Hatırlatma: Jimin ve Jungkook evlendi.
Bu bölüm belki birazcık duygusal olabilir. Bana göre öyle ama bilmiyorum.. Umarım beğenirsiniz iyi okumalarrr♡"Dünyanın güzel harikaları vardır. Hepsi ayrı ayrı güzeldir. Peki ya pek fazla kişinin bilmediği Jeon Jungkook? O da dünyanın güzel harikalarından biri ve o eşsiz. Çoğu kişinin fark edemediği güzelliği, her dakika gözlerimi alamadığım ince dudakları, en zarif ve en mükemmel gülümsemesi, her zaman kaybolduğum kahverengi gözleri... Dünyanın en güzel harikalarından biri şuan karşımda beni gülümseyerek izliyor. Onunla bir çocuğumuz olsun çok isterdim. Fakat bunun imkansız olduğunu biliyorum. Bunu bilmek ne kadar acı olsa da... Yine de ona sahip olduğum için dünyanın en şanslı adamıyım."
Jimin sevgilisinden gözlerini alamıyordu. Adeta büyülenmişti. Tekrar ve tekrar...
"Jimin."
Jungkook ortadaki kısa sessizliği bozdu.
"Az önce bütün dediklerini duydum. Hepsini hemde. Ve sana şunu söyleyeceğim. Sen hayatım da gördüğüm en güzel seven insansın. Ben seni sevdiğim için tanrıya hergün dua ediyorum. Sen benim küçük meleğimsin. Kalbim sadece senin olduğun bir yer. İçinde başka kimse yok. Ben bu dünyada sadece iki kişiyi sevdim. Biri annem biri sen. Annem gözümün önünde intihar ettiğinde yanımda sen vardın. Kimse yokken. Babam hiçbir zaman yoktu, ama sen vardın. Sen bana verilmiş en güzel meleksin."
Jungkook gözünden yaşların akmasına izin verdi. Devam etti.
"Bir çocuğumuz olmasını inan ben de çok isterdim. Senin gibi bir melek olmasını hem de. Ama bir melek evlatlık edinebiliriz. Onu senin masum sevgin ile büyütebiliriz. Ona annesi ve ya babası olmadığını hissettirmeden sadece onu çok seven iki babasının olduğunu ve onu sonsuza dek mutlu edebileceğimizi hissettirelim. Olmaz mı? Çocuk sadece kan bağıyla olmaz ki. Sevgiyi bir çocuğa hissettirmek kan bağından daha güçlüdür. Eğer sende istersen evimizde minik bir melek daha olsun mu?"
Jimin kocaman gülümsedi. Sevdiği adamın sözleri kalbini okşamıştı. Başını aşağı yukarı salladı. Jungkook ayağa kalkıp Jimin'in küçük elini tuttu. Ayağa kalkmasını sağladı.
"Şimdi çıkalım mı? Üzerimiz gayet uygub diye düşünüyorum."
Jimin birşey demeden sadece uzun olanın elini sımsıkı tuttu. Kapıya ilerledi. Bu 'Evet.' anlamına geliyordu. Heyecanlı bir şekilde evden çıktılar. Yüzlerine vuran güneş havanın sıcak olduğunu belirtmekte yetiyordu. Evlerinin önünde bulunan siyah arabaya doğru ilerlediler.
"Sevgilim. Ben çok heyecanlıyım."
"Ben de çok heyecanlıyım. Kalbime bak. Çok hızlı."
Jungkook sevgilisinin küçük elini elleri arasına aldı. Ve kalp atışını hissetmesi için göğüsüne koydu.
"Gerçekten... Çok hızlı."
Kısa olan gülümsedi.
"Daha fazla beklemeden gidelim mi?"
Jungkook başını salladı. Birlikte arabaya bindiler. Jimin heyecandan sadece dışarıyı izliyordu. Çok geçmeden bir yetimhanenin önünde durmuşlardı. Aşağıya indiklerinde bahçede küçük çocuklar kendi başlarına mutlu bir şekilde oyun oynuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
Fanfiction'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.