Karanlıktan kaçarken karanlığın beden bulmuş haline sığınan bir kız.
Kıza deli gibi aşık ama karanlıktanda vazgeçemeyen bir adam.
Noluyordu bana yoksa karanlığa mı alışıyordum?
En çok korktuğum şeye mı sığınıyordum ben?
Yoksa karanlığa aşık mı oluyo...
Uykumun sıcak kollarından ayrılmamın sebebi nalet olasıca alarmdı. Ve o tiz ses.
"Sen hala uyuyor musun! Allah aşkına biri şu kızın umursamazlığına toprak atsın" gözlerimi aralayarak Seline baktım.
"Yine ne oldu ya?" diye söylenerek gözlerimi ovuşturdum.
"Ne olacak saat 7:30 olmuş sen hala uyuyorsun!" gözlerim irice açıldı ve yataktan sıçradım. "Ne demek 7:30!"
"Hadi hadi giyinmen lazım hemen!" diyerek beni gardrobun önüne getirdi. Ceydanın daha önce seçtiği kıyafetleri aldı ve bana uzattı.
"Çabuk giyin" başımla onaylayıp banyoya girdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kıyafetlerimi giydiğimde hızla banyodan çıkıp saçlarıma Selinin de yardımıyla su dalgası verdik.
Aynanın karşısına geçtiğimde istemsizce gülümsedim. Güzel olmuştum. Kot yeşil renklerinde kısa bir etek altına kısa çorap giymiştim. Üzerime krem rengi omuzları olmayan bir badi geçirmiştim. Kahve tonlarındaki topuklularımı da giyince konbinim tamamdı. Saçlarıma verdiğimiz su dalgalarını arkaya atarak iki taraftan birer tutam alarak arkada tutturmuştum. Böylece önüme saç gelmeyecekti.
Makyajıma gelicek olursak.. Seline bakarak hiç makyaj yapmadım değebiliriz. Bir rimel, göz kalemi, eyeleyner ve dudaklarımada patlatıcı sürünce.. Tamamdım.
Bakışlarımı Seline çevirdiğimde kısa omuzlrından düşük eflatun tonlarında bir elibse giyfiğini görmüştüm. Saçlarına benim gibi su dalgası vermişti ve saçlarını iki yanına almıştı. Sarı saçları elbisesinin üzerinde bir harika duruyordu. Bakışlarım yavaşça aşağı indiğinde gözlerimi birkaç kez kırptım.
"SELİN ONLAR BENİM DOĞUM GÜNÜMDE GİYDİĞİM TOPUKLULARIM DEĞİL Mİ!?"
----------------
Sonunda kazasız belasız bar'a gelebilmiştik. Biz Selin, Ceyda, ben Doruğun arabasıyla gelmiştik. Meriçlerle barda buluşacaktık.
Barın önünde indiğimizde barın kapısının önünde dikilen Meriçi ve onunla konuşmaya çalışan çakma sarışın kızı görmüştüm.
Onları umursamamaya çalışarak Selinin peşine takıldım ve tam barın kapısından giricekken Meriç kolumu tutup beni durdurdu.
Ya diyorum size bu çocuğun eli benim koluma aşık diye
İfadesiz yüzümü ona döndüğümde sırıttı. "İçeri beraber geçeriz diye düşünmüştüm hayatım" hayatım? Ben mi hayatın? Hayatın mı ben? Mı hayatın ben? Saçmalıklarımı bir kenara bırakıp şaşkınca Meriçe baktım.
Bana kaş göz yaparak yanındaki kızı gösteriyordu. Şimdi anlamıştım kız bunun peşini bırakmıyordu bu da beni sevgilisiymişim gibi gösteriyordu. Hemen ayak uydurdum.
