Sen, çok hassas bir kızsın Veronica. Senin gibi bir kızım olduğu için gurur
duyuyorum. Eminim ki, ileride kendi kendine yetebilen ve kimseye ihtiyaç
duymayan güçlü bir kadın olacaksın. Unutma, Tanrı seni bu dünyaya layık
gördüyse sen çok özelsin demektir.
Anneme sarıldım. Bana her seferinde büyük umut ve cesaret veriyordu. Hep bu
dünyaya gelen bir yıldızmışım gibi davranır ve öyle yetiştirirdi.
-Ama anne, kimse beni sevmiyor ki?
-Acele etmemelisin. Şu anda kimse seninle ilgilenmiyorsa bu, evrenin senin
için özel birini hazırladığı anlamına gelir. Ben hep yanında olacağım, ama o
adam geldiğinde gözlerin beni görmeyecek bile.
Gülümsedi. Bunun üzerine, ben de güldüm.
-Ne zaman gelecek o?
-Doğru zaman geldiğinde.
Alnımdan öptü.
-Teşekkür ederim anne. Onu sabırsızlıkla bekleyeceğim.
***
-Veronica..hadi güzelim uyan.
Saçlarımda gezinen elin farkına vardığımda, bilincim açılmıştı. Gözlerimi
yavaşça araladım. Karşımdaki yüzü tanımaya çalışarak baktım.
-Derek?
-Merhaba dünyalı, orada hava nasıl?
-Off, dalga geçme. Neler oldu?
-Bilmem, sana sormalı.
-Ben en son..sokakta ağlıyordum. Sonra sanırım, birisi götürüyordu beni.
Sendin değil mi? Ahh, kurtarıcım benim. Ne zaman zor durumda olsam, hep
yetişiyorsun.
Derek, söylediklerime şaşırmış gibi baktı.
-Şey..aslındaa..seni getiren ben değildim.
Soru soran gözlerle ona baktım. Sonra bir anda, kim olduğu kafama dank etti.
-O, ne yapmaya çalışıyor? Bunu yapmasından hoşlanmıyorum. Dün gece de,
evimin önünde bekliyordu. Derdi ne?
-Sadece..tanımak istiyor seni.
-Ama neden?!
Sinirden sesim yükselmişti. Ne istiyordu ki benden?
-Sakin olur musun Veronica?
-Olamam. Sen bu adama yardım ediyorsun resmen, bilmiyor musun böyle
şeylerden hoşlanmadığımı? Bir daha etrafımda dolaşmasın!
Üzgün bir ifadeyle bana baktı.
-Tamam, söylerim. Neden böyle yaptığına anlam veremiyorum. Belki de
seviyordur seni, neden bir şans vermiyorsun?
-Yorgunum Derek, anlamıyor musun? Yaşadığım hayat bana yetmiyormuş gibi,
bir de adamın tekinin kısıtlamalarıyla ve kaprisleriyle uğraşamam!
-Onu tanımıyorsun ki. Nereden biliyorsun böyle biri olduğunu?
Cevap vermedim. Haklıydı. Onu tanımıyordum ki? İkisine de söylemesem de, o
yabancıyı deli gibi görmek ve tanımak istiyordum. Aklıma, ayılmadan önce
gördüğüm rüya geldi. Annem..haklı olabilir miydi? Evrenin benim için hazırladığı
özel adam, bu yabancı olabilir miydi? Beni, bu hayattan kurtarmak için mi
gelmişti?
Ah, başım son iki gündür hiç olmadığından fazla ağrıyordu. Bütün bunlar çok
fazla. Hepsinden önemlisi, Derek'in bu adama yardım etmesine anlam
veremiyorum. Ne biliyor olabilir ki?
Aklıma o anda, kendimle gurur duyduğum bir fikir geldi. Derek'i ve o yabancıyı,
ayrı ayrı gizlice takip edecektim. Böylece neler döndüğünü öğrenebilirdim, evet.
-Veronica, iyi misin?
-Şey, evet. Ben gitsem iyi olur. Şu adamın malını bulmaya başlamalıyım.
-Benden kaçamayacağını unutma ama.
-Tamam unutmam Derek.
Gözlerimi devirdim. Bulunduğum yerden çıkarak, gözlerimle etrafta
saklanabileceğim bir yer aramaya başladım. Buranın hemen çaprazında, boş
ve yarısı yıkılmış bir bina vardı. Derek'i kontrol ederek içeri girdim ve
görünmemeye dikkat edip beklemeye koyuldum.
Yarım saat geçmişti.
Sonra 1 saat.
1,5 saat.. Sıkılmaya başlamıştım artık.
2 saat.. Kendi kendime vaktin geçişini sayarken, bir anda kapıda "o" belirdi.
İçimden gelen ani heyecanla, elim ayağıma dolanmıştı. Hızlı hızlı nefes alıp
vererek, izlemeye başladım.
Bir süre sonra, Derek kapıdan çıktı. Ayak üstü bir şeyler konuştular ve yürümeye
başladılar. Olduğum yerden çıkıp, fazla yaklaşmamaya dikkat ederek gecenin
karanlığında peşlerinden gidiyordum. Fazla uzun olmayan bir yürüyüşten sonra,
aniden sokakların arasında kayboldular. Bu kadar dikkatli izlerken, nasıl gözden
kaçırdığıma hayret ederek etrafıma bakınmaya başladım.
Artık, içimi bir korku kaplamıştı. O anda, sokağın başında tuhaf ve göz alıcı bir
parlaklık gördüm. Gözlerim fazla dayanamıyordu bu parlaklığa. Ellerimi siper
ederek yaklaşmaya çalıştım. Parmaklarımın arasından gördüğüm şeye
inanamamıştım. Hayal gördüğümü düşünerek gözlerimi ovuşturdum ve tekrar
baktım. Orada, parlaklığın arasında tuhaf bir şey duruyor ve kocaman gözleriyle
bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Mystery / ThrillerKulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı. Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışı...