Jeonjk: Merhaba Jimin. Bugün yine çok güzelsin...
Jungkook şuan sevdiği adamı izliyordu. Masum bir güzelliğe sahip olan Jimin'i... Bir insan bu kadar güzel olabilir miydi? Melekleri bile kıskandıracak derecede güzel olan bu adam gerçek miydi? Hergün onun mükemmelliğini ve güzelliğini aklına kazımıştı Jungkook. Eğer sevdiğini korkmadan ona söyleye bilseydi hergün o mükemmel dudaklarda kaybolmak isterdi.
Adını her dakika aklın da tekrarladığı bu adama aşkını her dakika söylemek isterdi. İnce dudaklarının onun kalın ve dolgun dolgun dudakların da olmasını ve o güzel dolgun dudaklarını kendi ince dudaklarına kazımak istedi. Jungkook bu hayallere dalarken telefondan gelen bildirim sesi ile bu hayalleri bir kenara çekti ve gelen bildirime baktı.
Jungkook gülümsedi.
Jiminpjm: Beni mi izliyorsun?!
Jeonjk: Evet, herzaman ki gibi mükemmelsin.
Jiminpjm: Hey, beni sinir etme!
Jeonjk: Sakin ol Jimin.
Jiminpjm: Seni görmek istiyorum. Nasıl birisin ve kimsin?
Jungkook heyecanlanmıştı. Heyecandan ölebilirdi. Önündeki saçlarını eliyle geriye attı Jungkook. Jimin gibi o da bu alışkanlığı edinmişti. Aklına Jimin geldi. Jungkook gülümsedi.
Jeonjk: Şuan olmaz Jimin. Bunu sana demiştim. Beni şimdi görmezsin.
Jungkook kendini Jimin'e gösteremediği için kendine tekrar lanet etti. Ve telefonu cebine koydu. Jimin kantinde oturmuş kahvesini yudumluyordu. Jungkook yanına gitti.
"Merhaba hyung."
Jimin masum ve sevimli bir şekilde karşısındaki küçüğüne gülümsedi. Jungkook bu gülüşü sonsuza dek izleyebilirdi. Dudaklarındaki kahve tadını onun dudaklarından almak istedi ama yapamadı. Korktu.
Jimin Jungkook'a baktı ve gülümsedi.
"Jungkook sınıfa çıkalım mı? "
"Olur hyung."
Jungkook ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Jimin de arkasından yürüyordu. Jimin'in burnuna Jungkook'un güzel ve hoş kokusu gelmişti. Jimin istemsizce gülümsedi. Çok rahatlamış hissediyordu. Bir koku neden Jimin'i bu kadar rahatlatmıştı? Aklına bu soru takılmıştı düşünürken aniden birşeye çarptığını anladı.
Bu mükemmel ve hoş koku.. Tek bir sahibi vardır.. O da Jungkook'du.
Jimin bu kokuda kaybolmak istedi. Sonsuza dek bu kokuyu koklaya bilirdi. Ona ne olmuştu? Neden aniden Jungkook'un bu hoş kokusunda kaybolmuştu? Bu soruları tekrar düşünmek için bir kenara bıraktı. Ve ona seslenen küçüğüne gözlerini dikti.
"H-hyung?"
Jungkook Jimin'in ona çok yakın olduğunu anlamıştı. Bu kalbinin yerinden çıkmasına sebep oluyordu. Jimin'in kokusu Jungkook'un hoş kokusuyla karışmıştı. Bunu düşünmesi bile Jungkook'u kalpten götürebilirdi. Küçük olan bunları düşünürken Jimin sessizliği bozdu.
"E-efendim k-kookie."
Jimin kekelediğini anladığın da kendine lanet etti. Heyecanlanmıştı. Yanaklarında ateşler atıyor gibiydi. Utanmıştı. Küçük olan bunu karşısındaki büyüğüne gülümsedi. Büyüğü utanmıştı ve utanınca çok şirin oluyordu. Jimin başını eğdi.
"Sınıfa geldik Hyung."
Jimin başını salladı ve sınıfa girdi. Sınıf her zaman ki gibi gürültülüydü. Bu ses fazla gürültülüydü ama alışmıştı. Sırasına oturdu Jimin. Jungkook da kendi sırasına oturmuştu. Tekrar Jimin'in izliyordu. Aniden Jungkook başında hissettiği acı ile başını kaldırdı. Acıya neden olan kişiye baktı. Başı çok acıyordu. Jimin hemen yanına koştu.
"Jungkook iyi misin?"
Jungkook acıdan konuşamıyordu. Jimin onu ayağa kaldırdı, koluna girdi. Revire götürdü. Burnuna yine Jungkook'un o mükemmel kokusu gelmişti. İstemsizce tekrar gülümsedi..
YB GELDİİİ~ Bu biraz kötü olmuş olabilir özür dilerim.. Ama öbür bölüm daha güzel olacak~
KÖTÜ YORUMLAR SİLİNECEKTİR.
HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM.. VOTE ATMAYI UNUTMAYIN*-*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
Fiksi Penggemar'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.