!!Hatırlatma!!
Bir kaç dakikanın ardından ayaklandı. "Özür dilerim," dedi ağlamaklı çıkan sesiyle. Sanki kendini ağlamamak için zor tutuyormuş gibiydi, "Kalbini iyileştiremem, ama kollarına pansuman yapabilir miyim?"Jimin önünde şeker isteyen çocuk gibi duran adama itiraz edememişti. "Sorun değil, kalbim yaralıyken de yaşamaya alıştım." dedi sadece.
°
°
°
°
°
°Kalbim sonbahar yaprakları misali, her adımımda biraz daha tuzla buz oluyor.
Taehyung Jimin'in kollarına pansuman yaparken, yara bantları yapıştırırken Jimin'in Taehyung'u izlemek için bolca vakti olmuştu.
Ne olursa olsun memnundu halinden.
Taehyung işini bitirdiğinde kalktı. "Bir daha böyle bir şey yapma, lütfen." sesi sona doğru kısılmıştı.
Jimin bu konu hakkında konuşmak istemiyordu. "Uyuyabilir miyim? Bugün biraz yoruldum." Taehyung başını sallamıştı.
Jimin'i misafir odasına götürürken ortama sessizlik hakimdi.
Odanın kapısını açtığında Jimin içeriye göz attı. İçerisi güzeldi, her yer, her eşya birbiriyle uyum içerisindeydi.
Jimin siyah renginden haz etmezdi, fakat oda o kadar güzeldi ki, siyah rengini en sevdiği renk olarak terfi bile edebilirdi.
"Teşekkür ederim," dedi sessizliği bozarak.
"Min jae, arkadaşın insanlara dokunamadığını, dokunduğunda da kriz geçirdiğini söylemişti. Fakat ben sana dokunduğumda kriz geçirmedin?" Taehyung fazla sorguluyordu.
Sen özelsin çünkü, diyemedi. O kadar çok söylemek istedi ki bu cümleyi. Söyleyemedi...
"Bilmem, belki de doktorum olduğun içindir. Beynim buna göre programlamıştır vücudumu. Gibi bir sürü bahane üretebilirim ama bilmiyorum işte." Taehyung başını salladı.
"Neyse, sen dinlen. Bir şeye ihtiyacın olursa ben içerde olacağım. Bu gece uyanığım." Jimin sebebini sorabilirdi ancak bu ileri gitmek olurdu.
Onayladığında Taehyung odadan çıktı.
Jimin yatağın içine girdikten sonra yatağın yanındaki camdan gökyüzünü izledi. Ay ona gülümserken telefon sesi bu ortamı bozmuştu.
Yine Jungkook arıyordu.
Ve yine açmayacaktı.
Kim telefonun sesini açmıştı ya.
Jimin telefonu tamamen kapayıp yıldızlara dönmüştü tekrar.
Jungkook kafayı yemek üzereydi. Jimin'in gittiği parkta, rastgele birine oturmuştu. Jimin'in orada olabileceğini düşünerek gelmişti buraya.
Jimin bencillik yapıyordu. Jungkook kötü şeyler söylemiş olabilirdi fakat gözlerinde gördüğü pişmanlığı yok sayamazdı, saymamalıydı.
Jimin yalnızca kendi tarafından olaylara bakıyordu. Başkalarının tarafından o pencereye bakmak, biraz zor geliyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky And Nameless Bird
Short StoryKızaran gözlerini mavi binada gezdirdi bir süre. 'Saçların keşke mavi olsa' Demişti Kim Taehyung, yeni yeni arkadaş olduklarında. 'Ben ismi olmayan bir kuş olurdum, sende gökyüzü.' Ve sonra eklemişti minik aklıyla. 'Belki dolaşırdım sende. Özgür...