Üçüncü bölüm geldi~
+18 vardır!
Jungkook Jimin'i yatağa yatırdı ve dudaklarına sertçe yapıştı. Onun dudaklarını kendi dudakların da hissedince gülümsedi. Sevdiği adamın şuan dudaklarını öpüyordu. Alt dudağını emdi ve dişledi. Altındaki bedenden ufak ufak inleme sesleri geliyordu. Bu da Jungkook'un Jimin'i daha çok hissetme isteğine neden oldu.
Dilini altında yatan bedenin ağızına gönderdi. Dilleri adeta dans ediyordu. Altında ki bedenin elleri yavaşça Jungkook'un bedenine değiyordu. Her dokunduğunda dokunduğu yer ateş alıyordu.
Jungkook altındaki bedene sürtündü. Jimin'in ağızımdan bir inleme daha çıktı. '
'Ahmm..'
Şuan sevdiği adam altında inliyordu. Bu anı tekrar yaşayabilmek için nelerini vermez di ki. Jimin küçüğünün
t-shirtünü çıkarttı ve gördüğü manzara ile ağzı açık kaldı. Adeta büyülenmişti. Ellerini Jungkook'un kaslarında gezdirdi.Jungkook yavaşça altındaki bedenin boynunu emmeye başladı. Kendine ait izler bırakıyordu. Kızarmıştı, ama onların ertesi sabah moraracağını düşününce gülümsedi. Ellerini altındaki bedenin t-shirtüne götürdü.
T-shirtü kaldırdıktan sonra Jungkook gülümsedi. Hemen Jimin'in boynunu emmeye devam etti. Ve sağ göğüs ucunu dudakları arasına aldı. Sol göğüs ucun da ise parmakları vardı. Dudakları kaslarına doğru ilerledi ve kaslarını emdi. Dudakları kaslarındayken elleri altındaki bedenin kemerindeydi. Kemerini çıkartıp yavaşça pantolonu indirdi ve şişmiş erkekliğini sıktı...
***
Jungkook gözlerini açtığında yan tarafına baktı. Kimse yoktu. Yine rüya görmüştü... Bunun gerçek olmasını istediği için birkez daha tanrıya dua etti ve gülümsedi. Yataktan kalkıp banyoya gitti ve ılık bir duş aldı. Hâlâ gördüğü rüyanın etkisindeydi... Bunu birçok kez görse de hâlâ aynı şekil uyanıyor ve heyecandan ölüyordu. Banyoda ki ılık su bedenini rahatlatıyordu. Küveti doldurdu, üzerindekilerden kurtulup kendini küvete bıraktı ve sıcak suyun vücuduna değmesine izin verdi. Küvetten çıktı ve beline havluyu sardı.
Dolabının karşına geçtim ve kıyafet seçti. Her zaman ki gibi siyah pantolon ve siyah tişört giyindi. En sevdiği nemlendiriciyi narin dudaklarına sürdü. Sevdiği adamı bu gün görecekti. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissediyordu... Bu doğaldı. Çünkü onu seviyordu. Peki ya Jimin'in kendine bile itiraf edemediği Jungkook'a olan aşkı... İnsan yüzünü görmediği birine aşık olabilir miydi? Jungkook eğer bir özel gücü olsaydı kesinlikle akıl okumayı isterdi. Sevdiği adamın onun hakkın da düşüncelerini öğrenmek isterdi...
***
Jungkook tekrar Jimin'i izliyordu... Melek gibi görünüyordu. Jimin Jungkook'u tanıyordu ama mesaj atan kişinin Jungkook olduğunu bilmiyordu. Eğer bilseydi Jungkook için bu durum kötüye giderdi. En iyisi bunu ona söylememekti...
Jimin Jungkook'u görünce gülümsedi. Küçük olan büyük olana yaklaştı..
"Merhaba, hyung.."
Büyük olan gülümsedi...
"Merhaba Jungkook-ah" sesi her zamanki gibi samimiydi. Sesini duydukça gördüğü rüya aklına geliyordu.. Ve Jimin'nin inlemeleri...
Büyük olan konuştu...
"Nasılsın?"
Jungkook gülümsedi...
"İyiyim hyung, sen?"
"Ben de iyiyim Kookie."
Jungkook ufak bir tebessüm etti. Jimin'in ona 'Kookie' demesi çok hoşuna gidiyordu. Jungkook büyüğünün yüzüne baktı. Bu kadar güzel olması Jungkook'un kalbine zararlydı. Kırmızı dolgun dudaklarını öpmek istedi ama yapamadı. Bir kez daha ona dokunamamanın verdiği acı ile lânet etti. Ölmek istedi. Her ona dokunamadığı, konuşamadığı, onunla gülemediği her saniye ölmek istedi. Büyük olan kocaman gülümsemesini Jungkook'a sundu. Ve konuştu;
"Ben kahve alacağım ister misin?"
"Hmhm... İsterim."
Jimin yanından ayrıldığın da Jungkook sakinleşmeye çalıştı. Yine aklına gelmişti rüyası. Bir masaya oturdu. Ve büyüğünü bekledi. Jimin yanına geldiğinde onu izledi. Fiziği çok güzeldi. Mükemmel ve kusursuzdu. Büyük olan gülümsedi ve Jungkook'a baktı. Jimin kahveleri masaya bıraktı ve küçüğünün karşısına oturdu. Bir kahveyi karşısındaki bedene uzattı.
"Teşekkürler hyung."
Jimin kahvesinden bir yudum aldı ve karşısında oturan bedene baktı. Nedense onu etkiliyordu. İstemsizce. Aklına dünkü konuştuğu çocuk geldi. Bu konuyu bir kenara bıraktı ve karşındaki bedeni izledi. Jungkook büyüğünün ona baktığını hissettiğinde gerginleşti. Sakin kalamıyordu. Jimin bunu anlamış olacak ki gülümsedi. Jungkook karşısında duran Jimin'e bakıyordu.
"Hyung... Ne oldu?"
"Hiç birşey..."
Jimin gülümsedi. Kahvesinden büyük bir yudum aldı. Jungkook biraz acayip hissetsede ne olduğunu anlamadı. Kahvesinden bir yudum aldı...
***
Bu bölüm bu kadar~ Umarım beğenirsiniz.. ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
Fanfiction'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.