Herkese merhaba! uzun zaman oldu biliyorum. Yazamamamın sebebi bir önceki @balyenn hesabıma giriş yapamam ama artık buradan yazacağım. Umarım kitabımı seven herkes bu hesabı fark eder, desteğe ihtiyacım var aslında kitabın desteğe ihtiyacı var.
Bu arada bana destek veren Su'ya çok teşşekür ederim.🌺
100 yorum, 50 vote
Bölüm şarkısı~ Ceyl'an Ertem & Cihan Mürtezaoğlu ' Uçurtma'
41. Bölüm : "GERÇEKLER"
Siyah bir sıvı akıyordu mavi damarlarımda.Kıpkırmızı kanım artık benzin hissi uyandırırken tek bir kibrit yeterliydi patlayıp kendi kanımda boğulmama.
Gözlerimin önündeki muhteşem tablo gözlerimi kamaştırıyordu. kapkara bir gökyüzü, parıldıyan yıldızlar ve ayaklarımın dibindeki uçurum. Tüm bunlar babamla terastaki anılarımı canlandırıyordu. Zihnimin bir köşesinde henüz uyanmamış sessizce tozlu sayfalarda kırıştırılmayı bekleyen babamı anımsatıyordu. Derin bir nefes çektim içime, buz gibi havadan. yarım saattir burda onunla oturuyorduk. Kafamı ona bakmak için yavaşça çevirdiğimde birkaç dal saçlarıma dolansada aldırmadım. Bu gördüğüm manzaraya değerdi. Çimlere uzanmış kafasını kaldırmışken burnuda tıpkı karakteri gibi dimdik havaya bakıyordu, upuzun kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşmüş, adem elması her yutkunuşunda yukarı ve aşağıya hareket ediyordu. İçimden dudaklarımı tam adem elmasına bastırmak gelmişti.
" Manzara güzel herhalde," dedi tok bir sesle. " gözlerini alamadın da."
" Sana bakmıyordum." dedim kafamı hızla tekrar gökyüzüne çevirirken.
Yakıcı kokusu havadaki soğukla dans edip yüzüme sertçe çarparken alt dudağıma dişlerimi geçirdim. Gecenin karanlığına çığlık atan ruhumdaki benliğimi duyabiliyordum.
" Yalancı, gomez."
" Hiçte yalan söylemiyorum." yanaklarım ısınırken havadaki soğuğa daldırdım yüzümü. Bakışlarını yan profilimde hissettiğimde bende bakışlarımı omzumun üzerinden ona çevirdim. Keskin yüz hatlarının geceden bin kat daha güzel olduğuna yemin edebilirdim. Gece güzeldi ama justin;
Enfesti.
Erkeksi aurası başımı döndürüyordu. Taşıyor gibiydim benim olmayan, hiçte davetkar olmayan kehribar çehrelere, azılı bir katilin gözlerinin içine bakıyordum bu gözler iflah olmazdı. İflah olmayacağına emin olduğum ikinci şeyse benim kalbimdi. Ona gücüm yoktu, istediğim şey onunda benim gibi benimle aşktan bahsetmeye cesaretinin kalmamasıydı. Buna süphesinin olmadığını benliğim kulağıma fısıldayıp köşesine geri çekildi. Kafamı çevirip başka bir yere bakamıyordum. Yüzlerimizin arasında bir karışlık mesafe vardı. Birşeyler arıyor gibiydi ve bu tehlikeliydi. Gözlerimi tekrar gökyüzüne çevirdim, çünkü; sessizlik ortamdaki elektiriği yükseltiyordu.
" Burada sabahlayacağız bu gidişle sanırım." sessizliği kovmaya çalışıyordum.
" Öyle görünüyor." sesi boğumluydu.
İlk defa uçurumun üzerinde kavga etmiyorduk. Bu tuhaftı, herzamankinden daha katlanılırdı. Bir an kirpiklerimi rüzgarın yüzünden dolan gözlerimin üzerine örttüm. Zihnime dalmak, biraz ısınmak istiyordum ama zihnim buradan daha soğuktu. Çünkü; orada annemin morarmış bedeni beni karşılayıp soğuk bir köşeye oturtuyordu. Geçmiş, geçmiyordu.
Bir insanın zihni ağrır mıydı bilmiyordum ama benimki şuan ağrıyordu.
" Üşüyor musun?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LET ME LOVE YOU
FanficGeçmiş, hiç geçmemiş olduğunu binlerce kez yüzümüze en ağır tokatlarını indirerek anlattı bu hikayede... Geleceği mi yaşıyorlardı yoksa Geçmiş'in getirdiklerini mi ? @balyenn hesabından yazdığım Let me love you'nun devamıdır.