"Eğer öyle olsaydı hissederdim..."
Neu'nun sözleriyle bir an ağlamayı kesmişti Neith. Demek istediği şey Maia ve onun arasında olan bağın onlarında arasında oluşmuş olması mıydı? Haklı olabilir miydi?
"Bundan nasıl bu kadar eminsin?" dedi Neith. Bu düşünceye inanmak istiyordu. Pheva'nın yalan söylediğini düşünmeye ihtiyacı vardı.
"Biliyorum işte..." deyip gözlerini kaçıran Neu Neith'in omzuna elini koydu ve kararla derin bir nefes aldı.
"Gidip kontrol edelim."
"Ya bu bir tuzaksa..."
"Ne fark eder?"
Gözyaşlarını silip gaza gelen Neith ayağa fırladı.
"Kontrol edelim!"
O anda okuldan gelen anonsla ikisi de bir yere gidememişti. Turnuvalar için hazırlanmaları gerektiği uyarısında bulunan anonsta hiçbir öğrencinin okul dışına çıkmamasını söylemişti.
"Çok saçma istediğim yere giderim!"
Kızgınca yürümeye başlayan Neith'i kolundan tuttu Neurelle. Kahel ile arasında gerçekten bir bağ kurduğunu düşünüyordu.
"Kahel sıradan bir insan bunu biliyorsun değil mi Neurelle?"
"Her şeyi biliyorum."
"Her şeyi değil..." diye düzeltti onu Neith. Neu şaşkınca ona bakarken yanlarına Eugene gelmişti. Tam zamanı diye düşündü Neith. Kız kardeşi merakla ona bakmaya devam ederken Aine de aralarına katılmıştı.
"Bilmediğim şey ne?"
"Sonra anlatırım."
Diyerek kestirip attığında Aine Eugene'e sinirli bakışlar atıyordu. Eugene ise artık onlarla kötü anlaşmamaya çalışıyordu. Neith bunun altından bir şeyler çıkacağını düşünmesine rağmen onun etrafında olmasına karışmamıştı.
"Turnuvalar bir hafta sonra Neith. Hazırlanman gerekiyor."
Aine'in sözleriyle kendine çeki düzen verdi ve az önce Maia'nın söylediklerini unutmaya çalıştı. Kahel ölmemişti ve bu bir tuzaktı. Buna düşmeyecekti. Daha fazla güçlenip onları kurtarabilirdi. Durdu ve Kahel'i kurtarmayı düşündüğü için kendini sorguladı. Daha birkaç gün önce ondan nefret etmiyor muydu? Şimdi ölmüş olabileceği düşüncesi onu ne kadar sevdiğini fark ettirmişti. Yutkundu ve zorlukla kafasını salladı.
"Gitmeyecek miyiz?" dedi Neurelle inatla Neith'e bakarak. Eugene ona anlamsızca bir bakış atıp Neith'e dönmüştü.
"Bir hafta sonra da gidebiliriz tabi eğer doğru hissediyorsan..."
Neurelle ile göz göze geldiğinde Neu yutkundu ve doğru hissettiğinden emin bir şekilde kafasını salladı. Neith ona güvenmek istemişti.
Yaklaşık bir saat sonra ikisi de kendini toparlamıştı ve turnuvalara odaklanmışlardı. Neurelle Neith ile kardeş olduğunu unutmuşçasına ona saldırırken Neith kendini savunma konusunda çok acemi kalıyordu. Bir kenarda Neith'i destelemek için tezahürat yapan Aine'in sesi sonlara doğru iyice kısıldığında Eugene ona bir bakış attı. Yan yana oturuyorlardı ve Eugene bir saat boyunca Aine'in insansı hareketlerini gözlemlemek için doğru bir an seçmişti. Bir an kendini onun yerine koymuş ve güçleri olmadan ne yapacağını düşünmüştü. Suratı buruşmuş bir halde Aine'e bakarken Aine rahatsız olmuştu.
"Suratımda tuhaf bir şey mi var? Neden tiksinmiş gibi bakıyorsun?"
"Tiksinmiş gibi bakmıyorum sadece acıdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neith
FantasyNeith Ailesine varana kadar etrafı tıka basa büyücülerle çevrili... Her şey yolunda gibiydi ta ki Neith doğana kadar. Açıklama kısmını daha sonra düzenleyeceğim :D Ama siz şimdiden Neith'i sevmeye başlayabilirsiniz. :)