Jimin sabah gözlerini açtı. Yüzüne vuran güneş onu bembeyaz göstermeye yetiyordu. Yanına baktı ve Jungkook'u gördü. Gülümsedi. Çok masum ve sevimliydi. Onu saatlerce izleyebilirdi.
Ayağa kalktı ve birkaç esneme hareketleri yaptı. Dün olanlar onun gülmesine yetiyordu.
Banyoya girdi ve elini yüzünü yıkadı. Aynadan kendine baktı. Jungkook üzerini değiştirmişti. Çok utanmıştı. Yanakları yine kızarıyordu. Banyodan çıktı. Yavaş adımlarla son kez Jungkook'a baktı ve aşağıya indi. Telefonuna baktı. Ona yazan gizli kişi bu aralar yazmıyordu. Sanırım peşini bırakmış olmalıydı. -Sen öyle san Jiminie :D-
Ufak bir oh çekti ve telefonu geri bıraktı.
Adımlarını mutfağa yönlendirdi. Yemek konusunda pek iyi olmasa da yemek yapabiliyordu.Jungkook uyanmadan hemen yemek yapmaya başlamıştı. Soğanları doğramaya başladığında gözünden bir damla yaş gelmişti. Gözlerini sildi ve devam etti.
Jungkook gözlerini açtığında yanında Jimin'i göremedi. Sebebini bilmiyordu. Ama korkuyordu. Hızlı bir hareket ile ayağa kalktı ve banyoya ilerledi. Kapıyı tıktıkladı. Ses gelmeyince kapıyı açtı ama kimse yoktu. Hemen aşağıya indi. Güzel kokular geliyordu. Gülümsedi Jungkook. Sessizce mutfağa girdi. Arkasından sarıldı. Çenesini Jimin'in omzuna koydu, acıtmayacak bir şekilde.
Kısa olan arkasında bir beden hissetmişti. Tahmin ettiği gibi Jungkook'tu. Kendi kendine 'Başka kim olabilirdi ki.' diye geçirdi. Hafif bir tebessüm edip işine devam etti.
Uzun olan aradaki sakin sessizliği sevimli bir ses ile bozdu.
"Bugün bize ne yapıyorsun?"
"Bugün çok güzel bir yemek yapıyorum."
-Birşey bulamadım siz hayal edersiniz❤️-Jungkook;
"O zaman bende bu tatlı şefe yardım edeyim."
Jimin utanmıştı. Jungkook ona tatlı demişti. Neden böyle olduğunu bilmiyordu. Ondan hoşlanıyor muydu? Jimin aklındaki düşünceleri sildi. Yemeğe odaklandı.
"Yarın okula gideceğiz."
Jimin sessizliği bu acı haber ile bozmuştu. Jungkook dudak büzdü ve başını evet anlamında salladı. En sonunda masa ve yemek hazır olmuştu. Masanın başına oturdukların da Jungkook heyecanla masaya baktı.
"Çok güzel görünüyor."
Jimin masumca gülümsedi.
"Bence yapamadım fazla ama yinede yenilebilir."
Yemeğe başladıklarında Jungkook'un gözleri kocaman açıldı.
"Bu-bu çok güzel..."
Jimin kocaman gülümsedi.
"Beğenmene çok sevindim."
Yemek bittiğinde sıra masa toplamaya gelmişti. Birlikte masayı topladılar. Bulaşık yıkadılar.
-kısa kestim birşey bulamadım-
Jimin işler bitince Jungkook'a baktı. Çok yorgun görünüyordu.
"Bir kahve içelim mi, Kookie?"
Jungkook başını 'evet' anlamında salladı. Jungkook kahveyi çıkarırken Jimin de suyu koydu. Birlikte kahvenin olmasını beklerken Jungkook Jimin ile konuşmaya başladı.
"Evet Jimin bey. Nasıl hissediyorsunuz?"
Jungkook röportaj yapar bir ses tonu ile elini yumruk yaptı. Hayali bir mikrofon varmış gibi Jimin'e uzattı.
"Bugün mutluyum. Ama içimde hala bir üzüntü var. Hatırladıkça gözlerimden yaş geliyor."
Jungkook konuyu değiştirmeye çalıştı. Ve başarmıştı.
"Kahveler hazır."
Kaynayan suyu kahve dolu bardaklara kopdu. Ve birini Jimin'e uzattı.
"Teşekkürler, Kookie."
Birlikte koltuğa oturdular.
"Jungkook bugün dışarıya çıkalım mı? Hem Candy'i de gezdiririz."
"Olur çıkalım. Kahveleri içelim çıkarız."
Kahveler bittiğinde Jimin sessizliği bozdu.
"Şey ben eve gidip kıyafet alsam. Yanında yok da."
"Bende var. Senin birkaç kıyafetin. İstersen onları vereyim."
Jimin güldü.
"Sende benim kıyafetim mi var?"
Jungkook başını 'Evet.' anlamında salladı. Birlikte yukarı çıktılar. Jimin'in birkaç kıyafetini yatağın üzerine koydu, Jimin'e baktı. Konuşmaya başladı.
"Ben çıkıyorum, sen üzerini giyin."
"Burada kalabilirsin. Benim için sorun değil."
Jungkook şaşırmış bir şekilde Jimin'e baktı. Utanmıştı. Masumca gülümsedi.
"O zaman bende kendime kıyafet seçeyim." Jungkook dolaba doğru döndüğünde Jimin ona bakıp onu izliyordu. "Acaba hangisini seçsem, siyah tişört mü beyaz tişört mü?"
"İkisi de sana çok yakışıyor, ama siyah giyin. Bende giyeceğim." Dedi kısa olan. Jungkook'un yüzünde tebessüm oluşmuştu.
İkiside aynı renkleri giyinmişlerdi ve çift gibi duruyorlardı.
"Bence çok yakıştı. Ve çok uyumlu olduk."
-Yavaş Jimin uçtun kdkxjdj-Jungkook küçük bir kahkaha attı. Çok hoşuna gitmişti. Jimin'in yanağına bir öpücük kondurdu. Kısa olan tekrar utanmıştı. Az önce dediği cümle ile de tekrar tekrar utanmıştı. Jungkook Jimin'in elinden tuttu. Hızlıca aşağıya indiler. Candy'i alıp birlikte dışarıya çıktılar. Rüzgar hafif bir esinti şeklinde yüzlerine esiyordu. Sıcak ve serindi.
Birlikte yan yana yürüyorlardı. Önlerinde de candy. Jimin arada Jungkook'a bakıyor ve gülümsüyordu. Bir sahil kenarına gelmişlerdi. Birlikte oturup denizi izlemeye başladılar. Bir süre sonra aradaki sessizliği bozan Jungkook olmuştu.
"Hey böyle çok sıkıcı değil mi? En iyisi sinemaya gidelim."
Ybbb sizi seviyorum ❤️❤️❤️ fazla iyi olmadı ama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
Fanfiction'Sana her baktığım da yeniden aşık oluyorum. Sana açılmak istiyorum. Fakat korkuyorum. Bir daha bana bakmayacaksın diye. Beni görmek istemeyeceksin diye korkuyorum. Bu yüzden sana itiraf edene kadar sadece küçük meleğim olarak kalacaksın.' -JeonJk.