Uyandım ve yattığım yerde hafifçe gerinerek ayağa kalktım. Kulübemin kapısını
açıp sabahın o taze havasını içime çektim. Görünüşe göre fazla erken
kalkmıştım, saat 7 yada 8 falan olmalıydı. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım.
Simsiyah bulutlar hala oradaydı, fakat dün akşamki yağmur durmuştu. Islanmış
toprakların, o eşsiz kokusunu duydum.
Kapıyı çekip, nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Aniden içimi takip
edildiğime dair bir his kapladı ve hissin verdiği heyecanla arkama dönüp
baktım. Sanırım yavaş yavaş delirmeye de başlıyordum, arkamda kimse yoktu
ki.
Kapşonumu çektim ve başımı önüme eğerek yürümeye başladım. O his yine
içimi doldurmuştu ve bu sefer ayak sesleri de duyuyordum. Göz ucuyla arkama
bakmaya çalıştım ve siyah bir siluet gördüm. Artık panik tüm vücudumu sarmıştı.
En yakın aralıktan bir sokağa döndüm. Lanet olsun, bu sefer hangi belaya
bulaşmıştım acaba?
Ben hala takip ediliyor olmanın verdiği korkuyla arkama bakarken, bir anda
birine çarptığımı fark ettim ve çığlık atmaya başladım. Çarptığım kişi kollarımdan
tutup beni sarstı. Yüzüne baktığımda rahatlamıştım.
-Veronica! Sakin ol bağırma!
-Lanet olsun!
Beni göğsüne bastırıyordu sıkıca.
-Ne oldu anlat?
-Birisi beni takip ediyor Derek, yardım et!
-Buralarda kimse yok Veronica, sen iyi olduğuna emin misin?
-Ben iyiyim, bana delirmişim gibi bakma! Gördüm eminim!
Derek'in her zor anımda bir yerlerden çıkıp beni kurtarması hem çok hoşuma
gidiyor, hem de beni fena halde şaşırtıyordu. Sanki her an beni koruyan
meleklerimden biri gibiydi. Onu seviyorum. Hayır hayır, bu aşk değil.
Saçmalamayın, nasıl aşık olabilirim ki ona? Hem bu olsa bile..o bana o gözle
bakmıyordur eminim. Öff, bilmiyorum. İçinde bulunduğum durumda da bu kafa
yorulacak bir konu değil zaten.
-Hadi artık gidelim.
-Nereye?
-Seni biriyle tanıştıracağım.
-Kiminle? Tanışmalardan pek hoşlanmadığımı biliyorsun Derek.
-Bana güven, bu çok 'farklı' biri.
Sesindeki vurguyu fark etmiştim ve iyice meraklandım. Bu sırada tekrar
konuşan Derek oldu.
-Veronica..mucizelere inanır mısın?
-Neden soruyorsun bunu?
-Merak, sadece merak.
-Nereden nereye geldiğime bakarsak, hayat sürprizlerle dolu. Her an her şey
olabiliyor, yukarıdaki uzun süreli şakalar yapmaya bayılıyor olmalı.
Güldü.
-Peki ya olağanüstü varlıklar? Hani hayaletler falan?
Durdum ve Derek'e baktım.
-Dalga mı geçiyorsun sen? Amacını anlayabilmiş değilim.
-Sadece takılıyorum. Hadi ama Veronica, ben o eski dengesiz arkadaşımı
istiyorum.
Koluma hafifçe vurdu.
-Vampir ya da zombi olduğunu falan mı açıklayacaksın yoksa? Lütfen
merhamet et bana, sana kan da bulurum.
Kahkaha attım. Beni kollarımdan yakalayıp saçlarımı karıştırdı.
-Ahh, salak!
-Belki vampir, zombi falan değil de daha başka bir şeyimdir ha?
Bu çocuk beni deli ediyor kesinlikle. Hiçbir lafını ciddiye almamalıyım artık.
-Ha ha ha Derek. Lanet olsun, saçlarımın bozulmasından nefret ettiğimi bilmiyor
musun?
-Ah siz kızlar.. Sanki kendini kime beğendirmeye çalışıyorsun ki?
Bu lafın üzerine kırılmıştım. Yüzüne, gözlerimde kırgın ve üzgün bir ifadeyle
baktım.
-Veronica, özür dilerim. Ben öyle demek istememiştim, lütfen.
-Unut gitsin, haklısın. Neyim ki ben? Kim, neden baksın bana?
-Veronica..onu demediğimi biliyorsun, yapma.
-Her neyse. Evet, nerde bu tanıştıracağın lanet olası kişi?
-Şehrin dışında biraz, az kaldı. Şeyy..kalabalık yerlerden pek hoşlanmıyor da.
Boş bir arazide görüşmeyi istedi.
-Güvenilir olduğuna emin misin? Hem sen nereden tanıyorsun bunu? Bana hiç
bahsetmemiştin.
-Şey ben..şeyden tanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Mystery / ThrillerKulübemin kapısını açıp, içeri girdim. Hava her zaman olduğundan daha da soğuktu ve gecenin 2'si olması ayazın şiddetini arttırmıştı. Nefesimi ellerime vererek, parçalanmış eldivenlerin içindeki soğuktan kızarmış zavallı parmaklarımı ısıtmaya çalışı...