3.5

2.5K 136 49
                                    

''Şuan hoca beni kaldıracak. Bak hissediyorum.'' Bakışlarımı Faysal'a çevirip güldüm.

''Kaldırsın Faysal ne olacak?'' Bana dehşetle bakıp kaşlarını çattı. ''Kızım ben fizikten ne anlarım?''

''Ne alaka? Biz fizik görmüyoruz ki.'' Kaşlarını gevşetip bana baktı. ''Nasıl görmüyoruz? Bu tahtadaki ne?''

''Matematik Faysal.''

''Ne demek Matematik? Nasıl matematik? Ya kızım biz sözel değil miyiz? Ne matematiği?'' Bulut arkasına dönüp Faysal'a tip tip baktı. ''Temel matematik görüyoruz Faysal. İki üç rakamı da çarpıp böl bir zahmet.'' Faysal bakışlarını Bulut'tan çekip bana baktı ve gözlerini devirdi.

''Bu çocuk neden bu sınıfta? Sayısal sınıfında olsaydı bu. Çok zeki maşallah.'' Bulut bir şey diyeceği sırada hocanın sesiyle bakışlarımız hocaya döndü.

''Faysal Yıldırım. Gel bakalım.''

''Neden?''

''Soruyu çöz.''

''Yok hocam teşekkür ederim.''

''Faysal'cığım gelir misin?''

''Hocam, ben daha kendi sorunlarımı çözemiyorum. Bir de matematiğin sorunlarıyla mı uğraşacağım. Yemin ederim kaldıramıyorum bu hayatı artık. Matematiğin problemlerini bile ben çözüyorum.''

Hoca gözlerini devirerek Faysal'a baktığında sınıfta birkaç kişi kıkırdıyordu. Faysal sınıftakilere dehşet dolu bakışlar atarak ayağa kalktı.

"Neye güldüğünüzü anlayamadım. Ama neyse." Tahtaya doğru adım atıp tahtanın önünde durdu. Soruya bakıp hocanın uzattığı tahta kalemini eline aldı.

"Bunu mu çözeceğim hocam?" Hoca başıyla onayladığında Faysal bakışlarını bize çevirdi.

"Ben bunu çözemem. Hani temel matematikti Bulut? Hani çarpma bölmeydi? Bu 'x' ne burada?" Hoca Faysal'a bakıp kaşlarını çattı.

"Sen dersi hiç mi dinlemedin oğlum?"

"Hayır."

"Neden?"

"Ben sözelim çünkü."

"Evladım 9 ve 10. sınıfta da gördünüz matematik. O zaman sözel sayısal yoktu. O zamanda mı dinlemedin?"

"Evet. Ben o zamanlardan biliyordum hocam sözel olacağımı.  Neden boşuna beynimin bir köşesini matematiğe ayırayım ki?" Bulut gözlerini yumup derin bir nefes aldı.

"Hala beynimin bir köşesi diyor. Delireceğim." Faysal bize dönüp Bulut'a baktı.

"Bir şey mi dedin Bulut?"

"Şu soruyu çöz artık." Faysal bir soruya bir de Bulut'a baktı.

"Oğlum ben bunu nasıl çözeyim? 'X' falan var bu soruda. Eminim bu çarpma işlemi olan 'x' değildir." Bulut bana dönüp gülümsedi. "En azından bu kadarını tahmin edebiliyor."  Hoca baygın bir şekilde Faysal'a baktı.

"O bilinmeyen çocuğum."

"Neden bilinmeyen?"

"Bilinmediği için. Bizden onu bulmamızı istiyorlar zaten."

"Hocam koskoca matematik bilememiş bunu. Bilinmeyen yapmış. Bizim ne haddimize onu bulmak. Ben matematiğe bu saygısızlığı yapamam."

"Çocuğum matematik bilememiş değil. Matematik biliyor onu."

"O zaman neden bilinmeyen diyor?"

"Biz bulalım diye."

"He birde yalancı bu matematik."

Yalaz| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin