Ayakta Kal | Bölüm 13

73 13 9
                                    

Uyandığımda, bilincim yerine zor gelmişti. Hafifçe kalkıp, etrafıma bakındım.

Yağmur da, rüzgar da durmuştu. Vücudum, sırılsıklam ve buz gibiydi. Üstümde,

birkaç ağaç yaprağı vardı. Olanlar bir anda, gözümün önünden geçti.

Gözlerimden yaşlar, tekrar boşalmaya başladı. Yattığım yere baktım, ”o”nun

külleri de benimle beraber ıslanmıştı. Ellerim, yüzüm, her yerim adeta ona

bulanmıştı.

Ne yapacağımı, bilmiyordum. Beynim, tamamen durmuştu. Aklımdan, hiçbir

düşünce geçmiyordu, daha doğrusu geçemiyordu. Gitmek için yerim, kalmak

için nedenim yoktu. Her şeye rağmen, sanki o hala buradaymış gibi yerimden

kıpırdamak istemiyordum. Kalbimin, alev aldığını fark ettim. İçimde bir şeyler de,

ciddi anlamda kül olmaya başlıyordu. Ciğerlerime, hava dolmuyordu sanki.

Nefesim tıkandı, derin derin nefes almaya çalıştım.

Ellerimi, boğazıma götürdüm. Farkında olmadan, sıkıyordum. Gözlerim, dışarı

fırlamıştı. Onun gözümün önünde bile bile yok olduğunu görmek, beni

mahvediyordu. Nabzım, ellerimin altında deli gibi atıyordu. Tırnaklarımı,

boğazıma geçirdim ve akıl hastanesindeki bir deli gibi, bağırmaya başladım.

Kendimi tokatlıyor, yerden yere vuruyordum.

***

Derek’in ağzından;

Ne yaptığımın farkına vardığımda, her şey için çok geç olduğunu anladım.

Kendimi engelleyememiştim. Hiçbir şekilde niyetim onu ya da onları üzmek,

ayırmak değildi. Vücudum o yaratığa dönüştüğünde, içimdeki öfkeye ve vahşi

hislere, engel olamıyordum. Tekrar düzeltmek istesem bile, düzeltebilmek için o

yaratığa dönüşmeliydim ve yine yapmazdım bunu.

Tanrım.. Ne yaptım, ben? Bana asla güvenmeyecek, benden hiç kimseden

olmadığı gibi nefret edecek. Şu anda ağaçların arkasından onun çırpınışını, hatta

yavaş yavaş aklını kaybedişini izliyorum ve elimden, hiçbir şey gelmiyor. Yanına

gidemem. Beni, hiç affetmeyecek biliyorum. Hangi yüzle, gidebilirim ki? Keşke,

zamanı geri alabilme gücüne de sahip olabilsem. Hiçbir zaman, şu an olduğu

kadar benliğimden nefret etmemiştim.

Bana dediği laflar, aklıma geldi. ”Onunla olmamı istiyordun, şimdi onu

seviyorum işte. Amacın ne?” Haklıydı, bu yaptığım oldukça tutarsızdı. Evet,

Bill’e erken söylediği için kızmıştım ama bu kadar değil. Onu öldürebilecek

kadar, değil. En azından, insanken nefretim bu kadar şiddetli değildi. Yere

oturdum ve başımı, ellerimin arasına aldım. Bir şeyler düşünmeliyim. Onu tekrar

mutlu edecek, hayata döndürecek bir şeyler bulmalıyım.

Ayakta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin