'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.
Jungkook sabah uyandığında yanındaki meleğe baktı. Çok masum uyuyordu. Dün konuştukları aklına gelmişti...
Gece 02:04
"Jungkook ben şuan çok mutluyum biliyor musun?"
"Mutlu olmana çok sevindim hyung."
"Sen yanındayken neden hep mutlu oluyorum bilmiyorum. Ama iyi ki varsın. Annem öldüğü zaman hep yanımdaydın. Bana iyi geldin Kookie. Seni çok seviyorum. Bu yüzden hiç gitme olur mu? Hep yanımda kal."
"Ben de seni seviyorum Hyung." Kollarını Jimin'e daha sıkı sardı ve devam etti. " Sen de annem intihar ettiğin de yanındaydın. Beni mutlu etmek için herşeyi yapmıştın. Kendimi hiç yalnız hissetmedim. Çünkü biliyordum ki hayatımda en çok değer verdiğim biri daha vardı ve o benim yanımdaydı. Sen olmasaydın şuan ben burda olmayabilirdim. Babam beni bakıcı ile bir eve bıraktığında daha 10 yaşındaydım. Ve sen hep benim yalnız olduğumu hissettirmedin. Sana ne kadar teşekkür etsem az hyung. İyi ki seni tanımışım. Gerçekten iyi ki hayatımdasın."
Jimin utanmıştı. Küçüğüne sımsıkı sarıldı. Yüzünü boynuna gömdü. Burnuna dolan koku onu rahatlatmıştı.
"Sana sarılmak çok güzel Kookie."
Jungkook'un duyduğu cümleler kalbinin hızlanmasına sebep oldu.
"T-teşekkür ederim Hyung."
Jimin gülümsedi. Küçüğünün yüzünü inceliyordu. Kusursuz gibiydi. Yattığı yerde oturur pozisyona geldi. Jungkook da aynı pozisyona gelmişti. Yüzleri birbirine yakındı. Jimin sebepsizce Jungkook'un dudaklarını öpmek istedi. Alkolün verdiği sarhoşluk ile bunu rahatça dile getirdi.
"Kookie. Bir kere seni öpebilir miyim?"
Jungkook birşey demedi. Sadece başını 'Evet.' anlamında sallamakla yetindi. Jimin dolgun dudaklarını ince dudaklarla birleştirdi. İkisi de karşılık veriyordu. Bir süre sonra nefes almak için ayrıldılar.
"Dudakların çok güzel Kookie. Dudaklarının tadının özlemişim."
Jungkook birşey diyemedi. Adeta heyecandan dili tutulmuştu. Sadece sarıldı. Sımsıkı sarıldı. Bir daha bırakmayacakmış gibi. En sonunda kolları arasında uyuya kalmış bir beden duruyordu.
-Flashback bitti-
Aklına geldikçe daha çok utanıyordu. Jimin onu öpmüştü. Ve bu çok güzel birşeydi. Jimin'in uyumasını fırsat bilerek telefonunu çıkarttı. Kamerayı açtı ve Jimin uyurken onunla birlikte bir resim çekindi. Bunu sonsuza dek saklayacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
