Gece, içimdeki heyecandan dolayı doğru düzgün uyuyamamıştım. Hem onu
görmenin vereceği mutluluk, hem de onunla ilgili aklımda oluşan sorular fena
halde uyumamı engellemişti. Bu kadar sır olabilecek, ne olabilirdi ki onun
hakkında? Peki, bu kadar hızlı ortadan kaybolması? Bütün bunları düşünerek,
sabahı çoktan etmiştim bile. Her zaman, kendi kendimi oyalamayı iyi bilmiştim
ve bu yüzden, yalnızken zamanın geçmesi benim için pek sorun olmuyordu.
İçimi çektim. Keşke, en azından onun için süslenebileceğim birkaç parça
eşyam olsaydı. Birden aklıma, Derek’in lafı geldi ve yüzüme kocaman bir
gülümseme yayıldı.
“O, seni her halinle beğeniyor.”
Bu çocuk deli. Derek’e, büyük bir teşekkür borçluyum gibi hissediyorum. Mutlu
olmamı istiyor, bulunduğum hayattan kurtarmaya çalışıyor biliyorum. Ama onun
bu yaptıklarına karşı ben, onun için ne yapabilirim bilmiyorum.
Ben bunları düşünürken, kulübemin kapısı tıklatıldı. Derin nefes alarak, gidip
kapıyı açtım. O, yine eşsiz görüntüsüyle karşımda duruyordu. Üstelik, bu kez
daha da göz alıcı olduğunu fark ettim. Gözlerim bir an, onu baştan aşağı süzdü.
Beyaz takım elbisesi, geriye yatırılmış hafif kabarık saçları ve tıraş olduğu belli
olan yüzüyle, oldukça erkeksi görünüyordu. Ellerini cebine sokmuş, bana
gülümseyerek bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırdım.
-Bir yere mi gidiyordun?
-Gidiyoruz, evet.
-Nereye?
-Deniz kenarında, güzel bir yemeğe gideriz diye düşünmüştüm. İstemiyor
musun?
-Hayır, isterdim ama..
-Ama?
-Sence de, ikimiz arasında bir terslik yok mu? Yani, dilenci sanılıp dışarı falan
atılabilirim. Rezil olmanı, istemem doğrusu.
-Böyle geleceğini kim söyledi?
-Benim, başka kıyafetim yok.
-Dışarısı dükkan dolu, almak zor değil.
Başımı, olumsuz anlamda salladım.
-Alamam. Sakın ben alırım deme, çünkü bu da olmaz.
-Tamam borç olarak kabul ederim sonra ödersin, olmaz mı? Sen şu..malı
verince de ödeşmiş oluruz, oldu mu?
İsteksizce, kabul ettim. Bu durumda kalmaktan, nefret ediyorum.
-Hadi ama, gülümsemeni istiyorum. Bugün, mutsuzluk yok.
-Seni görmek bile mutlu olmama yetti, endişelenme. Gerçekten çok..-
-Yakışıklıyım değil mi?
-Bu ne mütevazilik.
Gözlerimi devirdim.
-Onu demeyecektim ama. Çok..berbat görünüyorsun.
Gözlerini, fal taşı gibi açarak baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Mystery / ThrillerKulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı. Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışı...