İlk defa Derek'de olağandışı bir durum sezmiştim. Cevap beklercesine ısrarla
baktım.
-Yeni müşterim. Aslında söylemek istediğim şuydu, ben biraz yoğunum da..sen
alabilir misin? Satışı sen yapsan ona?
-Bu yüzden mi deminden beri lafı dolandırıyorsun?
Kafasını kaşıdı.
-Özür dilerim.
Otobandan koşarak karşıya geçip, kendimizi otların içine attık. Derek üstüme
atladı ve bayır aşağı yuvarlanmaya başladık. O yanımdayken inanılmaz
eğleniyor ve her şeyi unutuyordum. Ben tam sevincimden çığlık atarken, bir
anda bir şeye çarparak durduk.
Derek aceleyle kalkıp üstünü silkeledi ve ciddi bir tavır takındı. Ben ise
çarpmanın etkisinden kurtulmaya ve saçım başım dağılmış halde ayağa
kalkmaya çalışıyordum. Tam Derek elini uzatırken, tanımadığım başka bir el
bana uzandı. Başımı kaldırıp 'yabancı'ya baktım. Gözlerinin içi mi gülüyordu,
yoksa bana mı öyle geliyordu? Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Gözleri, daha
önce kahverenginin hiç görmediğim bir tonundaydı ve adeta beni etki altına
alıyor gibiydi. Yüzü bir insanda olamayacak kadar kusursuzdu, neredeyse
Derek gibi.
Omuz hizası uzunluğundaki siyah gür saçlarına uyumlu olarak, siyah takım
elbise giymişti. Tanımadığım birinde, bu ayrıntılara neden böylesine dikkat
ettiğime anlam verememiştim. Elini yavaşça tuttum ve destek alarak kalktım.
Sanırım biraz hızlı bir kalkış olmuştu ki, bir anda üstüne düşecek gibi oldum.
Yabancı kıkırdayarak kollarımdan tuttu ve konuşmaya başladı.
-Gelirken bu zarif bayana da o maddeden vermediğine emin misin Derek?
Derek şaşırmış gibi baktı.
-İyi misiniz bayan?
Büyülenmiştim. Bir insanın sesi nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Dünya üzerinde
henüz keşfedilmemiş bir melodi gibiydi sanki.
-Ben..evet..iyiyim. Teşekkürler.
O anda Derek söze girdi.
-Sana bahsettiğim kişi bu.
Yabancı, sağ elimi eline alıp öptükten sonra sesinde heyecanlıymışçasına bir
tonla konuştu.
-Ben Bill Kaulitz. Sizin de adınızı öğrenebilir miyim?
Gözlerimi kırpıştırdım. Bu adam ne kadar da nazikti. Sanki geçmişten gelmiş ya
da bu dünyaya ait değilmiş gibi.
-Be..ben Veronica Spell.
-Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum bayan Spell.
Soyadımı normalde hiç kimseye söylemezdim. Adımın yeterli olduğu
düşüncesindeydim, ama bu adama söylemiştim. Nazikliğinin verdiği bir
güvenden dolayı bunu yapmış olmalıydım. Derek'e baktım. Yüzünde acılı bir
gülümseme vardı. Başını sallayarak göz kırptı. Bana ne oluyordu böyle?
Sersemlemiş gibi hissediyordum kendimi. Hafifçe silkelenerek kendime
geldim.
-Teşekkür ederim. Derek sizinle çalışacağımı söyledi. Şunu söylemeliyim ki,
çok da eski değilim bu konuda. Elimden geleni yapacağım ama umarım
şikayetçi olmazsınız.
-Sizi sıkmak istemem bayan. İçinizden geldiği gibi davranabilirsiniz, hiçbir şey
için acelem yok.
Bu adam neden bana böyle bakıyordu? Ağzımdan çıkan her lafı büyük bir dikkat
ve hayranlıkla takip ediyor gibiydi.
-Güzel, peki ne kadar alacağım ve ne tür şeyler istiyorsunuz?
-Dediğim gibi fark etmez, siz ne istiyorsanız o. Para konusu için de bu geçerli.
-Anlaştık.
El sıkışmak üzere elimi uzattım, ama o sadece bakmakla yetindi.
-Bay Kaulitz, elini sıkın. Anlaştığınızı gösterir bu.
Derek'in neden bu şekilde uyarma gereği duyduğunu anlamamıştım.
-Ah, özür dilerim. Evet, tabi.
Elimi, sanki kırılacak bir şeyi kırmamaya dikkat edercesine özenle sıktı. Bu
adam çok tuhaf.
-Derek, gidiyor muyuz?
-Şey, evet.
Göz ucuyla Bill denen adama baktığını fark ettim. Adam başını sallayıp
gülümsedi. Omuz silkerek arkamı döndüm ve önden yürümeye başladım.
Biraz sonra Derek bana yetişmişti. Tekrar karşıya geçmek üzere otobana
çıktık. İçimden gelen garip arkama bakma arzusuyla geriye döndüm. O tuhaf
yabancının yerinde yeller esiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Mystery / ThrillerKulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı. Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışı...