Tam, 3 ay oldu ondan ayrılalı. Akıl hastanesine de kapatmışlar. Ama, o
delirmedi ki. Hala aynı. Sizin kısıtlı hayal gücünüzden, görüşlerinizden, klişe
hayatınızdan ve sıradan yaşamınızdan farklı bir yaşama sahip diye neden ona
deli damgası vurdunuz? Bence deli olan sizsiniz, kendini sınırlamış tüm insanlar.
Her gün uyanıyor, öylece oturuyor, yukarıya bakıp dua ediyor, yemeğini yiyor,
sonra tekrar oturuyor ve uyuyor. Tüm hayatı, böyle oldu. Oldukça da çökmüş.
Onu sokaklarda yaşadığı zaman bile, bu kadar perişan görmemiştim. Bana çok
ihtiyacı var, ama ben hiçbir şey yapamıyorum. Olduğum yerde, bu boşlukta
öylece duruyorum. Bazen, beni hissedebildiğini görüyorum. Sanki hala onun
etrafındaymışım gibi davranabiliyor, benimle konuşuyor. Tabii ne yazık ki, cevap
alamıyor.
Dünyadan ayrıldığımdan beri, Nicholas’a sesleniyorum. Bir şekilde beni,
olduğum yeri fark etmeli. Hadi ama, bu kadar mı zor bunlardan kurtulmak?
Nicholas beni kendi elleriyle yok etmediği sürece, şansım var.
Ahh..bir saniye. Birisi mi geliyor? Evet. İşte bu, Nicholas’ın gemisi! Önlerine
doğru akarak, parlamaya çalıştım. Hadi fark edin beni, hadii! Sanırım,
duruyorlar. Nicholas, dışarı çıktı. Gözleri, boşlukta geziniyor.
-Kim var, orada?
Tekrar, parlamayı denedim. Tüm gücümü harcıyordum. Dünyalı meleğime
kavuşacak olmanın verdiği heyecan, beni sabırsız yapıyordu. Şu anda bir
kalbim olsa, kesin yerinden çıkmak için can atardı.
Nicholas, ellerini uzatıp beni çekti. Kendiyle beraber, gemiye bindirdi ve beni
büyükçe bir tüpün, içine bıraktı. Şeklim ortaya çıkınca, gözleri fal taşı gibi açıldı.
-Bill? Senin ne işin var burada, üstelik de uzay boşluğunda?!
-Beni bulduğunuza, çok sevindim Nicholas. Gerçekten, uzun zamandır sana
kendimi fark ettirmeye çalışıyordum.
Sesim, tüpün içinde boğuk boğuk çıkıyordu.
-Evet mesajını duydum, ama sen olduğunu bilmiyordum. Yaklaşık bir aydır,
bulmak için yoldaydık.
-Şükürler olsun. Beni, hemen kurtarman gerek.
-Sakin ol, önce anlat. Sen..o dünyalı kızı bulmaya gitmemiş miydin? Neler oldu?
Kollarını önünde bağlayarak, kaşlarını çatıp beni dinlemeye başladı.
-Derek. Beni bu hale, Derek getirdi. Ona ne oldu bilmiyorum, her şey iyi
gidiyordu. Veronica’ya, yani o dünyalı kıza ulaşmıştım. Dönüşmeme, az bir
zaman kalmıştı. Sanırım, her şey biraz hızlı oldu. Ben kim olduğumu,
Veronica’ya çok çabuk söyledim. Bunun için üzgünüm, dayanamadım.
Gerçekten, sandığımdan da fazla bağlandım ona. Sonra Derek, bu yaptığım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Mystery / ThrillerKulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı. Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışı...