miyim?"
Neith istemeden de olsa ona katılmış ve farkında olmadan kafasını aşağı yukarı sallamıştı. Umursamazca fincanı eline aldı ve parmaklarına yayılan ısıyla bir kez daha iç geçirdi. Bugün fazlasıyla üşümüştü.
"Beni neden buraya getirdin?"
Sorularla dolu olan kafasını dindirmek için büyük bir sabırsızlık hissediyordu. Pheva ile göz göze geldiğinde kadın çarpık bir gülümseme bahşetti ona. Neith kaşlarını çattı.
"Biliyor musun güldüğünde daha korkunç oluyorsun." diyerek çayından bir yudum aldı. Ferahlatıcı çay aynı zamanda içini de ısıtıyordu.
"Hatırlamazsın aslında ama o gece de bana gülmüştün ve bu defa korkunç olan ben değil sendin."
Pheva'nın yanıtıyla buz kestiğini hissetti Neith. Yanan ateşlere dalan gözleri boş bakmaya başladığında yutkundu ve ona döndü.
"Hangi gece?" Pheva'ya gülümsediğini hatırlamıyordu ve bu daha korkunçtu.
"Seninle bir anlaşma yapalım Neith."
"Soruma cevap vermeden anlaşma falan yapamam." diye sert çıktığında elindeki fincandan dökülen çay bacağını yakmıştı. Sızlanarak fincanı sehpaya bıraktı ve bacağına değen pantolonu çekiştirdi. Bir saniye sonra ıslaklık kaybolduğunda kaşlarını çatmıştı yine.
"Anlaşmayı kabul edersen bundan sonra tıpkı şu an olduğu gibi sana yardım ederim."
Pheva'nın bacağına müdahale ettiğini öğrendiğinde dudaklarını sinirle birbirine bastırdı.
"Yardımına ihtiyacım olduğunu da nereden çıkardın?"
"Aptal olma Neith. Benimle bir anlaşma yaparsan ölene kadar huzur içinde yaşarsın."
Bu düşünce bir an cazip gibi görünse de Pheva ile yapılan hiçbir anlaşmadan iyi sonuçlar alacağını zannetmiyordu. Reddetmek zorunda olduğunu biliyordu.
"Karşılığında ne istiyorsun? Maia'yı mı?"
Pheva histerik bir kahkaha attı.
"Hayır. İstiyorsan onu sana veririm ama..."
Neith'in bir an için gözleri parlamıştı.
"Senden istediğim şey güçlerini Kahel ile paylaşman."
Neith o an donakaldı. Yıllar sonra kavuştuğu güçlerini tekrar birine verecek olma düşüncesi içinin korkuyla kaplanmasına neden olmuştu.
"Bu.. Bu çok saçma!"
Bir anda ayağa kalktı ve yumruklarını sıktı.
"Bir düşün Neith." Pheva çayından bir yudum aldı ve aheste aheste yanan ateşi seyre daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neith
FantasyNeith Ailesine varana kadar etrafı tıka basa büyücülerle çevrili... Her şey yolunda gibiydi ta ki Neith doğana kadar. Açıklama kısmını daha sonra düzenleyeceğim :D Ama siz şimdiden Neith'i sevmeye başlayabilirsiniz. :)