Multide: Doruk Özsoy
Başıma giren ağrıyla kaşlarımı çattım ve yüzümü buruşturdum.
Bu nasıl bi arıyıdı ya. Gözlerimi kırpıştırarak araladım ve yanımda. Benim gibi kafasını sıraya koyarak uyuyan Ceydaya baktım. Yeni uyandığımdan dolayı kafamı sıradan kaldırmadım. Biraz uykumun açılmasını beklemem lazımdı.Sabah tanışma faslından sonra Meriçle yüzleşmemek için uyuma numarası yapmıştım ve sonra gerçekten de uyuya kalmıştım.
Ceydaya bakmaya devam ettim. Şuan karşımda sedece arkadaşım duruyordu sadece dostum da durmuyodu şuan karşımda küçüklüğüm, sırdaşım, ailemden sonra en çok güvendiğim yani kısaca kardeşim duruyordu.
Ceydayla evlerimiz yan yanaydı. Zaten o şekilde tanışmıştık. Biz ben daha 8 yaşımdayken şuan oturduğumuz semte taşınmıştık.
Sonra yan evimizde benimle yaşıt birinin olduğunu öğrenmiştim yani Ceyda. Ah ne güzel günlerdi. Tamı tamına 9 buçuk senedir arkadaşız ay pardon kardeşiz.Saçları orta boydaydı gözleri benim gibi maviydi. Teni benim tenime bakarak biraz daha beyazdı. Boyu benden 3 4 cm kısaydı. Bu konuda sürekli tartışırdık.
Gözlerim hala Ceydadayken saçlarının uçuşunu izledim. Sahi neden saçları uçuşuyodu. Ah tabii ya sınıftaki gereksizler yine camı açmıştı. Tamam rüzgar bana çok vurmuyodu ama Ceydaya vuruyodu.
Bi anda Ceydanın saçlarının uçuşması kesildi ve camın kapanma sesi geldi. Kafamı kaldırmadan sadece öne doğru eydim ve camı hani müslümanın kapadığına baktım.
Doruktu.
Ona baktığımı fark edince bana döndü ve elinini ileri geri sallayarak rüzgar işareti yaptı ve Ceydayı göstererek "esiyo" dedi.
Sırıttım. Ceyda ve Doruğu her zaman yakıştırmıştım. İkisininde teni beyaz saçları kahverengiydi. Tamam tamam saçma oldu ama cidden sadece tip olarak değil karakter olarak da benziyorlardı. Biz Ceydayla beraber büyüdüğümüz gibi Dorukta bizimle büyümüştü aynı zamanda Selinde.
Kafamla sıranın temasını keserek kafamı kaldırdım ve Doruğa tekrardan baktım "ah havada incelik dumanları mı dolanıyo ne?" deyip güldüm. İlk önce kaşlarını çattı ama sonra o da gülüşüme eşlik etti.
"Aaa birileri uyanmış. Ayılar bile senin kadar uyumuyo be" dedi bay Meriç.
O önümdeki sıraya otururken
gözlerimi devirdim -ki artık yerlerinden çıkmasından korkuyordum- ve Meriçe döndüm.
"Aynen çünkü ayılar kış boyunca uyuyolar ve ben alt tarafı bir ders uyudum" dediğimde gözleri irilşti.Ah o gözleri ne güzeldi öyle...
"Gözlerini şöyle yapma korkutucu oluyosun" dedim sabah onun bana dediğini tekrarlayarak ve yine onun sabah yaptığı gibi elimle onun yüzünü kapattım ve sıktım.
Gülümsedi ama o kadar içten gülümsedi ki...
Elimi yavaşça yüzünden indirdi gülmeye devam ederken "son derse giricez yanlız" dedi.
Ben şok olmuşçasına ona baktım "nasıl yani şimdi ben 6 ders boyunca uyudum mu?" kafasını yavaşça salladı.Doruğa döndüm "ben size gelicem haberin olsun diye söylüyorum sonra beni bırakıpta gidiyim falan deme" kaşlarını kaldırdı " yine noldu da bize geliyosun şikayet edicek bişey mi buldun hakkımda" dedi ona ters ters baktım "teyzem çağırdı bilirsin beni senden daha çok sever" diyip saçımı elimle havalı bi şekilde itip Ceydaya döndüm. Evet Meriçten kaçmaya yer arıyordum.
Ceydanın kolunu dürtükledim ama kalkmadı hayır bırak kalkmayı kıpırdamadı bile sonra saçını çektim ama sadece yerinde kıpırdamakla yetindi "ne istiyosun kızdan bıraksana. Sana aynı şey yapılsa kıyameti kopratır beddua yağdırırsın" bunu diyen kişi tabii ki Doruktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizimsi
Teen FictionKaranlıktan kaçarken karanlığın beden bulmuş haline sığınan bir kız. Kıza deli gibi aşık ama karanlıktanda vazgeçemeyen bir adam. Noluyordu bana yoksa karanlığa mı alışıyordum? En çok korktuğum şeye mı sığınıyordum ben? Yoksa karanlığa aşık mı oluyo...