Ayakta Kal | Bölüm 3

203 24 19
                                    

Uyandım ve yattığım yerde hafifçe gerinerek ayağa kalktım. Kulübemin kapısını

açıp sabahın o taze havasını içime çektim. Görünüşe göre fazla erken

kalkmıştım, saat 7 yada 8 falan olmalıydı. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım.

Simsiyah bulutlar hala oradaydı, fakat dün akşamki yağmur durmuştu. Islanmış

toprakların, o eşsiz kokusunu duydum.

Kapıyı çekip, nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Aniden içimi takip

edildiğime dair bir his kapladı ve hissin verdiği heyecanla arkama dönüp

baktım. Sanırım yavaş yavaş delirmeye de başlıyordum, arkamda kimse yoktu

ki.

Kapşonumu çektim ve başımı önüme eğerek yürümeye başladım. O his yine

içimi doldurmuştu ve bu sefer ayak sesleri de duyuyordum. Göz ucuyla arkama

bakmaya çalıştım ve siyah bir siluet gördüm. Artık panik tüm vücudumu sarmıştı.

En yakın aralıktan bir sokağa döndüm. Lanet olsun, bu sefer hangi belaya

bulaşmıştım acaba?

Ben hala takip ediliyor olmanın verdiği korkuyla arkama bakarken, bir anda

birine çarptığımı fark ettim ve çığlık atmaya başladım. Çarptığım kişi kollarımdan

tutup beni sarstı. Yüzüne baktığımda rahatlamıştım.

-Veronica! Sakin ol bağırma!

-Lanet olsun!

Beni göğsüne bastırıyordu sıkıca.

-Ne oldu anlat?

-Birisi beni takip ediyor Derek, yardım et!

-Buralarda kimse yok Veronica, sen iyi olduğuna emin misin?

-Ben iyiyim, bana delirmişim gibi bakma! Gördüm eminim!

Derek'in her zor anımda bir yerlerden çıkıp beni kurtarması hem çok hoşuma

gidiyor, hem de beni fena halde şaşırtıyordu. Sanki her an beni koruyan

meleklerimden biri gibiydi. Onu seviyorum. Hayır hayır, bu aşk değil.

Saçmalamayın, nasıl aşık olabilirim ki ona? Hem bu olsa bile..o bana o gözle

bakmıyordur eminim. Öff, bilmiyorum. İçinde bulunduğum durumda da bu kafa

yorulacak bir konu değil zaten.

-Hadi artık gidelim.

-Nereye?

-Seni biriyle tanıştıracağım.

-Kiminle? Tanışmalardan pek hoşlanmadığımı biliyorsun Derek.

-Bana güven, bu çok 'farklı' biri.

Sesindeki vurguyu fark etmiştim ve iyice meraklandım. Bu sırada tekrar

konuşan Derek oldu.

-Veronica..mucizelere inanır mısın?

-Neden soruyorsun bunu?

-Merak, sadece merak.

-Nereden nereye geldiğime bakarsak, hayat sürprizlerle dolu. Her an her şey

olabiliyor, yukarıdaki uzun süreli şakalar yapmaya bayılıyor olmalı.

Güldü.

-Peki ya olağanüstü varlıklar? Hani hayaletler falan?

Durdum ve Derek'e baktım.

-Dalga mı geçiyorsun sen? Amacını anlayabilmiş değilim.

-Sadece takılıyorum. Hadi ama Veronica, ben o eski dengesiz arkadaşımı

istiyorum.

Koluma hafifçe vurdu.

-Vampir ya da zombi olduğunu falan mı açıklayacaksın yoksa? Lütfen

merhamet et bana, sana kan da bulurum.

Kahkaha attım. Beni kollarımdan yakalayıp saçlarımı karıştırdı.

-Ahh, salak!

-Belki vampir, zombi falan değil de daha başka bir şeyimdir ha?

Bu çocuk beni deli ediyor kesinlikle. Hiçbir lafını ciddiye almamalıyım artık.

-Ha ha ha Derek. Lanet olsun, saçlarımın bozulmasından nefret ettiğimi bilmiyor

musun?

-Ah siz kızlar.. Sanki kendini kime beğendirmeye çalışıyorsun ki?

Bu lafın üzerine kırılmıştım. Yüzüne, gözlerimde kırgın ve üzgün bir ifadeyle

baktım.

-Veronica, özür dilerim. Ben öyle demek istememiştim, lütfen.

-Unut gitsin, haklısın. Neyim ki ben? Kim, neden baksın bana?

-Veronica..onu demediğimi biliyorsun, yapma.

-Her neyse. Evet, nerde bu tanıştıracağın lanet olası kişi?

-Şehrin dışında biraz, az kaldı. Şeyy..kalabalık yerlerden pek hoşlanmıyor da.

Boş bir arazide görüşmeyi istedi.

-Güvenilir olduğuna emin misin? Hem sen nereden tanıyorsun bunu? Bana hiç

bahsetmemiştin.

-Şey ben..şeyden tanıyorum.

Ayakta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin