Önce Seni İyileştireceğim, Sonra Kalbini~24.02.2003~
-Bundan 16 Sene Önce-Alex & Sierra- Little Do You Know
Minik beden, onun gözünde kocaman olan insanlar tarafından yönlendirilirken korkudan ağzını dahi açamıyordu. Sessizce onların dediklerini yaparsa bırakacaklarını düşünüyordu çünkü.
Bu dünya için fazla saf bu düşüncesini hayat kabul etmezdi. Hayat kötülüklerle doluydu ve o masumdu bu dünya için.
Sonunda eski bir kapının önünde durduklarında minik olan korkmuştu. Derin nefesler alıyor, ağlamamak için de sürekli tavana kaldırıyordu bakışlarını.
İçinden onlar bana dokunmasın, kriz geçirmeyeyim diye dualar ediyordu.
Sanki onlar, dokunma hassasiyetinin farkındaydı ve buna göre davranıyorlardı. Aldırmadan olacakları bekledi.
Kapı, tüm kulak pençeleyen gıcırtısıyla yanındaki kötü adam tarafından açılmıştı.
O an kulaklarını kapama isteğiyle dolup taşarken büyümüş gözlerini içeride gezdiriyordu, sessizce olacakları bekliyordu, onları sinirlendirmek istemezdi.
"Geç içeri!" dedi soğuk sesiyle. Korkuyordu. 'İmdat' diye bağırmak, 'bana yardım edin' diye yalvarmak istiyordu ama bu dünya annesi ve babasını alabilecek kadar caniyken ona yardım etmeyeceğini adı gibi biliyordu.
Odaya ilk adımını attı. Sandığının aksine büyük bir oda karşılamıştı onu, bir sürü yatak ve bir sürü çocuk vardı, yatakhane gibi bir yere benziyordu, ya da yetimhane.
İçeride onlarca çocuk vardı. Bazıları kendisinden bile küçüktü, bazıları yaşıtı bazıları da ondan büyüktü. Küçükler ellerine verilen ucuz oyuncaklarla yetinerek oyun oynuyorlardı. Ondan büyük olanlar ise dağ gibi bir yığın kitap aradında ders çalışmakla meşguldü.
Ardına kadar açılan kapının çarpılarak kapanmasının verdiği tok ses yerinde sıçramasına sebep olmuştu. İşte şimdi kendini tutsak gibi hissedebiliyordu.
Önce şu lanet yetimhane, şimdi de neresi olduğunu bilmediği bu yer. Asla bilmediği ailesi yüzünden tutsak olmaya mahkumdu sanki.
'Onlar yüzünden' diye geçirdi içinden derin bir nefes alırken.
Sonra bir kaç adım daha atarken içeriye göz gezdirdi. Soluk duvarlar ve iki katlı yataklar, tıpkı yetimhane gibiysi burası.
Tek farkı her yaştan kişilerin olmasıydı. Yetimhanede yalnızca yaşıtları vardı kaldığı oda da.
Başını sağa sola döndürerek etrafı inceliyorken boş bulduğu, mavi çarşafı olan, yatağa oturdu.
Nedenini bilmese de bir an için mutlu hissetti. Bırada daha özgür hissetmişti sebepsizce.
Yanılıyordu. Bilmiyordu.
Yanına ondan daha uzun bir çocuk yaklaştı. Gülümsüyordu. Minik çocuk telaşla ayağı kalktı. Konuşmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky And Nameless Bird
Short StoryKızaran gözlerini mavi binada gezdirdi bir süre. 'Saçların keşke mavi olsa' Demişti Kim Taehyung, yeni yeni arkadaş olduklarında. 'Ben ismi olmayan bir kuş olurdum, sende gökyüzü.' Ve sonra eklemişti minik aklıyla. 'Belki dolaşırdım sende. Özgür...