4.3

2.3K 146 26
                                    

Bu bölüm baya uzun zaman sonra geldi farkındayım. Ve bunun için bekleyen herkesten çok ama çok özür diliyorummm. Bir türlü yayınlamaya fırsatım olmadı. Ama sonunda yeni bölüüüümm. Şunuda belirtmek istiyorum ki finale çok ama çok az kaldı. Belki bir sonraki bölüm. Belki ondan sonraki bölüm. Yani 1-2 bölüm kaldı denebilir. Daha fazla uzatıp kabak tadı vermek istemedim. Bu nedenle güzel ve sürprizli bir finalle bitirmeyi düşünüyorum. Eminim hiçbirinizin beklemediği bir final olacak. Neyse daha fazla konuşmayayım bunu :). Bir de şunu söylemek istiyorum son olarak.

Yeni bir kitap yazmaya başlıyorum. Yani yayınlamaya. Taslakları zaten hazır. Sadece yayınlanmayı bekliyor. Yayınladığım zaman zaten size buradam haber vereceğim. Umarım onu da Yalaz kadar sever ve okursunuz.

Sizi daha fazla oyalamayacağım. Hepinize keyifli okumalaarrr :*

___
"Oğlum uyanmıyor acaba öldü mü?"

"Saçmalama Faysal!"

"Ne belki intihar falan etmiştir."

"Ağzına.. vurucam şimdi Faysal he." Örtümü alıp kafama kadar çektim.

"Sizi duyuyorum." Faysal birden ellerini çırparak zıplamaya başladı. "Ölmemiş. Kankam yaşıyor!" Kafamdaki örtü kalktığında sinirle yatakta doğruldum.

"Ya neden geldiniz? Uyuyacağım. Bir rahat bıraksanıza!"

"Okula gidicez Yade."

"Hayır. Gelmeyeceğim ben rahat bırakın." Vuslat dolaptan kıyafetlerimi alıp bana fırlattı. "Al giy şunları delirtme beni! Edebiyat sınavı var bugün. Zaten 1 haftadır gelmiyorsun okula."

"Ne sınavı ya?" Faysal öne atladı. "Edebiyat!"

"Öyle sormamıştım."

"Nasıl sormuştun kanka. Söyle. Ben de öyle cevap vereyim." Bulut Faysal'ın kafasına vurdu ve bana baktı. "Hadi nazlanma. Kalk hadi." Tam bir şey diyeceğim sırada annem odaya girdi ve yanıma geldi. "Nasıl oldun kızım?"

"İyi."

"Artık bugün okula gidersin." Bulut benden önce cevap verdi. "Geliyor geliyor. Hiç merak etme."

"İyi bakalım." Annem tam odadan çıkacağı sırada tekrar bize döndü. "Bu arada çocuklar akşam hep beraber yemeğe gidiyoruz. Haberiniz var değil mi?" Faysal annemin yanına gitti ve ellerini birleştirip konuşmaya başladı. "Nereye gidiyoruz Perihan Teyze'ciğim?"

Annem Faysal'ın eline vurup güldü. "Artık kendini Sihirli Annem'de sanmaktan vazgeç. Başhekimin doğum günü bugün. Evinde yemek veriyor. Bizleri de çağırdı." Ben oflayarak ayağa kalktım.

"Sizi çağırıyorsa biz neden geliyoruz?"

"Kızım ailelerimizle çağırdı. Bu arada başhekimin de üç çocuğu varmış sanırım. Onlarla takılırsınız."

"Çocuk avutuyor sanki."

"Yade! Neden böyle huysuzsun kızım? Noldu sana?" Vuslat hemen annemin yanına gidip sarıldı. "Hasta ya Perihan Teyzem ondandır."

"Neyi var onu da anlamadım ki. Gayet iyi gözüküyor."

"İyi zaten şuan." Vuslat kolundaki saate baktı. "Aa! Sen işe geç kalıyorsun. Çabuk çabuk." Annem de saate bakıp gözlerini irice açtı. "Ay gerçekten geç kalıyorum! Hadi kendinize iyi bakın çocuklar."

Annem odadan çıktığı anda Vuslat kapıyı kapattı. "Atlattık."

"Hadi çıkın dışarı." Hepsi sinirle bana baktığında kıyafetleri gösterdim. "Üstümü giyineceğim!" Hepsi gülümseyerek odadan çıktı. Üzerimi giyinip aynanın karşısına geçtim. Fazla bakmadan lavaboya gittim ve dişlerimi fırçaladım. Odama geri gidip çantamı aldım. Odadan çıkmadan çnce parfümümü sıktım ve salona ilerledim. "Hadi çıkalım." 

Yalaz| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin