4 gün önce
Luhan başında korkunç bir ağrıyla açmıştı gözlerini ve tanımadığı bir yatakta uyanmıştı. Dün gece çok içmiş olmalıydı çünkü içtiğinde hiçbir şey hatırlayamazdı aynen şimdi olduğu gibi. Nerede olduğunu anlamak için odadan çıktı, oturma odasına girdiğinde burası tanıdık gelmişti. Birden hatırladı burası Minseok'un eviydi o sarhoş olduğunda evine gelmişti ve kendisi sarhoş olduğunda da buradaydı. Keyifli bir ifade ile bıyık altından gülümsedi. Odanın içinde gözlerini gezdirdiğinde kanepede yatan kişiyi gördü ve daha da keyiflendi ama başındaki ağrı buna izin vermemekte direniyordu. Başını ellerinin arasına alarak ilerdi ve Minseok'un yattığı kanepenin dibine oturdu aynen daha önce olduğu gibi.
‘Kahretsin hiçbir şey hatırlamıyorum gece ne oldu acaba..’ diye düşünerek en son yaptıklarını hatırlamaya çalışıyordu ama tek hatırladığı maçtan sonra içmeye gittikleri ve hem kendi içkilerini hem de Minseok’un içkilerini içtiğiydi sonrası kayıptı. Başındaki ağrıyı yok saymaya çalışıp bunları düşünürken kaşları çatılmıştı ve Minseok'un uyanıp ona baktığını fark etmemişti bile.
"Sanırım kendini iyi hissetmiyorsun sana dur dediğimde dinlemeliydin." dedi Minseok utangaç bir ifade ile.
"Bana dur dediğinde çok geçmiş çünkü o anı hatırlamıyorum." dedi Luhan.
"Dün geceyi hatırlamıyor musun?" dedi Minseok heyecanla.
"Senin gibi değilim sarhoş olduğumda hiçbir şey hatırlayamam." dedi Luhan somurtarak. Minseok rahatlamış bir ifade ile gülümsedi. Bunu gören Luhan telaşla sordu "Ne? Ne oldu dün akşam söylemelisin çünkü anladım ifadenden bir şeyler olmuş."
"Hiçbir şey olmadı." dedi Minseok omuzlarını silkerek aynı rahatlamış gülümsemesi ile ayağa kalkıp mutfağa yöneldi. Oysa uyandığında utangaç mahcup bir tavrı vardı. Luhan bunu fark etmişti ama eğer Minseok anlatmazsa bir şey hatırlaması mümkün değildi daha önceki deneyimlerinden çok iyi biliyordu.
"Hey bana anlatmalısın bu haksızlık neler oldu dün gece?" diyerek Minseok'un peşinden mutfağa gitti Luhan.
"Bitki çayı mı istersin kahve mi?" diye sordu Minseok.
"Dün gece neler olduğunu anlatmanı istiyorum."
"Ne olabilir içtin içtin sarhoş oldun uyarılarımı da dinlemedin, arkadaşların ve Lay çekti gitti tek başıma seni taşımak zorunda kaldım. Evinin nerede olduğunu söylemedin bir türlü senin evine gidelim diye ısrar ettin!" diye anlattı Minseok bıkkın bir ifade ile. Anlattıkları doğruydu fakat eve geldikten sonra olanları anlatmaktan özellikle kaçınmıştı Luhan hatırlamadığı için memnundu.
Dün gece sarhoş Luhan ve Minseok eve geldikten sonra
Minseok Luhan'ı yatak odasına götürüp yatağa bıraktığında nefes nefese kalmıştı. Yatağın kenarına oturmuş dinlenirken arkasından gelen ses ile döndü.
"Minseoook"
"Ne oldu?"
"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" dedi Luhan hafif kısık sesle ve kelimeleri yuvarlayarak.
"Biliyorum biliyorum buraya gelene kadar 5712 kere söyledin."
"Minseok-ah sana aşığım.."
"Tamam."
"Minniee.."
"Yine başladı!" diye kendi duyabileceği şekilde konuştu Minseok.
"Minseok-ah Minnie seninle daha yakın olmak istiyorum." dedi Luhan ve zorlukla yalpalayarak yatakta doğruldu.
"Artık uyumalısın yarın ayıldığında pişman olacağın şeyler yapma." dedi Minseok yataktan kalkarak ve sarhoş adamı yatırmaya çalıştı. Luhan itiraz etti.
"Yatmak istemiyorum, sana kaç kere seni sevdiğimi söyledim sen bir kere bile söylemedin." diyerek çocuk gibi somurttu.
"Sen bir playboysun beni sevdiğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" diye çıkıştı Minseok.
"Ben playboy değilim!!" diye itiraz etti diğeri.
"Sen playboy değilsen o zaman ben bir playboyum."
"NE! S-sen playboy musun?" dedi Luhan şaşkın bir ifadeyle. Bu durum karşısında Minseok kendini gülmekten alıkoyamadı.
"Aptal numarası yaptığını düşünüyorum bazen ama fazla gerçekçi tepkilerin var."
"A-ama playboy değilsin dimi?"
Minseok Luhan'ın sarhoş hali ve tuhaf konuşma şekliyle çocuk gibi aptalca sorduğu soru karşısında daha fazla dayanamadı ve kahkaha atmaya başladı.
Onu izleyen Luhan bir süre sonra seslendi "Minseok-ah!"
Minseok gülümseyerek ona döndü ve karşısında ona hayran gözlerle bakan sarhoş adamı gördü. Luhan yalpalayarak ayağa kalktı ve Minseok'a yaklaştı ellerini diğerinin yanaklarına koyarak konuştu.
"Böyle güldüğünde çok sevimli oluyorsun ve seni yemek istiyorum."
Birden bire sızmasını beklediği adamın ani hareketi ile şaşıran Minseok "Hah!" dedi yüzünde oluşan sevimli şaşkın ifade ile.
Luhan kısık bir ses tonu ile "üzgünüm.." dedikten sonra karşısındakinin dudaklarına yapıştı. Minseok şaşkınlıktan ne yapacağını bilememişti ne zaman bu pozisyona gelmişlerdi. Yine tanıdık haz ile kalbi havalanmış uçuyor ve gözleri kendiliğinden kapanmıştı ama bu sefer farklı olarak dudakları da karşılık veriyordu.
Minseok ise bunları ancak Luhan onu öpmeyi bırakıp ona sıkıca sarıldığında idrak edebilmişti. Minseok'un tek düşündüğü ise sabah ayıldığında bu davranışını nasıl açıklayacağıydı. Luhan'ın sesi ile düşüncelerinden sıyrıldı.
"Minseok-ah seni çok seviyorum.." dedi Luhan sanki kollarından alıp götüreceklermiş gibi sıkıca sarıldığı adamın kulağına yumuşacık bir ses tonu ile.
Minseok bugün bu sözü o kadar çok duymuştu ki artık onu etkilemediğini düşünüyordu ama şu anda kalbini Luhan'ın ellerinde hissediyordu.
****
Minseok dün geceyi hatırladığında hafifçe gülümsedi, dün geceyi düşünmek bile kalbini hoplatıyordu ve olanları kesinlikle Luhan'a anlatmayacaktı.
not: Kısa oldu ama uzun süredir yazamadığım için daha fazla bekletmek istedim. Zaman buldukça sık sık yazmaya çalışıcam :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Nefret Ediyorum
FanfictionEXO Fanfiction Çift: Xiuhan Tür: Romantik komedi (olduğu kadar :P)