Jimin Jungkook'a baktı. Ardından 1-2 saniye sonra sessizliği bozdu.
"Candy nerede olacak?"
Jungkook gülümsedi. Onun için de bir evcil hayvan parkı vardı.
"İstersen onu evcil hayvan parkına bırakalım. O da orada eğlenir. Biz de sinemada."
Jimin kocaman bir gülümseme sunmuştu Jungkook'a. İlk defa böyle birşey görmüştü. İlk defa Jimin kocaman gülümsemişti. Bunu Jungkook başarmıştı. Ve kendiyle gurur duyuyordu. Sevdiği adamın kocaman gülüşüne sebep olmuştu. Kalbi atmıyor gibiydi. İkisi de ayağa kalktılar bir taksi çeviriler ve evcil hayvan parkına gittiler.
Orada Candy'i bıraktıktan sonra birlikte sinemaya girdileri. Film seçmekte zorlanmışlardı. Hangisini seçeceklerdi.
Jimin aksiyon istiyordu. Jungkook da korku filmi. Korku filmi çok güzel olabilirdi. Jimin ile sarılma olayı çok cazip geliyordu.
-Tabi ki ben bu klasik korku filmi olayını yapmayacağım. Jdjdjd-
En sonunda ortaklaşa romantik komedi filmi seçtiler. Hem eğlenceli olabilirdi. Birlikte çift koltuğu aldılar. Parayı ödeyip içeriye girdiler. Patlamış mısır ve içecek ile birlikte 1. odaya girdiler. Kırmızı koltuklar ve siyah duvarlar birbirini çok güzel tamamlıyordu. Yerlerine yerleşen insanlar da salonun ne kadar dolu olduğunu gösteriyordu. En sonunda oturacakları koltuğu buldular. Yerlerine oturduktan 2 dakika sonra film başlamıştı.
Kısa olan filme odaklanmıştı. Jungkook da Jimin'e odaklanmak istiyordu. Ama ona uzun uzun baksa rahatsız olur diye korkuyordu. En sonunda elleri birbirini bulmuştu. El ele tutuşmuyorlardı fakat elleri birbirlerine değiyordu. İkisinin de kalbi çok hızlı atıyordu. Jimin kendini topladı. Ve neden böyle kalbi hızlı atıyordu merak ediyordu. Jungkook'tan mı hoşlanıyordu. Jimin aklındaki düşünceyi bir kez daha sildi. Neden hep siliyordu, bu düşünceyi. Kendisi bile bu soruya cevap bulamıyordu.
Jimin başını Jungkook'un omuzuna koymuştu. Jungkook mükemmel hissediyordu. Masumca gülümsedi.
En sonunda filmin olmazsa olmazı o romantik yere gelmişti. Birbirinden hoşlanan iki kişinin birine itiraf ederken ki o derin bakışması. Jungkook anlık olarak bir hayale dalmıştı. Kendi ile Jimin'i hayal etmişti. Çok güzeldi. Jimin başını Jungkook'un omuzundan kaldırdı. Jungkook'a baktı. Masum ve hafifçe gülümsedi. Gözlerinde o derin bakışlar vardı. Gözleri çok şey anlatıyordu. Fakat beyni şuan bunu algılamak için çok erken olduğunu düşünüyordu.
Birbirlerine baktılar. Uzun uzun ve en sonunda bir yakınlaşma oldu. Vücutları adeta birbirlerini çekiyordu. Aralarında bir kaç santim vardı. Fakat insanlar için de Jimin'i öpemeyecekti. Jimin de bunu çok iyi biliyordu ve dudaklarının kenarlarına birer öpücük kondurdular.
-Herkes öpüşme beklerken anlık gelen değişim...-
İkisi de ne yaptığının farkına varmışlardı. Jimin fazlasıyla utanmıştı. Filmin yansıttığı ışıktan fazla belli olmasa da yine de belli oluyordu. En sonunda kısa bir ara verilmişti filme. Birkaç kişi dışarıya çıktı. Jungkook ile Jimin hâlâ oturuyorlardı. Adeta dudaklarında birer mühür vardı. Jimin'in dudağında Jungkook'un, Jungkook'un dudağında da Jimin'in mührü vardı. -Çok değişik bir cümle oldu ama olsundu-
İkisi de konuşamıyordu. Dillerini yutmuş gibi yere bakıyorlardı.
Ne olmuştu az önce. Öpüşmek isterken bunu yapamadıkları için üzülen iki insan fakat birbirinden habersiz iki kalp vardı. Peki ya şimdi ne olacaktı. Jungkook sessizliği bozmaya çalıştı. Ama olmadı. Dudağını hafif aralık yaptı ve ardından kapattı. Bu durum için bir cümle bile kuramaz oldu. En sonunda ara bitti ve filme devam ettiler. İkisi de odaklanmış bir şekilde sadece filmi izliyorlardı. Jungkook o bakışı unutamıyordu. O derin bakışlar. Zihninden hiç çıkmıyordu.
En sonunda film bittiğinde birlikte salondan çıktılar. Saat 3'e geliyordu. Jimin arkadaki o uzun sessizliği bozan kişi olmuştu.
"Jungkook... Ben babamın yanına gitsem iyi olur. Yani son durumdan so-"
Jungkook sözünü kesmişti.
"Biliyorum. Babanın yanına gitmen gerek. Seni bırakayım."
İkisi de aynı anda tebessüm etti. Birlikte bulundukları yerden çıkıp bir taksiye bindiler. Yol tarifinin ardından Jungkook konuştu.
"Candy ne olacak?"
"Şey o sende kalabilir mi? Babamı biliyorsun. Hayvanlarla arası pek iyi değildir..."
"Sorun değil. Candy'i çok iyi ağırlayacağım. Elimde senin en büyük hatıran..."
Jimin gülümsedi. Utanmıştı. Jungkook'a sımsıkı sarıldı. Yanağına bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum Kookie... İyi ki varsın. Hiç gitme olur mu?"
"Bende seni seviyorum Jiminie... Sende hiç gitme. Sensiz ne yaparım bilmiyorum..."
Taksi Jimin'in evine gelince birbirlerinden ayrılmak zorunda kaldılar.
"Eve gittiğinde bana haber ver. Eve gittiğini bilmek istiyorum."
Jungkook başını salladığında Jimin taksiden indi. Jungkook'a el sallayıp eve girdi.
Jungkook da Candy'i almaya evcil hayvan parkın gitti.
Yarın okul vardı ve çok heyecanlıydı.
Yb geldi umarım beğenirsinizzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
Fanfiction'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.