Andrew'le resmen çıldırmış gibi bacak sallıyorduk. Tahta zeminde ayakkabımın sert tabanın sesinden başka bir şey duyulmuyordu.
Multimedya Mikael Hakim ^^10 dakika kadar devam ettik. Sonra merdivenden Petrus'un sesi gelmeye başladı.
-Yüce Umir aşkına!!! Ohh Tanrı'm!!! Nasıl şaşırırlar!!! Yüce Tanrı'm!!! Etlerimi kıtır kıtır doğracaklar!!! diyordu.
Elleri başında odaya girdi. Ben ve Andrew her an birini öldürecek bir surat ifadesindeydik.
- Yüce Umir!!! diyordu hâlâ.
-Petrus anlatsana!! dedim sinirlice.
- Olmadı!!! Görmediniz değil mi??? O bir siluetti.. O, vizyondu... dedi büyü yapıyormuş gibi.
-Salak gibi mi duruyorum??? dedim sinirlice.
Macros biraz agresif bir şeydi. İşte ben de arada sırada agresifleşiyordum.
Petrus delirmiş gözlerle bana döndü. Bir gözü seyiriyordu.
-Hayaldi O... Salak mısın Samuel!!!?? dedi.
Hızla ayağa kalkım. Sinirliydim.
- Cevap ver!! Kimdi O??!! diye bağırdım.
Ve üzerine yürüdüm. Petrus elleriyle başını korur gibi eğildi.
-Dur, dur Samuel. dedi
Kapıya döndüm. Yukarıya çıkmayı düşünüyordum. Kapının önüne geldim.
Petrus;
- Dur!!!! Olmaz !!!! Hayır Samuel! !! dedi.
Adım attım ve arkadan bir şeyin bana yaklaştığını hissettim. Refleks olarak arkama döndüm ve Macros'u ona yönelttim.
Petrus asasını bana yöneltmişti. Macros bir çeşit manyetik alan oluşturdu. Bense dehşetle ona bakıyordum.
Merdivenin başına gittim.
-Samuel dur!!!!! Dur, dur!!! Sana O'nu getireyim. Yukarı çıkma!!!!! diye çığlık attı resmen Petrus.
Arkama döndüm.
-Orda ne var Petrus??? Ne orası!!! dedim.
- Dur!! Dur, göstereceğim sana sonra. Ama şu an değil. Lütfen!!! dedi
İçeri geçtim. Ellerimi kemerimin üzerinde birleştirdim. Hırkamın kollarını çektim.
Elimi saçlarımın içinde gezdirdim ve Andrew'in yanına oturdum.
-Agresif çocuk. dedi Andrew kıkırdayarak.
Omzuna yumruk attım. Güldük. O sırada Petrus merdivenleri çıkıyordu.
- Fena dayak yemişti haa.. dedi Andrew.
-Aynen, rahat bi 40 kişi dövmüştür. dedim
Bir 10 dakika kadar bekledik. Yine kafayı yediğim anlardan bir tanesindeydik.
Etraftan siren sesleri geliyordu. Ayak sesleri, uğultular... Sigara artık kafa yapıyordu galiba.
Petrus kolunda O çocukla aşağı iniyordu. Çocuğa birşeyler söylüyordu.
Üzerini değiştirmişti. Baya iriydi. Benden bir beş santim kadar kısaydı. Biraz bıyığı ve biraz sakalı vardı çenesinde. Saçları çok azıcıktı. Üzerinde siyah ince bir kazak ve siyah bir kumaş pantolon vardı.
Petrus'un elleri titriyordu ve ne diyeceğini bilmiyor gibi davranıyordu. En sonunda derin nefes aldı ve ;
- Bu.. Bu yeni misafirimiz.. Bizimle yaşayacak. O... Hadi kendini tanıtsana.. dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clavicula Salomonis
Mystery / ThrillerSamuel L. Barton, eksik bir kehanetin başrolüydü. Sahip olduğu Macros ya onu şeytan yapacaktı ya da bir tanrı. Evren'in başka bir köşesinde onun için gelenlerin Ashenois'ten haberi yoktu. Samuel'inde öyle. Eksik büyümüş bir çocuğun kendiyle savaşı...