Ayakta Kal | Bölüm 10

86 14 9
                                    

Gece, içimdeki heyecandan dolayı doğru düzgün uyuyamamıştım. Hem onu

görmenin vereceği mutluluk, hem de onunla ilgili aklımda oluşan sorular fena

halde uyumamı engellemişti. Bu kadar sır olabilecek, ne olabilirdi ki onun

hakkında? Peki, bu kadar hızlı ortadan kaybolması? Bütün bunları düşünerek,

sabahı çoktan etmiştim bile. Her zaman, kendi kendimi oyalamayı iyi bilmiştim

ve bu yüzden, yalnızken zamanın geçmesi benim için pek sorun olmuyordu.

İçimi çektim. Keşke, en azından onun için süslenebileceğim birkaç parça

eşyam olsaydı. Birden aklıma, Derek’in lafı geldi ve yüzüme kocaman bir

gülümseme yayıldı.

“O, seni her halinle beğeniyor.”

Bu çocuk deli. Derek’e, büyük bir teşekkür borçluyum gibi hissediyorum. Mutlu

olmamı istiyor, bulunduğum hayattan kurtarmaya çalışıyor biliyorum. Ama onun

bu yaptıklarına karşı ben, onun için ne yapabilirim bilmiyorum.

Ben bunları düşünürken, kulübemin kapısı tıklatıldı. Derin nefes alarak, gidip

kapıyı açtım. O, yine eşsiz görüntüsüyle karşımda duruyordu. Üstelik, bu kez

daha da göz alıcı olduğunu fark ettim. Gözlerim bir an, onu baştan aşağı süzdü.

Beyaz takım elbisesi, geriye yatırılmış hafif kabarık saçları ve tıraş olduğu belli

olan yüzüyle, oldukça erkeksi görünüyordu. Ellerini cebine sokmuş, bana

gülümseyerek bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırdım.

-Bir yere mi gidiyordun?

-Gidiyoruz, evet.

-Nereye?

-Deniz kenarında, güzel bir yemeğe gideriz diye düşünmüştüm. İstemiyor

musun?

-Hayır, isterdim ama..

-Ama?

-Sence de, ikimiz arasında bir terslik yok mu? Yani, dilenci sanılıp dışarı falan

atılabilirim. Rezil olmanı, istemem doğrusu.

-Böyle geleceğini kim söyledi?

-Benim, başka kıyafetim yok.

-Dışarısı dükkan dolu, almak zor değil.

Başımı, olumsuz anlamda salladım.

-Alamam. Sakın ben alırım deme, çünkü bu da olmaz.

-Tamam borç olarak kabul ederim sonra ödersin, olmaz mı? Sen şu..malı

verince de ödeşmiş oluruz, oldu mu?

İsteksizce, kabul ettim. Bu durumda kalmaktan, nefret ediyorum.

-Hadi ama, gülümsemeni istiyorum. Bugün, mutsuzluk yok.

-Seni görmek bile mutlu olmama yetti, endişelenme. Gerçekten çok..-

-Yakışıklıyım değil mi?

-Bu ne mütevazilik.

Gözlerimi devirdim.

-Onu demeyecektim ama. Çok..berbat görünüyorsun.

Gözlerini, fal taşı gibi açarak baktı.

Ayakta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin