Not:
Hikayeden farklı bir smut bölümdür. Hikayenin devamı değildir.Jimin koltukta oturmuş babacığını bekliyordu. Pembe kuyruğunu sallıyor, üzerine giyindiği pembe elbisesinin etekleri ile oynuyordu. Ayağına giyindiği pembe-beyaz çorapları beyaz ve pürüzsüz cildinde çok şirin görünüyordu. Önüne gelen küçük saçlarını eli ile geriye attı. Açılan kapı sesi Jimin'in gülümsemesine neden oluyordu. Jimin ayağa kalktı ve koşarak babacığına sarıldı.
"Hoş geldin babacık~"
Jungkook gülümsedi. Sevgilisini çok özlemişti. Şirket işleri yüzünden onu pek göremiyordu. Jungkook karşısındaki bedene baktı. Gülümsedi.
"Hoş buldum kedicik. Babacık seni çok özledi."
Jimin babacığına sarıldı. Jungkook Jimin'in saçlarına gömdü yüzünü. Kokusunu çok özlemişti. Kediciğini kucağına aldı ve hasret kaldığı dudaklarını öpmeye başladı. Aldığı tat ile rahatlamıştı. Jimin bacaklarını babacığının beline doladı. Babacığının hasret kaldığı dudakları ile gülümsedi Jimin. Dudakları adeta savaş veriyordu. Jungkook dilini gezdirdi kucağında ki bedenin dolgun dudakların da.
Yavaşça dilini dolgun dudakların arasından içeriye doğru gönderdi. Dilleri savaş içersindeydi. Jungkook elini Jimin'in dolgun kalçalarında gezdirdi. Jimin yavaşça Jungkook'a sürtünüyordu.
Jimin dolgun dudaklarını babacığının kulağına sürttü. Dudaklarını araladı ve konuştu.
"Seni istiyorum babacık. Seni hissetmek istiyorum."
Jungkook sırıttı.
Yavaşça boynunu emmeye başladı. Jimin'in beyaz teninde kendine ait izler bıraktı Jungkook. Ona ait izler oluşurken Jimin güldü. Başını geriye attı. Babacığına daha çok yer açmıştı. Jungkook ıslak öpücüklerle boynunu emiyordu. Dil darbeleri ile Jimin'in zevkine zevk katıyordu. Jungkook elini yavaşça Jimin'in tişörtünün altına soktu. Parmaklarını kaslarında gezdirdi. Odadaki koltuğa oturdu.
Kucağındaki beden Jungkook'a sürtünüyordu. Jungkook Jimin'in tişörtünü çıkarttı. Ellerini beyaz narin tende gezdiriyordu. Kendine ait izler yavaşça kediciğinin boynundan beliriyordu. Jimin ani bir hareket ile Jungkook'un dudaklarını emmeye başladı. Sert bir şekilde emiyordu, sanki koparırcasına emiyor ve diliyordu. Salonda sadece ikisinin inleme sesleri odada yankılanıyordu. İkisinin de kulağına adeta bir müzik geliyordu.
Jungkook içinden geçirdi; 'Bir insanın inleme sesleri neden bu kadar güzel ve eşsizdi. Her dakika dinleyebilirdi. Jimin yavaşça babacığının gömleğini açmaya başladı. Gömleği odanın bir köşesine fırlatmıştı. Jimin dolgun ve kızarmış dudaklarını babacığının beyaz teninde gezdirdi. Beyaz ve kırmızı...
Jimin yavaşça Jungkook'un boynuna öpücükler kondurdu. Hafifçe emiyor ve dilini gezdiriyordu. Jungkook aldığı zevkle başını geriye attı. Aldığı zevk ile gözleri kapanmış kesik kesik iniltiler dudaklarının arasından çıkıyordu. Üzerindeki benden de gezdirdi ellerini Jungkook. Yavaşça Jimin'i koltuğa yatırdı. Üzerine oturdu ve ona sürtünmeye başladı. Odadaki inlemeler artıyordu. Jungkook aldığı zevk ile konuştu.
"İ-inle bebeğim."
Jimin gülümsedi. Aldığı zevk ile dudaklarının arasından inlemeler çıkıyordu. Kesik kesik nefes alıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
Fanfiction'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.