Selam lokumlarım. Yeni bölümle karşınızdayım. Daha fazla konuşmadan bölüme geçeyim.
Rüzgar'ın küçük ama alevli öpücüğü dudaklarımda bitivermişti.
" çok güzelsin Meleğim" dedi ve arabaya geçmem için kapıyı açtı. Rüzgar kapıyı açarda ben oturmazmıyım. Arabaya geçip oturduktan sonra Rüzgar kapıyı kapattı ve kendiside arabaya geçerek şoför koltuğunda yerini alarak arabayı çalıştırdı. Helda'nın evine vararak arabadan beraber indik. Rüzgar yanıma gelerek elimi tuttu ve beraber adımlar atarak içeriye geçtik.
Hayatımın en güzel günlerinden biri.
Millet erkenci olmalıydılar çünkü neredeyse tüm insanlar gelmişti. Sanki biz geç kalmıştık. Adımlarımızla içeriyi süzerken ortamda olan millet de bizi süzüyorlardı. Güzel olmuş olabilirdim ama elini tuttuğumda az değildi.
Arabanın içinde biran olsun bakışlarımı kendisinde alamamış kendisinde yok olmuştum.
Rüzgar da beni kendisinde öldürerek nefesimi kesiyordu.Kısa bir göz içerde gezdirdimde Emir bir saniye olsun bakışlarını Seher den alamıyordu. Seher'i süzüyordu,ki haklıydı.
Emirlerin yanına giderek onlara katıldık. Doğum günü kızı ve sevgiliside bize eşlik ettiler. Murat da bize güzel ayak uyduruyordu.
Helda" Rüya çok güzelsin. Elbise sana çok yakışmış" diyerek gülümsedi.
Seher boynumuza atlayarak " ya ben?"
" sende güzel olmusun" diyip beraber güldük.Parti çok güzel ilerliyordu. Sıra doğum günü pastasını kesmeye gelmişti. Beraber pastanın etrafına toplandık ve Helda'nın pastayı kesmesini bekledik.
Masanın üzerinde duran pasta bıçağını Helda alarak ,pastayı kesti.
Pastanın kesilmesiyle ellerimiz alkışlamaya başladı. Sanırım ellerinde hobileri olmuştu.
Helda'ya sarılarak kendisini tebrik ederek hediyesini verdim. Öpenler,sarılanlar okadar çoktu ki hediyeyi açmaya vakit bulamadı.Rüzgar'a bakmak için arkama baktım ama Rüzgar yoktu. Emir gözlerimin Rüzgar'ı aradığını anlamış olmalıydıki " balkonda" dedi.
Hemen gözlerimi balkona çevirdim. Rüzgar balkonda bahçeye doğru bakıyordu.Helda'nın evi 2 katlı bir villaydı. Olduğum yerden kıbıldayarak balkona ,Rüzgar'ın yanına doğru ilerledim. Rüzgar'ın yanına giderek kolusuna girdim ve sarıldım. Rüzgar yanımdayken kendimi huzurda hissediyorum ama yinede sarılmak istedim.
Rüzgar yanısına geldiğimi bilmesine rağmen susuyor benimle konuşmuyordu. Sadece dışarda ki temiz havayı içine çekip bırakıyordu. Ben olsam ben de yapardım çünkü sigara içmekten çigerlerim kararmış olduğunu düşünüp beyazlatmaya çalışırdım.
Ama Rüzgar'ın derdi çiğerleri değilde sanki başka birşey vardı. Kendisini burada daha fazla germek istemeyerek " eğer sıkıldıysan gidelim. Zaten Helda pastayı da kesti" . Rüzgar bakışlarını bana döndürerek gözlerimin içine baktı ve tekrardan bahçeye dönerek "biraz daha kalalım ,sonra gideriz" dedi.
Rüzgar' a katılarak etrafa bakıyor konuşmuyorduk. Dışarıda ne kadar zamandır kaldığımızı bilmiyorduk. Ama Seher'in bizi çağırmasıyla içeri geçmiştik.
Emirlerin koltuğun üzerinde oturduklarını görünce bizlerde yanlarına giderek oturduk. Dışarıda ne kadar susmuş olsakta içeride bulunan muhabbetlere katıldık. Güzel geçen zamanı bir boğuşma sesi bozmuştu. Rüzgarların ayaklanmasıyla, Güneyler içerde belirdi. Güney,Cihan ve yaman partiye gelmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlik Hayat
Novela JuvenilYeni şehirde yeni lisede yabancilik çeken genç bir kiz . Karaliğa gömülmüş ,karanlikla dost olmuş genc bir erkek .Bu hikayede hangisi karanlik hangisi sosyopat?