Bölüm 16 Rüzgar'ın Rüyasıyım

50 10 0
                                    

Merhabalar😊😊yeni bölümüyle beraber hoşgeldiniz lokumlarım

Saat gecenin 00: 45 geçiyordu. Yarış yerinde ayrılıp eve geldiğim zaman saat 23:25 di. Ama Rüzgar beyimiz beni şimdi fark etmişti. Gerçi buna da şükretmem gerekiyordu , fark etmişti. Gerçi kendisi de haklı, etrafında o kadar güzel kızlar varken ben neden aklısına düşeyim ki?

Sonuçta işim bitmişti. Rüzgar kazanmıştı.

Rüzgar arkamdan gelerek;

" Neden beni beklemeden? Sana o çocuktan uzak dur dememe rağmen onunla beraber arabaya binip eve geliyorsun". Diyerek sinirliydi. Zeytin yağı gibi üste çıkıyordu.

Önümü Rüzgar'a dönerek;

" ben oraya senin için geliyorum sen hayranlarından dolayı beni görmüyorsun. Tamam ya sen hayranları boşver, burdan gitmek için iddaa girmek ne demek? Hem de kimseye hiç birşey demeden buhar olup yok olmak ne demek? Sen tek mi bu Dünya da varsın? Hiç mi beni düşünmedin? Ben sensiz ne yapardım? Sen gidince birşey düzelecekmiydi? Ne olacaktı?
Sana olacakları ben söyliyeyim!
( sinirden gülerek)
Sen gidince ben yıkılacaktım. Güney benimle daha çok uğraşacaktı. Ben senin için, senin gitmemen için ordayken , sen hayranlarınla ilgileniyordun.Arabadan çıktıktan sonra tozdan dolayı nerdeyse boğuluyordum. Beni senin kurtarman gerekirken , Beni o tozdan çekip kurtaran Mesut du. Bana su veren sen olman gerekirken ,bana su getiren Mesut du. Ve şuan sen bana yardım eden biri için kötü davranmamı söylüyorsun. Kusura bakma Rüzgar bey , ben bana yardım eden birine kötü davranmam . Ben sen değilim bana iyilik yapana ben kötülük yapayım.

( gülmem gitmişti ciddiyet gelmişti)

Rüzgar susmuş üzgünken, ben içimde bulunan tüm kini onun yüzüne kurmuştum. Ve konuşmaya devam ederek;

" şimdi eğer birşey demiyeceksen" elimi kapıya yönelterek;

"İstediğin yere gidebilir, buhar olabilirsin" dedim ve Rüzgar'ın yanından geçerek odama giderek kapıyı sert bir şekilde kapatıp kilitledim.

Sinirden eve sığamıyordum. Yansımamı gördüğüm aynaya elimi yumruk yaparak vurdum. Ayna bin parça olurken elim kana bulanmıştı. Gözlerimde dolunan yaşları serbest bırakırken boğazımdaki hıçkırıkları eşlik ederek hıçkıra , hıçkıra ağlamaya başladım.

Canım hiç bu kadar acımam ışte.

Yatak odamın kapısı çalınarak;

" Rüya, kapıyı aç"

" git burdan, defol" Rüzgar'a sinirliydim. Onu kaybetme korkusu bile yaşamıyordu.

" kapıyı açtı konuşalım"

" hayır, git dedim"

" yoksa kırarım"

Konuşmaktan yorulup ayağıya kalktım ve kapıyı açtım.

Rüzgar önce suratıma baksa da elimi fark edip gözleri irileşti. Ve;

" Yürü elini yıkıyalım"

" hayır, git burdan"

Rüzgar kolumdan sıkıca tutup beni banyoya zorla götürdü. Kana bulanmıştı elimi suyun önünde tutarak kanı elimden temizledi.

Karanlik HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin