Kulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da
soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı.
Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış
zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışıyordum. Bu gece de, her gece olduğu gibi
sahip olduğum tek pikeme sarılıp sabaha diri uyanmak üzere dua ederek
gözlerimi kapatacaktım.
Zengin semtlerdeki evlerin çöplerinden topladığım, beğenmeyerek attıkları
giysilerle yaptığım yatağıma uzandım. Bir anda geçmişimi düşünmeye
başlamıştım. Biliyorum geçmişi düşünmek hiçbir şeyi geri getirmediği gibi
onarmayacak da, ama bir aileye sahipken sahipsiz olmak ister istemez
"neden?" sorusunu sormama sebep oluyor.
4 yıl önce;
-Veronica, tatlım biraz buraya gelebilir misin?
Kitaplarımdan başımı kaldırıp, saçlarımı kıskaçlı tokamla tutturduktan sonra
annemin yanına gittim. Soru sorarcasına yüzüne baktım.
-Bak tatlım sana Dixon'la beraber bir şey söyleyeceğiz. Şey, o artık yeni baban
bir anlamda. Evlenmeye karar verdik, ne diyorsun?
-Benim bir babam var. Ve ne dememi bekliyorsun ki, hayır desem vaz mı
geçeceksin sanki?
-Baban seni sevmiyor Veronica, bunu aklına soksan iyi edersin. Sevse arayıp
sorardı. Oysa Dixon seni çok seviyor, sana iyi bir baba olacak. Ona saygısızlık
etme lütfen tatlım.
-Kimsenin sevgisine ihtiyacım yok, hele 'onun'kine asla.
Bu imalı vurgum üzerine, annemin sinirlendiğini fark ettim.
-Yeter artık, gittikçe asi bir kız olmaya başladın! Ya aklını başına al ya da..-
-Ya da ne? Döver misin?!
-Odana git. Sen iyi bir cezayı hak ediyorsun!
Hırsla odama gidip, kapıyı çarptım. Nefret ediyorum hepsinden, nefret! Babam
beni seviyor, bunu biliyorum. O adamı asla sevmeyeceğim işte! Annem hiçbir
şeyin farkında değil, nasıl bu kadar kör olabilir? Keşke hiç büyümeseydim. O
zaman annemle babam da ayrılmamış olurdu.
-Bu kız, beni öldürecek Dixon.
-Genç o tatlım, anlayış göstermeliyiz. Zor bir dönemden geçiyor.
-Ah, iyi ki varsın canım. Bu arada ben markete gidip geleceğim, akşam yemeği
için bir şeyler almalıyım. Burada Veronica ile kalır mısın? Bir delilik yapmasını
istemiyorum.
-Tabii ki kalırım, keyfine bak bebeğim.
Kapının kapandığını duydum. Sanırım gitmişlerdi, yalnızken hayatım o kadar
huzurlu ve iyiydi ki.
Odamın kapısı açıldı.
-Veronica, nasılsın güzelim?
Dixon pisliği yanıma yaklaştı ve saçlarımı okşamaya başladı.
-Nasıl olduğum seni ilgilendirmez. O iğrenç ellerini saçlarımdan çek ve
odamdan defol.
-Aa çok kabasın ama, yakında baban olacağım. Hiç yakışıyor mu senin gibi
genç ve güzel bir kıza?
-Senin gölgeni görmekten bile iğreniyorum. O kadar aşağılıksın ki. Bana bak
buna izin vermeyeceğim, annem senin asıl yüzünü görecek.
-Bunu yaparsan neler olabileceğini biliyorsun değil mi? Bir sabah, sevgili
anneciğini kanlar içinde ve nabzı durmuş olarak bulabilirsin.
Omuzlarımdan aşağı doğru gezdiriyordu ellerini. Suratımı iğrenerek
buruşturdum.
-Çek ellerini, hiçbir şey yapamazsın.
-Senin de hoşuna gidiyor, biliyorum. Annen evde olmadığında, beraber çok
eğleniyoruz.
-Defol diyorum sana hayatımızdan, defol!
Ellerini hızlıca itledim. O sırada evin kapısı açıldı.
-Veronica? Dixon?
-Ah buradayız hayatım, inanamıyorum.
Annem odama geldi. Bu adamdaki ikiyüzlülüğe artık dayanamıyorum.
-Neler oluyor burada?
-Bilmiyorum Berta, onunla konuşmaya gelmiştim. Bir sorunu olup olmadığını
soracaktım, ama birden üstüme saldırdı. Gençlikte olur böyle şeyler,
kızmamalısın.
Hiçbir şey diyemiyordum. Annemin hayatta kalması için, doğru olanı bile
savunamıyordum.
-Veronica sen ne yaptığını sanıyorsun? Amacın ne, insanlardan uzaklaşıp bir
ezik olmak mı? Kendine gel artık!
-Anne hiçbir şey bilmi..-
Yüzümde bir acı hissettim. Sol yanağım yanıyordu. Gözlerim doldu, ama
ağlamamalıydım. O adi herifin yanında, küçük düşmemeliydim. Göz ucuyla ona
baktım. Yüzünde, adice bir tebessüm vardı. Odamın kapısı sertçe kapandı ve
yalnızlığımla baş başa kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Mystery / ThrillerKulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı. Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışı...