1.0

5.2K 238 105
                                    


Can: Yade!

Can: Dün gece gerçekten o şekilde mi uyudunuz?

Can: Ah deliriyorum.

Can: Ben sevdiğim kıza elimi bile süremezken şu hale bak

Can: Kıskançlığı damarlarıma kadar hissediyorum ve bu beni hiç mutlu etmiyor nedense.

Can: Çıldıracağım!

Yade: Sana da günaydın Can.

Can: Başlatma şimdi günaydınına!

Yade: Hey! Biraz sakin olsana.

Can: Nasıl sakin olayım Yade? Deliriyorum.

Yade: Biz hep böyle uyuruz Can. Saçma kıskançlıkların lüzumu yok. Sana bunu anlattığımı sanıyordum.

Can: Baksana. Belkide sana yazmamı istemediğimden böyle yapıyorsundur.

Yade: Benim bir şey yaptığım yok!

Can: Yani yazmamı istiyorsun?

Yade: Bana fark etmez. Kafana göre.

Can: Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim Yade. Hoşçakal.

Mesajına görüldü atıp sinirle telefonu kilitledim. Bu neydi?Kendini kim zannedip bana hesap soruyordu. Hızla üstümü giyindikten sonra bizimkilerin yanına gittim.

''Ee evde miyiz bugün?'' Bulut koltukta yayılırken kafasını iki yana salladı.

''Biz Alaz'larla basket oynamaya gideceğiz. Sizi bilemem.''

''Ee biz ne yapalım Vuslat.'' Vuslat hızla Bulut'a döndü. ''Şey. Bulut. Bir şey soracağım.''

''Sor güzelim.''

''İlker de gelecek mi?''  Ah tabi! İlker. Vuslat ona 9. sınıftan beri hayrandı. Bunu hepimiz biliyorduk. Bulut ve Faysal her ne kadar ikisinin olmasını istemese de ben sonuna kadar destekliyordum. Vuslat mutlu olmayı hak eden bir kızdı.

''Yine aynı mesele mi Vuslat. Hala İlker mi?''

''Ne yapayım Bulut? Söyle hadi. Gelecek mi?'' Başıyla onaylayıp hızla ayağa kalktı. ''BİZDE GELİYORUZ. ÇÜNKÜ EVDE SIKILIRIZ.'' Ellerini birbirine çarpa çarpa  havaya doğru zıplamaya başladı. Sonra beni kolumdan tutup çekiştirdi.

''Hadi hazırlanalım.'' Beni çekiştirirken Faysal arkadan bağırdı. ''Daha iki saat var Vuslat!'' Vuslat beni çekiştirirken o da bağırdı.

''Ne! İki saat mi? Ah yetişemeyeceğiz!'' Kolumu ondan kurtarıp durdum. ''Sence de biraz abartmıyor musun Vuslat.''

''Hayır Yade'm. Beni farketmesi lazım artık. Kaç yıl oldu? Yüzümü bile gördüğünden emin değilim. Çok sık aynı ortamlara denk gelmemize rağmen.''

''Olacağı varsa olur Vuslat. Bence akışına bırak.'' Bana dönüp gülümsedi. ''Ben zaten akışına bırakıyorum. Ama akışa birazcık güzellik katmam lazım. MAKYAJ!'' Gülümseyip peşinden gittim. Çantasını karıştırırken sinirle ofladı.

''Ya ben İlker'le aynı ortama geleceğimi bilseydim daha güzel kıyafetler getirirdim. Ne yapacağım şimdi. Of!'' Yanına yaklaşıp ona sıkıca sarıldım. ''Biraz sakin olur musun. Hadi git benim çantamdakilere bak birde. Belki onlar hoşuna gider.''

''Bir tanesin!'' Hızla yanağımı öpüp çantamı karıştırmaya başladı. Bende gülümseyerek kalktığım yatağa geri oturdum. Sanırım üstümdekilerle gidecektim. Üstümde askılı ,mavi bir günlük elbise vardı. Saçlarımı topuz yapıp kırmızılı saç bandanam ile topladım. Vuslat hala kıyafet seçerken ben sadece rimel sürüp yatağa geri oturdum.

Yalaz| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin