Bir buz kütlesi kadar soğuk olan odada kimse konuşmamıştı. Ne zaman ki Neith ağzını açacak olsa tekrar susuyor ve daha sonra Kahel'in söylediği cümleyi anlamlandırmaya çalışıyordu. Kafasında kurduğu hiçbir şey Kahel'in sözlerini açıklamaya yetmediğinde mavi gözlerini çevreleyen sık kirpiklerini kırpıştırdı.
"Neden?" dedi sadece. Bunu söyleyip söylemediğinden bile emin değildi. Sesinin kısık tonu Neurelle'in tüylerinin diken diken olmasına neden olmuştu. Kahel yüzündeki yaşları sildi ve parlayan gözlerle Neurelle'e dönüp yüzünü avuçları arasına aldı. Neurelle şimdi o kadar tuhaf hissediyordu ki kendini tanıyamamıştı. Bir yandan ne döndüğünü anlamak istiyor bir yandan ise Kahel'in avuçlarının soğukluğuyla bile sıcaklıyordu. Lavanta rengi gözleriyle Kahel'in gözyaşları içindeki kahve gözlerine bakarken kalbi burkulmuştu. Sanki uzun zamandır bu hissi yaşamamış gibi ürperdiğinde Kahel'in onunla konuştuğunu fark ederek ona odaklandı.
"Sanırım senden hoşlanıyorum ama biz..."
Sözlerin etkisiyle daha fazla ısındığını hisseden Neu amadan sonra gelen cümlelerin hep olumsuz olduğunu biliyordu. İstemsizce lavanta gözleri kırmızıya dönerken bir damla yanağına düştü.
"Olamayız."
Kahel soğuk avuçlarını yanlara indirip kafasını eğdiğinde Neurelle tıpkı Neith gibi kalakalmıştı. Neith ise duymaktan korkuyordu. Tuhaf bir his vücudunda geziniyordu ve bu histen nefret ediyordu.
"Söylesene Kahel..." dedi kabullenmiş bir ifadeyle kendi yatağına çökerken. Aslında yatağına oturmasının nedeni içinde hissettiği ağırlığı kaldıramıyor olmasından kaynaklanıyordu. Kendini kötü sonuçlara hazırladığında Kahel yatağından kalktı. Ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarmıştı. Belirgin damarları ve solgun teni Neith'in dikkatini dağıtıyordu.
"Bunu söylersem benden nefret edeceksin."
Kafasını hızla kaldırıp güçlü bir şekilde burnunu çekti ve titreyen ellerini Neith'e uzattı.
"En azından sen benden nefret etmeden önce sana sarılmama izin ver."
Neith ne ara kafasını aşağı yukarı salladığını bile bilmiyordu ama Kahel bunu görmüştü. Zayıf kollarıyla Neith'in yapılı vücudunu sardığında Neith onun hızla atan kalp atışlarını hissetti. Neler oluyordu?
Yavaşça ondan ayrıldığında boynundaki gözyaşlarının varlığıyla titredi. Kahel bir an önce bu gösteriyi neden yaptığını anlatmazsa sinirlenecekti.
"Ben... Ben aslında büyücü d- "
O anda odaya yayılan rüzgar ve açılıp kapanan pencereler ayakta titreyen Kahel'i yere savurmuştu. Neurelle yatak başlığına tutunurken Neith de aynısını yaptı. Odayı bürüyen soğuk hava ve karartıyla korkuyla etrafına bakınırken dolabın önünde bir siluet belirdi.
Beline kadar uzanan gür siyah saçları esmer teniyle uyum içerisindeydi. Siyah gözlerinde beliren kırmızı alevler Neith'in içini titretirken nefesinin kesildiğini hissetti. Kadının siyah şapkası kafasından arkaya düştüğünde onun ifadesini daha net görebilmişti.
"Pheva!"
Neurelle'in sesini, çıkan hengâmenin arasında zar zor duymuştu ama duyduğu anda kulağında beliren çınlamayla gözünün önünün karardığını hissediyordu. Pheva yavaş adımlarla yere yığılmış olan Kahel'i kaldırdığında Neith yerinden kalkmaya çalıştı. Her hareketinde daha fazla ağırlaştığını hissederken göz kapaklarının uzun bir uykuya ihtiyacı var gibi zonkluyordu. Ayak parmaklarından başlayan karıncalanmayla tüm vücudu uyuşurken bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neith
FantasyNeith Ailesine varana kadar etrafı tıka basa büyücülerle çevrili... Her şey yolunda gibiydi ta ki Neith doğana kadar. Açıklama kısmını daha sonra düzenleyeceğim :D Ama siz şimdiden Neith'i sevmeye başlayabilirsiniz. :)